Kayıtlar

AKP etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Diyanet’in Skandal Hutbesi: Kadınlar "Kul Hakkı" Tehdidiyle Mirastan Vazgeçmeye Zorlanıyor!

Resim
AKP iktidarının, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kullanarak kadınların eşit miras hakkını hedef alması, toplumun farklı kesimlerinden büyük tepki topluyor. Diyanet’in 15 Ağustos 2025 tarihli Cuma Hutbesi'nde yer alan ifadeler, mevcut yasalara ve anayasal düzene aykırı olduğu gerekçesiyle sert bir dille eleştiriliyor. ​Diyanet’in Hutbesi ve Anayasa İhlali ​Diyanet'in hutbesinde, "Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır" ve "kız çocuklarının da Allah'ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır" gibi ifadeler kullanılması, mevcut yasalara doğrudan bir meydan okuma olarak değerlendiriliyor.  Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasası, Medeni Hukuk ve çeşitli yasalarla güvence altına alınan eşitlik ilkesi ve kadınların miras hakkı, bu ifadelerle açıkça hedef alınıyor. Diyanet, doğrudan Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir kurum olmasına rağmen, Anayasa'ya ve yasalara uymak zorundadır. B...

AKP'nin "Terörsüz Türkiye" Komisyonu: Samimiyetsiz Bir Sorumluluktan Kaçış Hikayesi!

Resim
AKP iktidarının "Terörsüz Türkiye" hedefiyle kurmaya çalıştığı son uzlaşma komisyonu, aslında bir samimiyetsizlik ve sorumluluktan kaçış hikayesi olarak belirginleşiyor. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un davetiyle beşinci kez masaya yatırılan bu girişim, geçmişteki dört başarısız denemenin izinden gidiyor gibi görünüyor. Üstelik elimizdeki belgelere göre, bu kez hukuka aykırı bir yapıyla! Hukuksuzluğun Gölgesinde Bir "Uzlaşma" Çabası Meclis Başkanı Kurtulmuş'un komisyonu kurma şekli bile başlı başına bir sorun teşkil ediyor. 25 Temmuz 2025 tarihli ve "Z-43452547-180.01-167-1852" sayılı yazısında Kurtulmuş, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanlığı'na hitaben, "Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisimizin bünyesinde kurulacak olan Komisyon için ekli listede yer alan üye dağılımına göre görevlendireceğiniz milletvekillerinin isimlerini 31.07.2025 Perşembe günü saat 17.00'ye kadar Başkanlığımıza bildi...

Erdoğan’ın Eski Danışmanı Bile Dayanamadı. "Yandaş Medya"yı HSK’ya Şikayet Etti!

Resim
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski hukuk danışmanı Prof. Dr. İzzet Özgenç'ten, iktidara yakınlığı ile bilinen "yandaş medya" yayın organlarına ve bazı isimlere yönelik şok etkisi yaratacak bir suç duyurusu geldi.  Özgenç, aralarında Nagehan Alçı, Cem Küçük, Şamil Tayyar ve Fatih Atik gibi isimlerin de bulunduğu programları hedef göstererek, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) sunduğu dilekçede "Suç oluşturduğu kuşkusuz olan bu fiiller karşısında, gereğinin yapılmasını tensiplerinize arz ederim" ifadelerini kullandı.  Bu gelişme, iktidara yakın çevrelerde büyük yankı uyandıracak ve Özgenç'in çıkışının ardındaki siyasi kulisleri hareketlendirecek nitelikte. " Soruşturmanın Gizliliği İhlal Edildi, İtibar Cellatlığı Yapılıyor" Özgenç'in suç duyurusunun temelinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) operasyonlarında "etkin pişmanlıktan" yararlanan kişilerin kendisine yönelik iddialarının, soruşturma...

AKP'nin "Uzlaşma Komisyonu" İnadı: Beşinci Deneme de Başarısızlığa mı Gidiyor?

Resim
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un davetiyle kurulması planlanan "uzlaşma komisyonu," AKP iktidarı dönemindeki beşinci deneme olarak kayıtlara geçti. Daha önce dört kez tecrübe edilen ve sonuçsuz kalan bu tür komisyonların akıbeti, siyasi kulislerde merak konusu.  Zira, hukuki bir temeli olmayan ve İçtüzük'e aykırı bir şekilde oluşturulan bu komisyonların geçmişi, iktidarın "uzlaşma" söyleminin ne denli karşılık bulduğunu sorgulatıyor. Hukuksuz Bir Geleneğin Tekrarı mı? TBMM İçtüzüğü'ne göre kurulmayan ve hukuki dayanağı bulunmayan bu komisyonlar, esasen TBMM Başkanı'nın daveti ve partilerin uzlaşmasıyla oluşturulan gayri resmi yapılar. En dikkat çekici özellikleri ise, partilerin Meclis'teki güçleri oranına göre değil, eşit temsile göre üyelerinin belirlenmesi. Bu durum, iktidar partisine göre daha az sandalyesi olan diğer partilere teorik olarak eşit söz hakkı tanıyor gibi görünse de, pratikteki sonuçlar bunun pek de böyle olmadığını g...

CHP,AKP, MHP: Kongre Süreçleri Partilerin Demokrasi Anlayışını Ele Veriyor

Resim
Türkiye Siyasetinde Kongrelerin Aynası: Demokrasi Şöleni mi, Tek Adam Gölgesi mi? CHP'de adayların yarıştığı dinamik kongreler, parti içi demokrasiyi gözler önüne sererken; AKP ve MHP'de liderin tek aday olduğu kongreler, "tek adam" tartışmalarını beraberinde getiriyor. Peki, bu farklılıklar Türkiye siyasetini nasıl şekillendiriyor ve partilerin geleceğine dair ne söylüyor? Türkiye'de çok partili dönemden bugüne siyasetin kalbi, parti kongrelerinde atar. Liderlerin belirlendiği, vizyonların çatıştığı, geleceğin filizlendiği bu kritik dönemeçler, partilerin adeta demokrasi sınavıdır.  Kimisi bu sınavdan "demokrasi şöleni" olarak çıkarken, kimisi "tek adam gösterisi" eleştirileriyle karşılaşıyor. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kongreleri ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) kongreleri arasındaki çarpıcı farklar, Türkiye siyasetinin tabanına dair çok şey söylüyor. Demokrasinin Dansı ve Çatış...

AKP’nin Dili: Saray’ı Kutsal İlan Et, Mizahı Sustur

Resim
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, AKP Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “kutsal” olarak nitelendiren sözleri, muhalefet partilerinin sert tepkisine yol açtı.  Aynı dönemde, Leman dergisine yönelik “dini değerleri aşağılama” suçlamasıyla başlatılan soruşturma ve dergiye yapılan fiziksel saldırılar, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.  Her iki olay da, iktidarın muhalif seslere yönelik baskı politikalarının bir yansıması olarak eleştiriliyor. Mestan Özcan’ın Tartışmalı Konuşması Meclis genel kurulunda, Tekirdağ’daki su sorununa değinen AKP’li Mestan Özcan konuşmasında, “Bizler inançlı bir milletiz. Kutsallarımız, Peygamberimiz ve Cumhurbaşkanımız bizim hassas noktamızdır” ifadelerine yer verdi.  TBMM tutanaklarına yansıyan bu sözler, muhalefet sıralarında anında tepkiyle karşılandı. Özcan’ın, seçilmiş bir siyasi figürü dini bir kavram olan “kutsal” ile eş tutması, muhalef...

AKP'nin "Sessiz Türkiye" Stratejisi: Kulislerde Neler Konuşuluyor?

Resim
Ankara'nın siyasi kulisleri son günlerde hararetli tartışmalara sahne oluyor. Adliye koridorlarından sızan bilgilere göre, iktidarın yargı ve muhalefet üzerindeki baskılarını artırdığı yönündeki kulis bilgilerini doğrular nitelikte. Kimileri buna "sessiz Türkiye operasyonu" dese de, perde arkasında dönenler, ülkenin yakın geleceğine dair ürkütücü senaryoları gündeme getiriyor. Avukatlara Gözdağı, Yargıya Parmak Sallama: Neler Oluyor? Kulislerde konuşulan ilk ve en dikkat çekici konu, savunma avukatlarına yönelik artan baskılar ve tutuklamalar. CHP'nin Hukukçu Milletvekili Süleyman Bülbül, "Bu sadece avukatlara değil, aslında savunma hakkına bir gözdağı. Müvekkiliyle özdeşleştirme taktiği, yargıda muhalif ses bırakmama arayışının bir parçası," yorumunu yapıyor. Özellikle kritik davalarda görev alan avukatların hedef alındığı, gözaltına almaların ise "tamamen caydırıcılık amaçlı" olduğu iddia ediliyor. Peki, bu durum yeni mi? Bir siyasi y...

AKP’nin İmamoğlu Hamlesi Ters Tepebilir: CHP’den ‘Yargısal Taciz’ Eleştirisi”

Resim
CHP'nin Cumhurbaşkanı  Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı “yargı görevini yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla ilgili dava, 12 Haziran 2025’te görülen duruşma 16 Temmuz 2025’e ertelendi.  İmamoğlu’nun duruşmaya katılmaması ve avukatlarının süreci “usulsüz” olarak nitelendirmesi, CHP cephesinde davanın siyasi bir kumpas olduğu yönündeki görüşleri daha da güçlendirdi. X platformunda paylaşılan bilgilere göre, İmamoğlu’nun savunmasında öne çıkan ifadeler, davanın hukuki değil, tamamen siyasi saiklerle yürütüldüğüne işaret ediyor. İmamoğlu, 27 Ocak’ta Saraçhane’de gerçekleştirdiği “Turpun Büyüğü” konuşmasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik eleştirileri nedeniyle suçlanmıştı. Savunmasında, “Aldığımız nefese dava açıyorsunuz. Her davanın savcısı aynı, bilirkişisi aynı, hukuksuzluğu aynı” diyerek yargı sürecinin taraflı olduğunu ...