Şirketin vekili Binali Yıldırım ve Şirketin bakanı Murat Kurum yargılanmalı
Tarım Orman-İş Sendikası MYK’sı Adına Genel Başkan Şükrü Durmuş yaptığı yazılı açıklamada ikbal derdine düşen AKP iktidarını bilimin, çevrenin, doğanın, insanın sesine kulaklarını tıkayarak yaşam hakkını gasp etmekle eleştirdi.
İktidarın rant hırsıyla insan hayatını hiçe sayarak suyu, toprağı zehirleyerek insanları öldürmeye devam ettiğini söyleyen Şükrü Durmuş'un açıklaması şöyle:
"Erzincan’ın İliç İlçesinde yaşanan vahim felaketin boyutları düşünüldüğünde, sendikamızın maden izinlerine karşı yıllardır yürütmüş olduğu mücadelenin ne kadar doğru ve haklı bir mücadele olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Kanada’lı maden firması ile Çalık Holding ortaklığında işletilen Türkiye’nin en büyük altın madeni kanun, kural tanımadan, onurlu bilim insanlarının itirazlarına kulaklarını tıkayarak, insan hayatını hiçe sayıp, suyumuzu toprağımızı zehirlemeye, insanımızı öldürmeye devam ediyor.
Ülkedeki madenlerde bir çok emekçi katladildi
Sermayenin para hırsı, muktedirlerin gafleti ve şahsi emelleri sonucu Soma’da, Ermenek’de, Şirvan’da, Zonguldak’ta, ve daha nice yerde ve son olarak İliç’de yüzlerce emekçi kardeşimiz katledildi.
Bugün İliç’te meydana gelen bir kaza değildir. Çünkü “kaza” öngörülemeyen olayları açıklamak için kullanılır. İliç felaketinin meydana geleceği bilim insanları, çevre savunucuları ve sivil toplum örgütlerince yüzlerce defa dile getirildi. Maalesef bu riskler sadece İliç ile de sınırlı değil. AKP iktidarı tarafından 15 yılda verilen 386.000 maden ruhsatının hepsi için geçerlidir. Madenlerin AKP iktidarının çıkardığı yasalar doğrultusunda işletilmesi, halk sağlığı ve çevresel risklerin her zaman göz ardı edilmesi felaketlerin tekrar tekrar yaşanmasına sebep olacaktır.
Bilimsellikten uzak vahşi madencilik anlayışı
Milletin, çevrenin hakkını savunması gerekirken iktidar maalesef sermayenin takipçiliğini yapmaktadır. Son yıllarda, ülkemizde bilimsellikten uzak vahşi ve ilkel madencilik faaliyetleri sonucu meydana gelen çevre katliamı ve yitirdiğimiz canlar tüm dünyadaki maden kazalarının kayıplarının toplamından daha fazladır.
Kanser vakaları erkeklerde 12, kadınlarda 7,8 kat arttı
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verilerine göre 2002-2016 yılları arasında kanser vakaları erkeklerde 12, kadınlarda 7,8 kat artmıştır ve 2016 sonrası verilerin açıklanması engellenmiştir. Böyle vahim bir istatistik veri sömürge düzeninde toprakları yağmalanan ülkelerde bile görülmemiştir. Ülkemiz AKP iktidarı eli ile küresel sermayeye sömürge zihniyeti ile peşkeş çekilmektedir. Dolayısıyla İliç bir kaza değil iktidarın ikbal kaygısı ile bilerek, isteyerek işlediği bir suçtur.
Binali Yıldırım ve Murat Kurum hesap vermeli
AKP insanı ve çevreyi düşünseydi bilimsel uyarıları dikkate alarak müdahale eder ve tedbir alırdı. Maalesef iktidar, maden iznlerini bizzat takip etti. Binali YILDIRIM savunuculuğunu yaptı, kanun nizam tanımayan Murat KURUM izinlerini verdi. Süreci soruşturan savcılar görevlerinden alınarak cezalandırıldı. Açılan davalar kapatıldı. Vahşi ve ilkel madenciliğe itiraz eden çevre ve doğa dostları vatan haini ilan edildi. Yetmedi sermayeyi desteklemek için şirketin vergi borçlarını silip, teşvikler verildi.
Soruyoruz; neden? Üretilen altından milletin payına düşen nedir? Sadece ölüm. Hazinesi sıfırlanmış devletin payına düşen nedir? Sadece talan. Doğamızın, çevrenin payına düşen nedir? Sadece katliam.
Çevre ve insan katliamının sorumluları mutlaka hesap vermelidir. Milletin değil, şirketin vekili Binali Yıldırım ve Devletin değil, şirketin bakanı Murat Kurum sorumluluklarından dolayı hesap vermeli, yargılanmalıdır."
Yorumlar
Yorum Gönder