Kayıtlar

siyanürlü altın etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İliç'den ders almadılar. 535 futbol sahası büyüklüğündeki alan yok edilecek. Kazdağlarından ellerinizi çekin!

Resim
Kazdağları’nda siyanürlü çalışma yürüten Zenit Madencilik’in büyüme talebine 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde onay çıkması başta çevreci gruplar olmak üzere toplumun birçok kesiminde tepkilere neden oldu.  Tepki gösteren isimlerden CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, yaptığı yazılı açıklamada, Kazdağları'nın Çanakkale ve Balıkesir sınırında yer alan ve bölgenin akciğerleri  işlev gören, Alpler’den sonra dünyanın en fazla oksijen üreten dağları olduğunu vurguladı. 535 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ALAN YOK EDİLECEK CHP'li Güneşhan'ın açıklaması şöyle: Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü.  Havamızı, suyumuzu, içinde bulunduğumuz bu ekosistemi korumak adına bir farkındalık günü. Tam da bugün bizi çok derinden üzen bir haber aldık. Kazdağları’nda siyanürlü çalışma yürüten Zenit Madencilik’in büyüme talebine onay çıkmıştır. Buna göre 259 hektarlık alan 380 hektara çıkacak. Bu ne demek? 535 futbol sahası büyüklüğü demek. KAZ DAĞLARI ENDEMİK BİTKİLERE EV SAHİPLİĞİ Y...

GELİYORUM DİYEN 'TARTIŞMALI MADENCİLİK; SİYANÜRLÜ ALTIN' FELAKTİ GELDİ...

AKP iktidarı bir çok bilim, çevre, ekoloji, sağlık, hukukçu ve gazetecilerin uyarılarını dikkate almadı.  Erzincan İliç'de  siyanürle altın çıkaran maden ocağında facia siyanürle sulanmış toprak kaymasıyla geliyorum diyerek geldi.  2023 Haziran ayında kalem aldığım  "Tartışmalı madencilik siyanürlü altın" manşetiyle yaptığım haberi güncelleyerek tekrar paylaşıyorum. Mühendis, hukukçu ve gazeteciler, altın madenciliğinin “ağır bedeller ödetecek faaliyetler” olduğuna işaret edip Anayasa ve yasalarda acil değişiklikler yapılması gerektiğine dikkat çekti. CENGİZ ALDEMİR / ANKARA   Sanayi devrimiyle birlikte dünyaya egemen olan “ekonomik büyüme” anlayışı, 250 yıl sonra doğal yaşam alanlarının yok edilmesi, bir başka deyişle “dünyanın sonu” tartışmalarını da beraberinde getirdi. Bugün karşı karşıya olduğumuz “küresel salgınlar” ve “iklim krizi”, doğanın alarm zilleri olarak görülürken, “sürdürülebilir kalkınma” anlayışı öne çıkıyor. Ancak bunun nasıl başarılacağı konu...