Kulislerden.blogspot.com

Mutlak Butlan davası ile ilgili duruşmadan önce örgütlenme sürecini tamamlamak isteyen CHP, davacıların “yetkisiz delege” iddialarını boşa çıkarmayı planlıyor. CHP yönetimi, yıl bitmeden kurultayı toplamak için takvimi sıkıştırdı. 24 Ekim’de Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek davada, partinin önceki kurultaylarının iptali talebi değerlendirilecek. İl Kongreleri Savunmayı Güçlendirebilir Parti kulislerinde, il kongrelerinin 24 Ekim’e kadar tamamlanmasının davaya doğrudan etki edebileceği konuşuluyor. İl yönetimlerinin ve delegasyonun netleşmesi, davacıların “yetkisiz delegeler” veya “usulsüz il yönetimleri” üzerinden yapacağı itirazların önünü kesebilir. Parti kaynakları, örgütlü yapının tamamlanmasının CHP’nin elini güçlendireceğini, mahkeme nezdinde de “parti içi işleyişin işlerliği” algısını kuvvetlendireceğini belirtiyor. Mutlak Butlan İddiaları Zayıflayabilir Dava sürecinde en güçlü ihtimallerden biri, kurultayın “mutlak butlan” gerekçesiyle yok sayılması. A...

CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşanan polis müdahalesi, yalnızca bir il binasının meselesi olmaktan çıktı; Ankara’da siyasetin tansiyonunu yükseltti. Yaralanmaların ardından gözler, CHP’nin TBMM’deki en kritik platformlardan biri olan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda nasıl bir tutum alacağına çevrildi. Olay, bir kez daha Türkiye’de diyalog siyasetinin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. Şimdi CHP’nin vereceği karar, yalnızca bir taktik değil, siyasetin geleceğini şekillendirecek bir mesaj olacak. Üç Yol, Üç Farklı Türkiye Fotoğrafı 1. Masadan Kalkmak: “Biz Yokuz!” CHP, yaşananları sert bir dille protesto edip komisyondan çekilebilir. Bu adım, tabana güçlü bir mesaj verir: “Bize şiddet uygulayanlarla barış konuşmayız.” Ancak bu karar, diyalog kanallarını kapatmak ve süreci kilitlemekle eleştirilebilir. Bu durumda İktidar cephesi, CHP’yi “barış sürecini baltalamakla” suçlayabilir. 2. Masada Hesap Sormak: “Önce Hesap Verin!” CHP, komisyon topla...

Erdoğan ve Bahçeli’nin geçmişte Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadıklarını açıkça söylemeleri, bugün CHP’ye “hukuka saygı” dersi vermeleriyle birleşince kamuoyunda çifte standart tepkisi büyüyor. Bugün AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’yi hedef alan açıklamalarında yargı kararlarına uymayanlar olduğunu ima ederek, hukuk devletine vurgu yaptı: “Türkiye'de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Mahkeme kararlarını eleştirmek ayrı şeydir; tanımamak ayrı şeydir…” ifadeleriyle CHP’ye hukuk saygısı çağrısında bulundu . Oysa aynı Erdoğan, 2016 yılında Anayasa Mahkemesi’nin Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesine dair verdiği karar hakkında şu sözleri sarf etmişti: “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim, verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum.”  Bu anlayış siyaset çevrelerinde, "Tutarlı olmayan ileri geri tutum, hukuk ve demokrasi adına utanç verici bir...

​TBMM'de kurulan ve adına "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" denilen yeni yapı, kulislerde fırtınalar estiriyor.  Bu Komisyonun, milli dayanışma ve kardeşliğin  tesis edilmesi yanında ekonomi yönüyle de çok daha fazla bir görev üstlendiği, siyasetin bütün taşlarını yerinden oynatacak bir pazarlığın merkezi haline geldiği konuşuluyor.  Kulislerdeki en sıcak gündem ise, bu komisyonda AKP'nin, silah bırakma ve infaz düzenleme önerisi yanında, CHP ve MHP'nin demokratikleşme beklentisi üzerinden birlikte hareket ettikleri söyleniyor. ​Söylentilere göre, bu "özel" komisyonun en önemli işlevi, cezaevlerindeki bazı kritik isimler için bir yol haritası çizmek. Listenin başında, uzun süredir gündemde olan Abdullah Öcalan'a ev hapsi yoluyla serbestlik verilmesi yer alıyor. Ancak bu radikal adımın yaratacağı siyasi sarsıntıyı dengelemek ve muhalefeti de sürece dahil etmek için, adaletsiz ve haksız yere 5 aydır Silivri'de tutulan ...

CHP kulislerinde son günlerin en hararetli tartışma konusu, partinin eski ağır toplarının, Özgür Özel liderliğindeki mevcut yönetimi hedef alan sert ve yer yer haksız eleştirileri tepki çekiyor.  Sosyal medyadaki paylaşımlara göre, kimi eski milletvekilleri, MYK ve Parti Meclisi üyeliği, hatta bir dönem Genel Sekreterlik ve Genel Başkan Yardımcılığı yapmış bazı isimler, CHP’yi yerel seçimlerde 1. parti yapan şimdiki yönetimi adeta “nefret edercesine” eleştirmeye devam ediyor. Kulislerde bu eleştiriler “absürt” ve “haksız” olarak nitelenirken, bazı partililer AKP’den gelen sert muhalefet söylemlerinin bile bu eski CHP’lilerin çıkışlarının yanında “hafif kalır", “Bir insan ekmeğini yediği kendi partisine böyle vurmaz” diyerek tepki gösteriyor. Mevcut yönetime yakın isimler, söz konusu çıkışların hem parti tabanında hem de kamuoyunda kafa karışıklığı yarattığı için bu isimlere mesafeli davranıyor. Başarının Görmezden Gelinmesi Kulislerde, CHP yönetiminin son yerel seçimle...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Demokrasi ve Adalet Komisyonu, Türkiye'de demokrasi ve adalet sorunlarını çözmek için kapsamlı bir paket hazırladı.  Kürt meselesini dışlamayan ancak sadece onunla sınırlı kalmayan bu paket, mevcut sorunların anayasa hükümlerinin uygulanmamasından ve yargı üzerindeki siyasi baskılardan kaynaklandığını savunuyor. İktidarın aksine, bu sorunların çözümünün "düşünülenden çok daha kolay" olduğunu belirten CHP, çözüm için kapsayıcı ve haklara saygılı bir siyasi iradeye ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Demokrasi Paketi: Adalet ve Toplumsal Barış İçin 29 Başlık CHP'nin hazırladığı 29 maddelik "Demokratikleşme Paketi", kanun değişiklikleri ve uygulamadaki sorunların giderilmesini talep ediyor. Pakette öne çıkan başlıklar ve ana fikirleri şu şekilde özetlenebilir  - TBMM'de Tam Yetkili Bir Komisyon Kurulması Toplumsal barış, adalet ve demokratik mutabakatı sağlamak amacıyla tüm siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin v...

Siyasi partilerin üzerinde mutabık kaldığı "Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"nun kuruluşu, kulislerde hareketli gündem oluşturmaya devam ediyor.  Komisyonun çalışma usul ve esaslarının belirlendiği 12 maddelik metin, kamuoyuna duyuruldu. Bu metin, özellikle komisyonun yetkileri ve karar alma süreçleri açısından kritik detaylar içeriyor. Karar Yeter Sayısı Yüksek, Amaç Büyük Komisyonun en dikkat çekici maddelerinden biri, karar alma süreçleriyle ilgili olanı. Komisyon, terörle mücadeleden demokrasi ve hukuk devletine kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütecek. Ancak komisyonun asıl işlevi olan kanun teklifi hazırlığı için üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun şart koşulması, bu sürecin ne kadar hassas yürütüleceğinin bir göstergesi. Bu yüksek baraj, partilerin ortak paydada buluşmasını zorunlu kılarken, aynı zamanda alınacak kararların geniş bir siyasi mutabakata dayanacağını garantiliyor. Kulislerde bu durum, "ciddi bir siyasi risk alma...

Meclis'te kurulan yeni komisyonun karar alma usulü, AKP, MHP ve DEM partilerini bir araya getirerek diğer partileri dışarıda bırakıyor. Bu durum, "milli dayanışma" adıyla kurulan komisyonun, meclis içi uzlaşma yerine belli partilerin dayatmasına dönüştüğü eleştirilerine yol açıyor. MHP ve DEM'in aynı masada buluşma ihtimali ise siyasetin dinamiklerini değiştirebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. TBMM'de  yeni kurulan "Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu", siyasi partiler arasında büyük bir dengesizliğe neden olacak gibi görünüyor. Kulislerde konuşulanlara göre, Komisyonun çalışma usul ve esaslarında yer alan kritik bir madde, AKP, MHP ve DEM partilerini bir araya getirerek diğer partileri adeta devre dışı bırakıyor. Komisyonun en önemli kararlarından biri olan kanun teklifi hazırlanmasına ilişkin kararlar, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla alınacak. Meclis aritmetiğine bakıldığında, bu çoğunluğun sağl...

CHP, toplumsal barış ve adalet için kurulan "Terörsüz Türkiye Komisyonu"na önemli isimleri görevlendirdi. Genel Başkan Özgür Özel imzalı liste meclis başkanlığına gönderildi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanlığı, toplumsal barışın, adaletin ve demokratik mutabakatın tesis edilmesi beklenen bir komisyona kendi grup üyelerinden atamalar yaparak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına bilgi verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel imzasıyla 31 Temmuz 2025 tarihinde TBMM Başkanlığı'na gönderilen yazıda, partinin komisyonda görev alacak milletvekilleri duyuruldu. Yazıda, komisyonun görevinin "toplumsal barışı, adaleti ve demokratik mutabakatı tesis etmek" olduğu belirtildi. CHP'nin komisyonda görevlendirdiği isimler şöyle:  * Ankara Milletvekili Murat EMİR  * Ankara Milletvekili Okan KONURALP  * Bursa Milletvekili Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU  * Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin TANRIKULU  * İstanbul Milletvekili Türkan ELÇİ  * İstanbu...

Türkiye, her yaz ciğerlerini yakan orman yangınlarıyla mücadele ederken, felaketlerin önüne geçmek için atılması gereken adımlar Meclis koridorlarında bir kez daha havada kaldı.  Yıllar 2019, 2020, 2022 ve şimdi de 2025'i gösterdiğinde, "orman yangınlarına hazırlık" konulu meclis araştırma önergeleri AKP ile MHP oylarıyla ısrarla reddedilmesi, iktidarın bu hayati konuya yaklaşımındaki acı tabloyu gözler önüne seriyor.  Bu tekrarlayan retler, sadece siyasi bir tutum olmanın ötesinde, ülkenin doğal zenginliklerine ve vatandaşın can güvenliğine karşı sergilenen büyük bir sorumsuzluk olarak yorumlanıyor. Yangınlar sonrası verilen demeçlerde "kader" vurguları yapılırken, bu "kaderin" aslında alınmayan tedbirler, yapılmayan hazırlıklar ve görmezden gelinen uyarılarla örüldüğü gerçeği ayan beyan ortada.  Muhalefet partilerinin orman yangınlarının nedenlerini, önlenmesi için alınacak tedbirleri ve mücadele kapasitesini araştırmak üzere verdikleri ö...

Türkiye siyaseti, "Terörsüz Türkiye" söylemiyle gündeme gelen çözüm süreci ve bu süreçte kurulması planlanan TBMM komisyonu etrafında yoğun tartışmalar yaşıyor. Kurulacak komisyon için başta ceza hukukçuları ve toplumun birçok kesiminden CHP'ye, yargı eliyle sürdürülen tasfiye girişimlerine karşı net bir duruş sergilemesi için uyarı mesajları geliyor. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Hasan Sınar, CHP'ye önemli bir uyarıda bulunarak, komisyon masasına oturmadan önce "tutuksuz yargılama"yı ön şart olarak koyması gerektiğini belirtti. Aksi takdirde, CHP'nin kendisine yönelik siyasi saldırılara boyun eğmiş olacağını ifade etti. Vatandaşların sosyal medyadaki tepkileri de Sınar'ın uyarısını destekler nitelikte. Birçok kişi, CHP'nin AKP ile aynı masaya oturmasını, "normalleşme" söyleminin bir uzantısı olarak görüyor ve muhalefetin birleşmesi yönünde güçlü çağrılar yapılıyor.  Bu durum, CHP'nin komisyon sürecine yaklaşımının hem kendi ...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kamuoyunda "zeytin yasası" olarak bilinen ve zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasa teklifine sert tepki gösterdi. Başarır, teklifin görüşmeleri sırasında Sanayi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank'ın muhalefete yönelik "İstemeseniz de biz geçireceğiz" sözlerine Meclis önünde yanıt verdi. Zeytin üreticilerinin Meclis önünde başlattığı açlık grevine destek veren Başarır, Varank için "Bilmiyorlar ki, Varank 3 saat aç kalsa vatanı terk eder. Varank'tan biz medet ummuyoruz. Varank gün gelecek o bahçelerde bir korkuluk bile olamayacak" ifadelerini kullandı. "Bizimle Kirli Pazarlık Yapmayın!" Başarır, AKP grubunun yasayı geçirmek için "kirli pazarlıklar" yaptığını iddia etti. Her kesilen zeytin ağacının yerine iki ağaç dikileceği ve kira süresinin uzatılacağı gibi vaatlere tepki gösteren Başarır, "Peki, 300-400 y...

Türkiye Siyasetinde Kongrelerin Aynası: Demokrasi Şöleni mi, Tek Adam Gölgesi mi? CHP'de adayların yarıştığı dinamik kongreler, parti içi demokrasiyi gözler önüne sererken; AKP ve MHP'de liderin tek aday olduğu kongreler, "tek adam" tartışmalarını beraberinde getiriyor. Peki, bu farklılıklar Türkiye siyasetini nasıl şekillendiriyor ve partilerin geleceğine dair ne söylüyor? Türkiye'de çok partili dönemden bugüne siyasetin kalbi, parti kongrelerinde atar. Liderlerin belirlendiği, vizyonların çatıştığı, geleceğin filizlendiği bu kritik dönemeçler, partilerin adeta demokrasi sınavıdır.  Kimisi bu sınavdan "demokrasi şöleni" olarak çıkarken, kimisi "tek adam gösterisi" eleştirileriyle karşılaşıyor. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kongreleri ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) kongreleri arasındaki çarpıcı farklar, Türkiye siyasetinin tabanına dair çok şey söylüyor. Demokrasinin Dansı ve Çatış...

Yerel seçimlerin ardından değişim talebiyle yükselen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na karşı, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve ona destek veren isimlerin yeniden öne çıkması  başta CHP'liler olmak üzere, toplumun birçok kesiminde tepkilere neden oldu.  Seçmen değişim isterken, Kılıçdaroğlu cephesinden gelen çıkışlar “statükonun son direnişi” olarak yorumlandı. Kemal Kılıçdaroğlu’na sosyal medya üzerinden destek mesajı paylaşan CHP’li milletvekilleri: Ali Öztunç, Gamze Akkuş İlgezdi, Hasan Öztürk, Mahir Polat, Hüseyin Yıldız, Rıfat Nalbantoğlu, Sevda Erdan Kılıç ve Deniz Demir isimleri sosyal medyadan, "Kılıçdaroğlu'na destek verenler" başlığıyla paylaşıldı. Cumhuriyet Halk Partisi'nde, 2024 yerel seçimlerinden sonra yakalanan ivme ve değişim enerjisi, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden sahneye çıkmasıyla yeni bir gerilime dönüştü. Seçmenin açık bir şekilde değişim talebini ort...