Kürt Seçmen Hamlesi mi, Komisyon Sabotajı mı? TBMM’de Gerilimin Perde Arkası!
Ankara'nın siyaset çevrelerinde, sessizce örülen bir plan konuşuluyor. Herkesin gözü önünde cereyan eden "Komisyon Krizi"nin ardında, sadece bir davet değil, ince hesaplanmış bir "masa devirme" operasyonu olduğu iddia ediliyor.
TBMM’nin koridorları, iktidarın bir taşla birkaç kuş vurmayı hedeflediği bu "kontrollü kaos" stratejisiyle çalkalanıyor.
Hizbullah temsilcisine sıradan bir komisyon daveti gibi görünen olay, aslında stratejik bir hamle.
Kulislerde konuşulanlara göre, Hizbullah'ın siyasi kanadından bir temsilcinin, "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"na çağrılması, bir "kapsayıcılık" jesti değil, tam aksine, muhalefeti kışkırtmak için kurulmuş bir tuzak. İktidar, "domuz bağı" cinayetleriyle anılan bir örgütün temsilcisini getirerek, muhalefetin sinir uçlarına dokunmayı ve onları masayı terk etmeye zorlamayı hedeflediği ve esas amacın, komisyonun dağılmasını sağlamak ve bu sayede rapor çıkışını engellemek olduğu ileri sürüldü.
Bu hamle siyaset kulislerinde, açıkça bir "taktik" olarak tanımlıyor ve AKP'nin, "Muhalefetin salonu terk etmesiyle, ‘işinize gelmediği için kaçtınız’ diyeceği, hem Hizbullah'ı Kürt siyasetine bir alternatif olarak sahaya süreceği, hem de komisyonun çalışmasını sabote edeceği iddia edildi.
Kulislerde en çok yankı bulan iddia ise bu kararın komisyon başkanı tarafından değil, doğrudan "Saray"dan geldiği yönünde. Hizbullah temsilcisine, sadece 'terörle mücadele'den bahsetmemesi, aynı zamanda 'devleti eleştiren' sert ifadeler kullanması yönünde telkinlerde bulunulduğu söyleniyor.
Bu, adeta bir senaryonun parçası gibi. Temsilcinin sözleri, muhalefetin tepkisini daha da alevlendirdi ve beklenen gerçekleşti: DEM Parti, CHP ve MHP masayı terk etti.
"Bu bir tuzaktı, masayı devirdiler ve şimdi suçu bize atıyorlar" diyen muhalefet partilerinden birine mensup bir milletvekili, ''iktidarın oyununu bozmaya devam edeceğiz. Bu ucuz taktikler iktidara beklediği malzemeyi vermedik. Bir yanda "demokratik kapsayıcılık" şovunu yapan iktidar, diğer yanda "diyalogdan kaçan" muhalefet portresi çizmeye çalıştı ancak oyunu bozduk" şeklinde yorumladı.
Siyaset alanının arka planında dönen bu oyunun daha derin bir amacı olduğu da konuşuluyor. İktidar, yerel seçimler sonrasında Kürt seçmenle bağ kurmak için yeni yollar ararken, Hizbullah'ı bir alternatif olarak konumlandırmak istediği, bu hamle ile DEM Parti’nin Güneydoğu'daki hegemonyasını sarsma girişimi planı ile kurulan komisyonu da bu büyük stratejinin bir kurbanı yapılmak istendiği dillendiriliyor.
"Bu davet, komisyonun sonu demek," diyen siyasi analistler, iktidarın amacının bir rapor çıkarmak değil, tartışmayı çıkmaza sokup süreci tıkamak olduğunu belirtiyor.
Bir DEM Partili kaynak, yaşananların bilinçli bir provokasyon olduğunu vurguluyor. CHP kanadından gelen tepki ise daha keskin: "Demokrasi zehirlendi. Bizi bu oyunla 'demokrasi düşmanı' olarak yaftalayacaklardı. Bizim komisyona girmemizi istemeyen saray bu oyunları tezgahlıyor. Ne yapsın nafile oyunu bozacağız" şeklinde değerlendiriyor.
Bu krizin, siyaseti daha da kutuplaştıracak bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan siyasi analistler,
"Artık mesele bir komisyon krizi olmaktan çıkmış durumda: CHP’nin mücadelesi başarıya ulaşırsa yeni bir siyasal yol açılacak, ancak başarısızlığı durumunda ise Türkiye’nin karanlık bir oyunun başlangıcına sürüklenebileceği" şeklinde yorumluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder