Torba Yasayla Hukuk Darbesi: Zeytin Ağaçları Resmen İdam Ediliyor!

Türkiye’nin binlerce yıllık mirası, uygarlıkların gölgesinde büyüyen ölümsüz zeytin ağaçları, bugün devlet eliyle kurban ediliyor. Çevreciler: “Katliam” sözcüğü hafif kalıyor; bu, açıkça ekolojik soykırım" olarak tepki gösteriyor.

İktidar, enerji ve maden şirketlerinin iştahını doyurmak için yasaları hoyratça eğip büküyor. 7554 sayılı torba yasa, adeta bir “hukuk darbesi” niteliğinde, zeytinlikleri koruyan hükümleri devre dışı bırakıyor. Anayasa’nın 56. maddesi “sağlıklı çevre hakkını” garanti altına alırken, iktidar bu hakkı sistematik biçimde çiğniyor.

“Ağaçları taşıyacağız” yalanı, kamuoyuna atılmış bir toz bulutundan ibaret. Zira bilimsel raporlar açık: Yüzlerce yıllık zeytin ağacının taşınarak yaşaması neredeyse imkânsız. Yani sökülen her ağaç, geri dönülmez biçimde öldürülüyor. Bu, sadece bir doğa cinayeti değil, aynı zamanda gelecek kuşakların hakkının gaspıdır.

Akbelen’de, Soma Yırca’da, Türkiye’nin dört bir yanında köylüler jandarma ablukası altında direnirken; iktidar, halkın gözünün içine baka baka “yaşam hakkını” şirketlerin çıkarına feda ediyor. Şafak vakti kesilen ağaçlar, aslında birer delildir: Devletin, kendi vatandaşına karşı şirketlerle işbirliği yaptığına dair en çıplak kanıt.

Hukuki zeminde bu tablo apaçık bir anayasa ihlalidir. Şeffaflık ilkesi yok sayılmış, Resmî Gazete’de yayımlanmadan yürürlüğe sokulan usullerle hukuk devleti yerle bir edilmiştir. Böyle bir düzenleme, yalnızca “meşru” değildir; aynı zamanda gayrikanunidir, çünkü Anayasa’ya aykırı düzenleme “kanun” olamaz.

Ve işin en çarpıcı boyutu: Dünyanın sayılı zeytin üreticilerinden biri olan Türkiye, kendi eliyle rekabet gücünü yok ediyor. Zeytin, stratejik bir ürün iken kömüre feda ediliyor. Aynı zamanda bu, ekonomik açıdan da bir intihar politikasıdır.

Bugün zeytinliklerin kesilmesi sadece ağaçların değil, köylünün rızkının, çiftçinin alın terinin, halkın geleceğinin kesilmesidir. Kuşların yuvası, toprağın bereketi, nesillerin mirası yok edilmektedir.

Bu politikalar, demokratik hukuk devleti ilkesini askıya alırken; iktidarın doğaya, halka ve hukuka karşı işlediği suçları görünür kılıyor. Zeytin katliamı, bir hükümetin kendi milletine işlediği en ağır ihanetlerden biridir.

Ama tarih unutmaz. Zeytin ağacının kökü derindir, yeniden filizlenir. Bugün kesilen her dal, yarın halkın öfkesinde yeşerir. Çünkü bu topraklar, rantın değil; halkın ve doğanın toprağıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı