Kulislerde Isınan Dosya: Babacan-Davutoğlu Ekseninde Yeniden Yapılanma

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Başbakan Yardımcılığı yapan Ali Babacan, iç politikada yeniden aktif olma arayışında. Kulislerde Babacan’ın “Maliye ve Adalet” bakanlıklarını istediği; Davutoğlu’nun ise “Ulaştırma ve Ticaret” bakanlıklarına talip olurken, kapatılan ve kendisinin olan Şehir Üniversitesinin yeniden açılmasını istediği konuşuluyor.

Bu talepler, olası bir kabine revizyonu ve yeniden yapılanma sürecinin habercisi olarak görülüyor.

Bürokraside Büyük Değişim Hazırlığı

Siyasi çevrelerde, üst düzey kamu kurumlarında görev yapan bürokratların büyük ölçüde değişeceği söyleniyor.

Bu değişimin sadece kadro yenilenmesi değil, aynı zamanda “yeni bir yönetim anlayışına geçiş” anlamına geldiği belirtiliyor.

Amaç, yeni döneme uygun bir “çekirdek ekip” oluşturmak.

Erken Seçim hazırlığı mı?

Kulislerde konuşulan bir diğer iddia da, bu yeniden yapılanmanın 2026 baharında olası bir erken seçime hazırlık olduğu yönünde.

Yani kabine ve bürokraside yapılacak değişim, seçim öncesi “yenilenme” ve “taze yüzler” mesajı verme amacını taşıyor.

Babacan, sadece ekonomi değil, hukuk ve yargı bağımsızlığı konularında da etkili olmak istiyor. Bu yüzden Adalet Bakanlığı talebi öne çıkıyor.

Davutoğlu ise lojistik ve dış ticaret odaklı bir rol arıyor. Küresel ticaret dengelerinin yeniden şekillendiği dönemde bu alanların stratejik önem kazandığı düşünülüyor.

Ayrıca bazı eski AKP yöneticilerinin de yeniden göreve dönme ihtimali konuşuluyor. Bu durum, “ittifak mı, pazarlık mı?” tartışmasını gündeme getirdi.

Değişimin sadece bakanlıklarla sınırlı kalmayıp, ekonomik düzenleme kurumları, yatırım ajansları ve kamu-özel ortaklıkları gibi alanlara da yansıyabileceği belirtiliyor.

Olası Senaryo

Erken seçim senaryosunda şu aşamalar öne çıkabilir:

1. Kabine ve bürokraside değişim sinyalleri,

2. Reform paketleri ve yeni projelerin duyurulması,

3. Seçim sürecine girilmesi.

Ancak bu süreç fazla görünür olursa, “pazarlık siyaseti” algısı oluşabilir ve hem hükümet hem muhalefet açısından risk yaratabilir.

Bu gelişmeler, sadece kişisel talepler değil; aynı zamanda ekonomi, hukuk, lojistik ve ticaret ekseninde yeni bir güç dengesi kurulmak istendiğini gösteriyor.

Gerçek değişimin ölçüsü ise, bürokratik reformların ne kadar kapsamlı ve hızlı uygulanacağına bağlı olacağı konuşuluyor.