Kulislerden.blogspot.com

Muğla başta olmak üzere, Kütahya, İzmir ve Manisa’daki artan maden ruhsatları doğa tahribatını hızlandırınca muhalefet partileri zeytinlikleri talanına karşı birleşti. Bu birliktelik çevre politikalarında yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Türkiye’de son yıllarda artan maden ruhsatı başvuruları, özellikle Muğla Kütahya, İzmir ve Manisa’da zeytinlikler, ormanlık alanlar, tarım arazileri ve su kaynakları üzerinde ciddi baskı oluşturdu. Bölge halkının tepkisi büyürken, muhalefet partileri ve bağımsız milletvekilleri bu soruna karşı ilk kez geniş çaplı bir uzlaşma sağladı. Bu uzlaşma sadece Ege için değil, tüm Türkiye’nin yeşil geleceği için bir dönüm noktası olarak görülüyor. Muhalefet, hükümete maden ruhsatı düzenlemelerinin yeniden ele alınması gerektiği uyarısında bulunuyor. Partiler, maden ruhsatlarının çevresel etkileri, alternatif enerji politikaları ve sürdürülebilir kalkınma stratejilerini kendi içlerinde ele alıyor. Bu adım, Türkiye siyasetinde alışık olu...

Başkent sokakları, zeytin ağaçlarının fısıltısını, köylülerin çığlığını ve doğanın isyanını taşıyan, milyonların sesi olan bir avuç cesur köylünün dramına tanıklık ediyor. Ankara'da soğuk beton zemine serilmiş battaniyeler, üzerine sinmiş umutsuzluğa rağmen dimdik duran pankartlar… “Havamıza, suyumuza, toprağımıza dokunma!” diye haykırıyor. Ama bu çığlık, vicdanları sağır, kulakları tıkalı bir iktidar duvarına çarpıp geri dönüyor. İktidarın Sessizliği, Halkın Kanayan Yarası Yıllardır süregelen, doğayı ve insanı hiçe sayan talan politikaları, bugün Ankara’nın göbeğinde en çıplak haliyle sergileniyor. Zeytinlikler sökülüyor, köyler boşaltılıyor, su kaynakları zehirleniyor. Tüm bunlar, sözüm ona “kalkınma” adı altında yürütülen, ancak aslında sadece bir avuç çıkar grubuna hizmet eden projeler uğruna yapılıyor. Ve bu onursuz tablo karşısında, iktidar koltuklarında keyif sürenler, halkın feryadını duymuyor, görmüyor, hissetmiyor. Bu fotoğraf, sadece Ankara’da değil, ülkenin ...