Kayıtlar

kulis etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Meclis'ten Yürütmeye Sarsıcı Mesaj: Kurtulmuş'un Komisyonu 'Totaliter Rejime' Set mi Çekiyor?

Resim
Ankara siyaset çevrelerinde buz gibi bir rüzgar esiyor. AKP içinde, yıllardır süregelen “Partili Cumhurbaşkanlığı” rejimine yönelik bir itiraz fısıltısı, artık yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Partinin kalbinden yükselen bu ses, tek adam rejiminin getirdiği siyasi tıkanıklık, toplumsal kutuplaşma ve Meclis’in itibar kaybına karşı duyulan derin bir "eski Türkiye" hasretini gözler önüne seriyor. ​Bu fısıltının en net yankısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş'un öncülüğünde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantılarında duyuldu. Aslında "terörsüz Türkiye" düşüncesiyle kurulan bu komisyon, beklenmedik bir şekilde, AKP'nin yıllardır savunduğu sistemi sorgulayan bir platforma dönüştü. Kurtulmuş'un, komisyonda "otonomi" veya "Öcalan'ın serbest bırakılması" gibi konulara kapılarını kapatması, otoriter eğilimlere karşı bir denge arayışı olarak yorumlanırken, kulisler bu ham...

"Terörsüz Türkiye" Komisyonu Rafa mı Kalktı?

Resim
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Terörsüz Türkiye” süreci kapsamında kurulması planlanan komisyonun gecikmesi, siyasi kulislerde yankı uyandırmaya devam ediyor.  27 Haziran tarihinde partilerin grup başkanvekilleriyle bir araya gelerek partilerden komisyonla ilgili görüşlerini isteyen Kurtulmuş, 5 Temmuz 2025’te partilerin yazılı önerilerini almasına rağmen, Meclis’in 20 Temmuz’daki kapanış tarihine kadar komisyonun kurulmasını sağlayamadı.  Bu 15 günlük süreçte komisyonun kurulamaması, özellikle DEM Parti cephesinde hayal kırıklığı yaratırken, Kurtulmuş’un bu dönemde gerçekleştirdiği yurt dışı seyahatleri de eleştiri oklarının hedefi oldu.  Edinilen bilgilere göre, DEM Parti, komisyonun hızla kurulmasını ve sürecin şeffaf bir şekilde ilerlemesini beklerken, gecikme nedeniyle iktidarın “ipe un serdiği” yorumları yapılmaya başlandı. Parti kaynakları, “Bu kadar kritik bir süreçte, komisyonun kurulması gibi teknik bir meselenin bu kadar uzaması, samimiyet sorgul...

Fahrettin Altun’un Görevden Alınmasının Ardındaki Gelişmeler

Resim
Türkiye, 6 Temmuz 2025’te Pençe-Kilit Harekâtı sırasında 5 askerin metan gazı nedeniyle şehit olmasıyla sarsıldı. Ancak sosyal medyada ve bazı muhalefet kaynaklarında şehit sayısının 12 olduğu iddia edildi.  Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, olayın doğal yollarla oluşan metan gazından kaynaklandığını açıklayarak yalnızca resmi kaynaklara itibar edilmesini istedi. Bu açıklama kamuoyunda yetersiz bulunarak eleştirildi. Altun’un sadece iletişim görevini değil, siyasete yön verme çabası içinde olduğu da uzun süredir konuşuluyordu.  Özellikle sosyal medya paylaşımları ve muhalefete yönelik sert söylemleri tepki topluyordu. CHP’li isimler, Altun’u taraflı davranmakla ve kamuoyunu yönlendirmeye çalışmakla suçladı. 9 Temmuz 2025’te, gazeteci Fuat Uğur’un sosyal medyada yaptığı paylaşımla Altun’un görevden alındığı iddia edildi. Kısa bir süre sonra Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile Altun’un Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanlığı’na atandığı, ...

'‘İcazet’' Çıkışı Trump’la Çöktü: Bakan Tunç'un Sözleri Havada Kaldı

Resim
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “ABD’den icazet alarak yargı işlem yapacak, öyle mi? Böyle bir şey olabilir mi?” sözleri,  siyaset kulislerinde geniş yankı uyandırdı.  Bakan Tunç'un tam da bu açıklamayı yaptığı gün, ABD Başkanı Donald Trump’ın altı yıl öncesine ait “Türkiye’den rahibi almıştık” ifadesi yeniden gündeme geldi.  Kulislerde, “Kaderin cilvesine bakın, Trump’ın bu sözleri, Bakan Tunç’un açıklamasıyla aynı güne denk geldi. Bakanın iddiaları havada kaldı” şeklinde yorumlandı. Trump’ın bu çıkışı, Tunç’un yargının bağımsızlığına dair sözlerini gölgede bırakırken, iktidarın dış politikadaki tutarsızlıkları bir kez daha tartışma konusu oldu. Brunson’ın 2018’de serbest bırakılması, ABD’nin ekonomik yaptırımları ve diplomatik baskılarının bir sonucu olarak görülmüş, Erdoğan yönetiminin bu süreçte geri adım attığı o dönemde de sıkça dile getirilmişti. Trump’ın, Tunç’un “icazet” vurgusu yaptığı gün bu olayı hatırlatması, iktidarın “bağımsız yargı” ve “milli irad...

İktidarın Yargı Hamleleri ve Ters Tepme Riski

Resim
İktidar, son dönemde kendisini eleştiren başta muhalefet olmak üzere TÜSİAD, sanatçılar, sendikacılar ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki yargı baskısını artırarak kontrolü elinde tutma stratejisini sürdürüyor.  Başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik “bilirkişi” iddianamesindeki siyasi yasak ve açılan diğer davalarla toplamda 25 yılı bulan hapis talepleri siyaset kulislerinde konuşulan konuların başında geliyor. İktidarın bu hamlelerinin, muhalefeti sindirmekten çok, ters tepme ihtimalini her geçen gün güçlendirdiğine dikkat çekiliyor. AKP'lileri endişelendiren durum Kulislerde konuşulanlara göre, AKP’nin bazı üst düzey isimleri, sert yargı müdahalelerinin partiye zarar verdiğini dile getiriyor. Seçmen, özellikle ekonomik krizin derinleştiği bu süreçte, adalet mekanizmasının iktidar lehine kullanılmasını hoş karşılamıyor. 2023 seçimlerinde yaşanan oy kaybının temel nedenlerinden biri olarak adalete duyulan güvensizliği gören bazı AKP...

Erken Seçim İle İlgili Son Kulisler

Resim
Ankara siyaset kulislerinde erken seçim tartışmaları hız kesmeden devam ediyor.  Muhalefet partileri ve özellikle CHP, erken seçim çağrılarını sıklaştırırken, iktidar kanadı da farklı senaryoları değerlendiriyor.  Son dönemde kulislerde dolaşan bilgilere göre, 2025 sonunda erken seçim ihtimali giderek daha fazla konuşulmaya başlandı. Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, mevcut takvim doğrultusunda 2028 seçimlerine kadar süreci devam ettirmek istediği biliniyor. Ancak kulislerde konuşulanlara göre, Erdoğan erken seçim olasılıklarını tamamen dışlamış değil. Özellikle ekonomik koşullar ve kamuoyu baskısı nedeniyle 2025 sonunda bir erken seçim senaryosu masada olabilir. İktidar çevrelerinde, eğer koşullar uygun hale gelirse, bu tarihin değerlendirilebileceği konuşuluyor. Erken Seçim Şart CHP ve diğer muhalefet partileri, ekonomik kriz ve hayat pahalılığı üzerinden hükümeti sıkıştırarak "erken seçim şart"  çağrısında bulunuyor ve 2025 sonunda erken seçim ...

Erken Seçim ve Anayasa Değişikliği İle İlgili Son Kulisler!

Resim
Anayasa değişikliği tartışmaları yeniden alevlenirken, siyasi kulislerde Recep Tayyip Erdoğan'ın ömür boyu cumhurbaşkanı olması için önünü açacak düzenlemeler konuşuluyor.  Türkiye'nin siyasi geleceği ve sosyal barışı üzerine ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiren kulis bilgileri şöyle:  Özellikle "Neo-Hamidyen" olarak adlandırılan otoriterleşme eğiliminin daha da derinleşeceği yönündeki endişeler, toplumun farklı kesimlerinde tepkilere neden olabileceği ifade ediliyor. Türk-Kürt Sosyal Barışı  40 yılı aşkın süredir devam eden terör sorunu, Türkler ve Kürtler arasındaki gönül bağını koparamamış olsa da, siyasi sistemde yaşanacak radikal bir değişim, sosyal barışı zorlayabilir. Özellikle Anayasa değişikliği gibi hassas bir konunun, toplumun farklı kesimlerinde kutuplaşmayı derinleştirme riski bulunuyor. Bu durumun, sokaklara taşabilecek tepkileri de beraberinde getirebileceği uyarıları dile getiriliyor. Sağ Kesimde Kırılma ve sonuçları  İktidar par...

Ekonomiyi ve Hukuku Tehdit Eden Yeni Kayyum Düzenlemesi Mecliste!

Resim
Bu hafta Meclis gündemine getirilmesi beklenen ve şirketlere kayyum atanmasının önünü açan düzenleme, tartışmaların odağında.  Siyaset kulislerinde, daha önce muhalefetin Anayasa’ya aykırılık ve ticari hayata yönelik riskler taşıdığı gerekçesiyle torba yasadan çıkartıldığı  hatırlatılan teklif AKP tarafından yeniden Meclis’e sunuldu. Muhalefetin Tepkisi Sert: Terörle mücadele gerekçesiyle hazırlandığı öne sürülen düzenleme, şirketlerin yönetimlerine TMSF aracılığıyla kayyum atanmasını kolaylaştırıyor. Başta CHP olmak üzere muhalefet partileri, bu düzenlemeyi “hukuk devleti ilkesine aykırı” ve “ekonomik yıkımın habercisi” olarak nitelendiriyor. CHP, düzenlemeye yönelik;  depremde köy kanunlarını gerekçe göstererek insanların evlerine aynı şekilde kupon arazilere de el konulduğunu hatırlatıyor. Şimdi ise terörle mücadele bahanesiyle, yargı kararı olmadan şirketlere kayyum atamanın yolunun açılmak istenmesine tepki gösteriyor. Bu teklifin serbest piyasa ekon...

AKP İktidarında Sistemin Tıkanışı: Ankara Kulislerinde Neler Konuşuluyor?

Resim
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003 yılında başbakanlık koltuğuna oturmasıyla başlayan ve 2014’ten itibaren Cumhurbaşkanlığı ile devam eden 22 yıllık iktidar dönemi, Ankara kulislerinin en hararetli tartışma konusu haline geldi. Erdoğan’ın liderliğinde inşa edilen sistemin, özellikle son yıllarda ekonomi, hukuk, demokrasi ve dış politikada ciddi sıkıntılar yaşadığı ifade ediliyor.  Peki, AKP yönetimi bu sürece nasıl geldi ve siyasetin görünmeyen yüzünde neler konuşuluyor? Ekonomide Güven Erozyonu Kulislerde, ekonominin son yıllarda içine girdiği darboğazın, iktidar cephesinde de ciddi endişelere neden olduğu belirtiliyor. Türk lirasındaki değer kaybı, yüksek enflasyon ve Merkez Bankası politikaları, sadece muhalefet değil, AKP içindeki bazı gruplar tarafından da eleştiriliyor. İddiaya göre, partinin ekonomi yönetiminde daha geleneksel politikalar uygulanmasını savunan bir kanat, mevcut faiz politikalarına mesafeli yaklaşıyor. Ancak bu görüşlerin karar meka...

İktidar-Muhalefet Çekişmesi Derinleşiyor: Gelişmiş Ülkelerde İstifa Zaman Kaybetmeden Gelirdi!

Resim
Bolu Kartalkaya Otel yangınıyla ilgili ihmaller ve sorumluların kim olduğu Ankara siyaset kulislerinin öncelikli konusu haline geldi. 21 Ocak gecesi 78 vatandaşın hayatını kaybettiği, 51 kişinin yaralandığı Bolu Kartalkaya Otel katliamının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın denetim sorumluluğu masaya yatırıldı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy’a sosyal medyada istifa çağrıları, siyasi tansiyonu uzunca bir süre yükseltecek gibi görünüyor. Muhalefetin, “denetimsizlik katliamı” olarak nitelediği bu trajedinin ardından gözler TBMM’nin denetim süreçlerine ilişkin atacağı adımlarda.  Faciayla ilgili sorulara henüz resmi bir yanıt gelmezken, Ankara kulislerinde, “Sorumlular belli ve bu iş örtbas edilemez” havası hâkim.  Ortaya çıkan tablo; yangın güvenliği gibi hayati bir konuda göz yumulan ihmal zinciri, sadece otel işletmecilerini değil, bizzat Bakanlığı da hedef tahtasına oturtuyor. Gelişmiş Ülkelerde İstifa Zaman Kaybetmeden Gelir Konunun mecliste araştırılmasını isteyen ...

Ekonomik Krizi Yönetemeyen İktidar Çareyi Muhalefete Operasyon Çekmekte Buldu

Resim
Son dönemde muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarına ve bağımsız medya kuruluşlarına yönelik operasyonlar ve soruşturmalar hız kazandı.  Bu gelişmeler, kamuoyunda demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri bağlamında ciddi endişelere yol açarken, bu tür adımların başka bir amaca hizmet ettiği yönündeki eleştiriler de artıyor. Ekonomi uzmanları ve muhalif siyasetçiler, bu operasyonların temel amacının kamuoyunun dikkatini ülkenin gerçek sorunlarından uzaklaştırmak olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’de enflasyon rekor seviyelerde seyrederken, halk artan gıda ve enerji fiyatlarıyla başa çıkmaya çalışıyor. İşsizlik oranları yükselirken, asgari ücret her geçen gün eriyor. Bu ekonomik gerçekler, geniş halk kitlelerini zor durumda bırakıyor ve hükümete olan güveni sarsıyor. Gündem Saptırma Taktiği mi? Siyasi analizcilere göre, toplumsal hoşnutsuzluğun arttığı bu dönemde muhalif kesimlere yönelik operasyonlar, ekonomik krizin konuşulmasını engellemek için bir “gündem değiştirme...

MHP’nin Kılıçdaroğlu Hakkındaki Şikayeti Geri Çekmesi Neyin Habercisi?

Resim
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), 2020 yılında Kemal Kılıçdaroğlu hakkında yaptığı "suç ve suçluyu övme" suçlamasına dayanan şikayetini geri çektiğini duyurdu. Bu gelişme, Ankara kulislerinde farklı senaryoları gündeme getirdi ve siyasi strateji boyutlarıyla dikkat çekti. Ancak bu kararın gerekçesi ve perde arkası özellikle tartışma konusu oldu. Hukuki Geri Adım mı, Siyasi Hesap mı? MHP’nin bu adımı, öncelikle "hukuki gerekçeler" bağlamında yorumlandı. Ancak kulislerde bu geri çekmenin, geçmişteki başka bir tartışmalı durumu da gölgelemek amacı taşıyabileceği fikri dillendiriliyor. 1999 yılında Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirildikten sonra "silah bırakma" çağrısını TBMM çatısı altında yapması tartışmaları yeniden alevlendi. O dönemdeki tartışmaların odağında, bazı siyasilerin terör örgütüyle diyalog fikrine açık kapı bırakması yer almıştı. Özellikle, Öcalan’ın mesajının kamuoyuna ulaştırılma biçimi ve buna dönemin bazı siyasi figürlerinin y...

Fas'a Gidecek Olan Özgür Özel Suriye Sorununu Sosyalist Enternasyonele Taşıyacak

Resim
Suriye sorunu dünya ve ülke gündeminin öncelikli konuları arasında yer alırken, CHP Genel Başkanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Özgür Özel'in, yarın Fas'ta gerçekleştirilecek Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılacağı ifade edildi. Edinilen bilgilere göre, CHP lideri Özel'in katılacağı Sosyalist Enternasyonal toplantısının gündem maddelerinden birinin de Suriye olacağı öğrenildi. Sosyalist Enternasyonal, dünya genelinde sosyal demokrat, sosyalist ve işçi partilerinin bir araya geldiği önemli bir platform olduğu için, burada Suriye meselesinin ele alınması, uluslararası iş birliği ve bölgesel sorunların çözümünde yeni yaklaşımlar geliştirilmesi açısından önem taşıyor. CHP'nin bu toplantıya katılımı, Türkiye'nin dış politikası ve bölgesel meseleler konusundaki pozisyonunu uluslararası düzeyde anlatmak ve partinin bu konudaki perspektiflerini paylaşmak açısından da kritik bir adım olabilir.  Kulislere yansıyan bu tür gelişmel...