AKP'nin "Sessiz Türkiye" Stratejisi: Kulislerde Neler Konuşuluyor?
Ankara'nın siyasi kulisleri son günlerde hararetli tartışmalara sahne oluyor. Adliye koridorlarından sızan bilgilere göre, iktidarın yargı ve muhalefet üzerindeki baskılarını artırdığı yönündeki kulis bilgilerini doğrular nitelikte.
Kimileri buna "sessiz Türkiye operasyonu" dese de, perde arkasında dönenler, ülkenin yakın geleceğine dair ürkütücü senaryoları gündeme getiriyor.
Avukatlara Gözdağı, Yargıya Parmak Sallama: Neler Oluyor?
Kulislerde konuşulan ilk ve en dikkat çekici konu, savunma avukatlarına yönelik artan baskılar ve tutuklamalar. CHP'nin Hukukçu Milletvekili Süleyman Bülbül, "Bu sadece avukatlara değil, aslında savunma hakkına bir gözdağı. Müvekkiliyle özdeşleştirme taktiği, yargıda muhalif ses bırakmama arayışının bir parçası," yorumunu yapıyor. Özellikle kritik davalarda görev alan avukatların hedef alındığı, gözaltına almaların ise "tamamen caydırıcılık amaçlı" olduğu iddia ediliyor.
Peki, bu durum yeni mi? Bir siyasi yorumcu, "Geçmişte de benzer girişimler oldu ama bu kadar pervasızca değildi. Artık iktidar, yargıyı tamamen kendi kontrolüne alma arzusunda. Avukatları susturarak, adil yargılanma ilkesini zedelemeyi göze alıyorlar" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekiyor.
Hakim değişiklikleri ise bir diğer sıcak başlık. "Dosya avcılığı" olarak nitelendirilen bu durum, özellikle iktidarı rahatsız edecek kararlar veren hakimlerin anında görevden alınması veya sürülmesiyle gündeme geliyor. Kulislerde, "İktidarın hoşuna gitmeyen bir karar çıktı mı, ertesi gün o hakimin ya tayini çıkıyor ya da başka bir soruşturmaya konu oluyor. Buna, yargıda bir 'itaat kültürü' yaratma çabası," deniyor. Bu durumun da, yargı bağımsızlığından geriye pek bir şey kalmadığı şeklinde ifade edilerek iktidarın tutumu eleştiriliyor.
Gazeteciler ve Muhalifler İçin "Gece Yarısı Baskınları": Korku İklimi mi Yaratılıyor?
En çok konuşulan konulardan biri de muhaliflerin ve gazetecilerin hedef alınması. Özellikle sosyal medya paylaşımları ve eleştirel haberler nedeniyle gece yarısı ev baskınlarıyla gözaltına alınan isimlerin sayısındaki artış, kulislerde "korku iklimi yaratma stratejisi" olarak yorumlanıyor.
Bir gazeteci arkadaşımız, isminin açıklanmaması kaydıyla, "Artık sabahları uyandığımızda ilk baktığımız şey, kimin gözaltına alındığı ya da tutuklandığı. İfadeye çağrı usulü tamamen rafa kalktı. Amaç, insanları evlerinden alıp bir şok etkisi yaratmak ve kamuoyuna 'muhaliflerin gözaltına alınması normal' mesajını vermek," ifadelerini kullanıyor.
Peki bu baskınların ardında ne var? Kulislerde, iktidarın "muhalefetsiz bir alan" yaratma çabası olduğu görüşü ağır basıyor. Özellikle yerel seçimler sonrası, iktidar bloğunun elini güçlendirmek ve eleştirel sesleri tamamen susturarak kendi gündemini dayatmak istediği konuşuluyor.
"Hukuk Devleti"nden "İtaat Devleti"ne Mi?
"Çağrılsa ifade vermeye gidecek kişilerin evlerinden baskınla alınması, hukuk devletiyle bağdaşmaz" şeklindeki yaygın görüş, kulislerde de sıkça dile getiriliyor. Bir hukuk profesörü, bu durumu "Hukuk devleti ilkesinin ayaklar altına alınmasıdır. Bu tür uygulamalar, Türkiye'yi hızla bir polis devletine dönüştürüyor" şeklinde özetliyor.
Siyasi analistler, AKP'nin bu adımlarla "muhalefetsiz, hukuk dışı bir Türkiye" hedeflediği konusunda hemfikir. Ancak bu durumun içeride ve dışarıda ciddi tepkilere yol açabileceği de kulislerde sıkça konuşuluyor. Özellikle Batı başkentlerinde, Türkiye'deki insan hakları ve yargı bağımsızlığına ilişkin endişelerin arttığı, bunun da ekonomik ve siyasi ilişkileri olumsuz etkileyebileceği ifade ediliyor.
Ankara kulislerinde hakim olan genel kanı ise, iktidarın bu politikalarla bir "sessizlik sarmalı" yaratmaya çalıştığı yönünde. Ancak her şeye rağmen, özellikle genç hukukçular, gazeteciler ve sivil toplum aktivistleri arasında bu baskılara karşı bir direncin oluşmaya başladığına dair de bilgiler dile getiriliyor.
Peki, Türkiye bu "sessizleştirme" operasyonuna boyun eğecek mi? Yoksa kulislerdeki bu konuşulanlar, daha büyük bir karşı duruşun habercisi mi olacak? Ankara, nefesini tutmuş, bu sorunun cevabını bekliyor...
Yorumlar
Yorum Gönder