CHP,AKP, MHP: Kongre Süreçleri Partilerin Demokrasi Anlayışını Ele Veriyor

Türkiye Siyasetinde Kongrelerin Aynası: Demokrasi Şöleni mi, Tek Adam Gölgesi mi?
CHP'de adayların yarıştığı dinamik kongreler, parti içi demokrasiyi gözler önüne sererken; AKP ve MHP'de liderin tek aday olduğu kongreler, "tek adam" tartışmalarını beraberinde getiriyor. Peki, bu farklılıklar Türkiye siyasetini nasıl şekillendiriyor ve partilerin geleceğine dair ne söylüyor?

Türkiye'de çok partili dönemden bugüne siyasetin kalbi, parti kongrelerinde atar. Liderlerin belirlendiği, vizyonların çatıştığı, geleceğin filizlendiği bu kritik dönemeçler, partilerin adeta demokrasi sınavıdır. 
Kimisi bu sınavdan "demokrasi şöleni" olarak çıkarken, kimisi "tek adam gösterisi" eleştirileriyle karşılaşıyor. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kongreleri ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) kongreleri arasındaki çarpıcı farklar, Türkiye siyasetinin tabanına dair çok şey söylüyor.
Demokrasinin Dansı ve Çatışan Sesler
CHP kongreleri, adeta bir demokrasi karnavalı! Genel başkanlık koltuğu için kıyasıya rekabetin yaşandığı, birden fazla adayın kürsüye çıktığı, delegelerin özgür iradeleriyle oy kullandığı ve sonuçların şeffaflıkla açıklandığı bu arenada, parti içi demokrasi tüm dinamizmiyle sahnelenir.
Gerçek Yarışın Nefes Kesen Hali 
Farklı görüşlerin çarpıştığı, hatta zaman zaman tansiyonun yükseldiği anlar, CHP'nin yaşayan, nefes alan bir yapıya sahip olduğunu kanıtlar nitelikte. Bu, eleştiriye ve farklı seslere açık bir parti kültürünün yansıması. Adaylar, delegelerin kalbini kazanmak için adeta bir siyasi maraton koşusu yapar; vizyonlarını, vaatlerini sunar ve parti tabanının nabzını tutarlar. Bu süreç, partinin ideolojik ve siyasi duruşunu yeniden şekillendirme potansiyeli taşır. Adeta bir fikirler laboratuvarı gibi işler!
AKP ve MHP: Tek Sesli Koro ve Liderin Gölgesi
Peki ya diğer tarafta? AKP ve MHP kongreleri, bambaşka bir tablo çiziyor. Burada "ikinci aday sürprizi" neredeyse hiç yaşanmaz. Sahneye tek bir isim çıkar, o da genellikle mevcut liderdir.
AKP Kongreleri: Erdoğan'ın Gölgesinde Bir Ritüel: Recep Tayyip Erdoğan dönemindeki AKP kongreleri, liderin tek aday olarak çıktığı ve delegelerin oybirliğiyle veya büyük bir çoğunlukla seçtiği bir ritüele dönüşmüş durumda. Parti tabanından veya teşkilatlardan farklı bir lider adayının ortaya çıkmaması ya da çıkmasının engellenmesi, "tek adam" eleştirilerini beraberinde getirir. Bu durum, partinin lider etrafında sarsılmaz bir şekilde kenetlendiği ve liderin kararlarının pek sorgulanmadığı bir yapıya işaret ediyor.
Kongreler, daha çok bir güç gösterisi ve liderin onaylanması töreni halini almıştır. Adeta bir taç giyme töreni havası eser!
MHP Kongreleri: 
Bahçeli'nin Uzun Hükümranlığı: Benzer bir manzara MHP kongrelerinde de belirgin. Devlet Bahçeli'nin uzun yıllardır genel başkanlık koltuğunda oturması ve karşısına güçlü bir alternatifin çıkmaması, MHP'deki parti içi demokrasi tartışmalarını alevlendiriyor. Geçmişte Bahçeli'nin karşısına çıkan adayların parti disiplini gerekçesiyle ihraç edilmesi veya etkisizleştirilmesi, parti içinde farklı seslerin yükselmesinin önüne geçtiği yorumlarına neden olmuştur. MHP kongreleri de, AKP kongreleri gibi, liderin otoritesini pekiştiren ve tek adaylı bir seçimle sonuçlanan etkinlikler olarak dikkat çekiyor. Adeta bir "koltuk garantili" seçim yaşanır.
Peki Neden Bu Uçurum? Farklılığın Perde Arkası
Bu bariz farklılığın arkasında yatan nedenler ise, Parti Kültürü ve Genetik Kodlar: CHP'nin DNA'sında çok sesliliğe ve tartışmaya daha açık bir gelenek varken, AKP ve MHP'de liderin mutlak otoritesi adeta bir anayasa maddesi gibi işler. Bu, partilerin kuruluş felsefeleri ve tarihsel süreçleriyle de yakından ilişkili.
 * Karizmatik Liderlik ve Başarının Gölgesi: Özellikle AKP'de Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmatik liderliği ve partisinin art arda gelen seçim başarıları, parti içi muhalefetin oluşmasını adeta imkansız hale getirmiştir. MHP'de de Devlet Bahçeli'nin kurucu ve birleştirici rolü, benzer bir etki yaratmıştır. Başarı, bazen eleştirel sesleri susturur mu?
 * Demir Yumruk Disiplini: AKP ve MHP'de parti disiplin mekanizmalarının daha katı olduğu ve muhalif seslerin kolayca bastırılabildiği iddiaları sıkça dile getirilir. Parti içi muhalefet, adeta kırmızı çizgiyi aşan bir eylem olarak görülebilir.
Seçim Sisteminin Gizli Etkisi
Türkiye'deki siyasi parti ve seçim kanunları da, parti içi demokrasiyi farklı şekillerde etkileme potansiyeli taşır. 
Sonuç olarak, CHP kongreleri, parti içi demokrasinin ve çok sesliliğin adeta bir vitrini olarak ön plana çıkarken, AKP ve MHP kongreleri, lider odaklı ve tek adaylı yapısıyla bambaşka bir tablo çiziyor. Bu durum, Türkiye'deki siyasi partiler arasındaki demokrasi anlayışı ve parti içi işleyiş farklılıklarını net bir şekilde ortaya koyuyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı