AKP’nin Dili: Saray’ı Kutsal İlan Et, Mizahı Sustur

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, AKP Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “kutsal” olarak nitelendiren sözleri, muhalefet partilerinin sert tepkisine yol açtı. 
Aynı dönemde, Leman dergisine yönelik “dini değerleri aşağılama” suçlamasıyla başlatılan soruşturma ve dergiye yapılan fiziksel saldırılar, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. 

Her iki olay da, iktidarın muhalif seslere yönelik baskı politikalarının bir yansıması olarak eleştiriliyor.
Mestan Özcan’ın Tartışmalı Konuşması
Meclis genel kurulunda, Tekirdağ’daki su sorununa değinen AKP’li Mestan Özcan konuşmasında, “Bizler inançlı bir milletiz. Kutsallarımız, Peygamberimiz ve Cumhurbaşkanımız bizim hassas noktamızdır” ifadelerine yer verdi. 
TBMM tutanaklarına yansıyan bu sözler, muhalefet sıralarında anında tepkiyle karşılandı. Özcan’ın, seçilmiş bir siyasi figürü dini bir kavram olan “kutsal” ile eş tutması, muhalefet tarafından “siyasi şirk” ve “demokrasiye aykırı” olarak nitelendirildi.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Özcan’ın sözlerine yanıt olarak, “Cumhurbaşkanlığı, halkın oylarıyla seçilen bir makamdır. Kimseyi kutsal ilan edemezsiniz. Bu, demokrasinin ruhuna aykırıdır ve halkın iradesini hiçe saymaktır” sözleriyle tepki gösterdi. 
DEM Parti milletvekilleri de Özcan’ın ifadelerinin, siyasi liderleri “dokunulmaz” hale getirerek otoriter bir anlayışa hizmet ettiğini savundu. İYİ Parti’den yapılan açıklamada ise, “Bu tür söylemler, devlet yönetimini kişiselleştiriyor ve toplumda kutuplaşmayı derinleştiriyor”  sözleriyle eleştirildi. 

AKP’li milletvekillerinin, Özcan’ın konuşmasını alkışlarla desteklemesi, muhalefetin tepkisini daha da artırdı. CHP’li vekiller, AKP’nin bu tutumunun, partinin lider kültünü pekiştirme çabası olduğunu öne sürdü. Özcan’ın konuşması, sosyal medyada da geniş yankı buldu; birçok kullanıcı, ifadeleri “laiklik ilkesine aykırı” ve “siyasi popülizm” olarak eleştirdi.
Leman Dergisi’ne Haksız Müdahale
Leman dergisinin 26 Haziran 2025 tarihli sayısında yayımlanan bir karikatür, “Hz. Muhammed ve Hz. Musa’yı tasvir ettiği” iddiasıyla büyük bir tartışma yarattı. Karikatürde, bombalanan bir şehir üzerinde “Selamün Aleyküm” ve “Aleyhem Şalom” diyerek selamlaşan iki figür yer alıyordu. Bu karikatür, bazı kesimler tarafından dini değerlere hakaret olarak yorumlanırken, dergi yönetimi, karikatürün İsrail’in bombardımanlarında hayatını kaybeden bir Müslüman’ı temsil ettiğini ve dini değerleri aşağılama amacı taşımadığını vurguladı. 

Leman’ın açıklamasında, “Karikatürde Hz. Muhammed’e hiçbir referans yoktur. Şu anda Muhammed ismini taşıyan 200 milyon kişi var. Karikatürü böyle yorumlamak için çok kötü niyetli olmak lazım” denildi.Buna rağmen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, karikatür nedeniyle “dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Derginin yazı işleri müdürü Zafer Aknar, grafiker Cebrail Okçu, karikatürist Doğan Pehlivan ve müessese müdürü Ali Yavuz gözaltına alındı ve tutuklandı. Ayrıca, derginin ilgili sayısı hakkında toplatma kararı verilirken, Leman’ın sosyal medya hesaplarına erişim engeli getirilmeye çalışıldı.30 Haziran 2025 gecesi, şeriartçı Büyük Doğu Akıncıları Derneği’nin çağrısıyla derginin Beyoğlu’ndaki binası önünde toplanan bir grup, “Yaşasın şeriat” ve “Kafir Leman hesap verecek” sloganları eşliğinde binaya taş ve sopalarla saldırdı. Polis, gruba biber gazıyla müdahale etse de, saldırganlara yönelik ciddi bir işlem yapılmaması eleştirildi. 
İktidar Destekli Provokasyon
Muhalefet partileri, bu saldırıyı “iktidar destekli bir provokasyon” olarak nitelendirdi. Türkiye İşçi Partisi (TİP), “Yeni katliamlara zemin hazırlayanlara izin vermeyeceğiz” diyerek, kolluk kuvvetlerinin yetersiz müdahalesini kınadı.
İktidarın Çifte Standardı
Leman dergisine yönelik soruşturma ve saldırılar, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından ciddi endişelere yol açtı. Sol Parti, “Leman’a yönelik gerici faşist saldırı, tüm muhalefeti hedef alan bir provokasyondur” açıklamasıyla dergiye destek verdi. CHP lideri Özgür Özel, Leman’a sahip çıkarak, “Bu tür linç kampanyaları, toplumsal barışı tehdit ediyor. İktidar, dini hassasiyetleri kullanarak muhalif sesleri susturmaya çalışıyor” dedi.
Eleştirmenler, iktidarın Leman dergisine yönelik sert tutumunun, muhalif medyaya karşı uygulanan çifte standardın bir örneği olduğunu belirtiyor. Leman’ın Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Akgün, AFP’ye verdiği demeçte, karikatürün kasten yanlış yorumlanarak bir provokasyon yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Dünya medyası da olayı, “Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik yeni bir darbe” olarak değerlendirdi. Libération gazetesi, saldırıyı “tek bir karikatür ve şiddet dalgası” olarak özetlerken, The Independent, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın gözaltı videolarını paylaşarak karikatüristleri “hadsiz” ve “hayasız” olarak nitelendirmesini eleştirdi.
Demokrasi ve Özgürlükler Üzerindeki Baskı
Mestan Özcan’ın Erdoğan’ı “kutsal” olarak nitelendirmesi ve Leman dergisine yönelik haksız müdahaleler, Türkiye’de demokrasi ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskıların artmakta olduğuna işaret ediyor. Özcan’ın sözleri, siyasi liderleri eleştiriden muaf tutma çabasını yansıtırken, Leman’a yapılan saldırılar ve soruşturma, muhalif medyanın susturulmaya çalışıldığını gösteriyor. Muhalefet, sözde iç barış çağrısı yapan iktidarın her iki olayın da otoriter politikalarının bir parçası olduğunu savunuyor ve bu tür olayların toplumsal barışı ve demokratik değerleri tehdit eden bir ortam yarattığı uyarısında bulunuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı