Kayıtlar

Yazan: Cengiz Aldemir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

"Cahillik, Bir Toplumun En Büyük Yüküdür" Diyen Diyojen'in Yüzyıllar Önceki Uyarısı Hala Geçerli!!!

Resim
Eski Filozof Romen Diyojen'e "Dünyanın en ağır yükü ne?" diye sormuşlar. O da "Cahil bir insan" demiş. Şimdi bu söz, AKP yöneticilerinin "Biz en çok cahil kesimden oy alıyoruz" sözleriyle tekrar gündemde.  Bu tartışmalar sürerken, dün Ankara'da yaşanan iki olay, iktidarın farklı insan gruplarına nasıl davrandığını açıkça gösterdi. "Şeriat" diye bağıran bir gruba polis karışmazken, hak arayan eğitimli insanlara ve işçilere sert müdahale edildi. Bu durum, AKP'nin "cahil seçmen" lafıyla birleşince, iktidarın siyaset anlayışı, toplumdaki ayrışmayı daha da derinleştiriyor. Diyojen'in Eleştirisi ve Ankara'daki Zıtlıklar Diyojen'in cahilliği büyük bir tehlike olarak görmesi, düşünen ve bilgili vatandaşların önemini vurgular. Ama Ankara'da olanlar, bu idealden ne kadar uzaklaştığımızı üzücü bir şekilde gösteriyor. Bir yanda, hukuk devletine aykırı bir şekilde "şeriat" isteyen gruba dokunulmaması...

Türkiye'nin Doğal Mirası Tehlikede: Gelişim mi, Talan mı?

Resim
Türkiye, biyoçeşitliliği, heybetli ormanları, sarp dağları ve pırıl pırıl akarsularıyla eşsiz bir doğal mirasa sahip. Ancak ne acıdır ki, bu cennet parçasının üzerinde yıllardır “kalkınma” adı altında oynanan oyunlar, doğamızı soluksuz bırakıyor. Siyasi kürsülerden yükselen "yeşil hassasiyet" söylemleri, sahadaki acı gerçekle taban tabana zıt düşüyor: Solan ormanlar, kuruyan nehir yatakları, sessizliğe bürünen yaşam alanları... Bu yalnızca çevresel bir felaket değil, aynı zamanda vicdanımızın karanlık bir yansıması. Yasa Var, Hukuk Yok: Kağıt Üstündeki Adalet Türkiye'de çevre koruma yasaları kağıt üzerinde ne kadar güçlü görünse de, ne yazık ki uygulama sahasında felç durumda. Sanayi devlerinin çevresel denetimlerden elini kolunu sallayarak geçmesi, cılız ceza mekanizmalarının caydırıcılıktan uzak oluşu, doğayı hoyratça tüketenlere adeta yeşil ışık yakıyor. 2024'te Ergene Nehri'ni esir alan kirlilik skandalı, bu vahim durumun somut bir kanıtı. Sanayi a...

Bir Toplumun Düşüşü: Bonhoeffer’in Aptallık Uyarısı"

Resim
Bir Toplumun Düşüşü 1930’ların Almanyası, bilim, sanat, kültür ve eğitimde dünyanın önde gelen toplumlarından biriydi. Leibniz, Kant, Hegel gibi düşünürler; gelişmiş eğitim sistemi ve teknolojiyle Almanya, medeniyetin merkezi kabul ediliyordu. Ancak, bu aydınlanmış toplum, Adolf Hitler’in liderliğinde iki yıldan kısa sürede bir diktatörlüğün kölesi haline geldi.  Bu dramatik dönüşüm, genç papaz Dietrich Bonhoeffer’i derinden etkiledi ve onu “Aptallık Teorisi”ni geliştirmeye yöneltti: “Aptallık, toplum mühendisliği sonucu oluşur. Hitler’in Yükselişi: Eğitimli Bir Toplumun Çöküşü 31 Temmuz 1932 seçimlerinde Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi, %34 oyla 230 milletvekili kazandı. 30 Ocak 1933’te Hitler, Şansölye oldu. Bir yıl geçmeden, 12 Kasım 1933’teki erken seçimlerde %91 oyla meclisin tamamını ele geçirdi. Hitler, artık “Tek Adam”dı. Eğitimli Alman toplumu, nasıl oldu da bu kadar kısa sürede bir diktatöre teslim oldu? Masumların dükkânları yağmalandı, kadınlar ve çocuklar a...