Ekonomik Krizi Yönetemeyen İktidar Çareyi Muhalefete Operasyon Çekmekte Buldu

Son dönemde muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarına ve bağımsız medya kuruluşlarına yönelik operasyonlar ve soruşturmalar hız kazandı. 

Bu gelişmeler, kamuoyunda demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri bağlamında ciddi endişelere yol açarken, bu tür adımların başka bir amaca hizmet ettiği yönündeki eleştiriler de artıyor.

Ekonomi uzmanları ve muhalif siyasetçiler, bu operasyonların temel amacının kamuoyunun dikkatini ülkenin gerçek sorunlarından uzaklaştırmak olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’de enflasyon rekor seviyelerde seyrederken, halk artan gıda ve enerji fiyatlarıyla başa çıkmaya çalışıyor. İşsizlik oranları yükselirken, asgari ücret her geçen gün eriyor. Bu ekonomik gerçekler, geniş halk kitlelerini zor durumda bırakıyor ve hükümete olan güveni sarsıyor.

Gündem Saptırma Taktiği mi?
Siyasi analizcilere göre, toplumsal hoşnutsuzluğun arttığı bu dönemde muhalif kesimlere yönelik operasyonlar, ekonomik krizin konuşulmasını engellemek için bir “gündem değiştirme taktiği” olduğunu söylüyor. İktidarın kontrolündeki yandaş medya organları bu operasyonları büyük puntolarla haberleştirirken, ekonomik verilerle ilgili haberlerin ikinci planda kalması dikkat çekiyor.

Birçok bağımsız analist, ekonomik krizin derinleştiği bu süreçte demokrasi ve insan haklarının hiçe sayılmasının, uzun vadede daha büyük toplumsal sorunlara yol açacağı uyarısında bulunuyor. Ayrıca, temel özgürlüklerin sınırlandırılması ve farklı seslerin susturulması, Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını da zedeliyor.
Gerçek Çözüm Reform ve Şeffaflık
Muhalefete yönelik operasyonlar kısa vadede kamuoyunun dikkatini dağıtabilir; ancak bu tür yöntemler, ülkenin ekonomik krizden çıkışını sağlamaktan uzak. Uzmanlar, çözümün baskıcı uygulamalarda değil, ekonomik reformlar ve şeffaf yönetim anlayışında olduğunu vurguluyor. Ekonomik sorunların çözümü, ancak üretimi artıran, enflasyonu kontrol altına alan ve adil gelir dağılımını sağlayan politikalarla mümkün olabilir.

Türkiye'nin içinde bulunduğu zor ekonomik şartlar, daha fazla diyalog ve uzlaşmayı zorunlu kılarken, kutuplaştırıcı ve baskıcı politikaların kısa vadeli siyasi kazançlar için kullanılması, toplumsal huzursuzlukları derinleştirmekten başka bir işe yaramayacak. 

Ez cümle bir taraftan CHP'li ve Dem Partili belediyelere  Kayyum atamaları sürerken, diğer taraftan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın'ın gözaltına alınması, o da yetmedi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na konuşması biter bitmez AKP'li Cumhurbaşkanı 'Erdoğan'a hakaret' etti diye dava açılmasının arka planında; sosyo-ekonomik sorunları çözemeyen iktidarın, çareyi muhalefete operasyon çekmekte bulduğunu söylemek hiç de yanlış bir yorum olmasa gerek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı