Dergicilik Ölüyor mu? Türkiye'de Bir "Kültür Endüstrisinin" Hüzünlü Sonu!

Mürekkep soldu, sayfalar sustu… Bir zamanlar fikirlerin, sanatın ve hayatın nabzını tutan dergiler, bugün raflardan birer birer çekiliyor. Altın çağ çoktan kapandı; Türkiye’de dergicilik, sessizce yok oluşa mı sürükleniyor?"

​Gazetecilik mesleğine yıllar önce Gençlik Dergisi'nde foto muhabir olarak başlayan ve daha sonra Yeni Ulus Dergisi'nde de bir süre çalışan biri olarak, dergiciliğin o pırıltılı dönemlerini bizzat yaşadım. Dergilerin sadece okunacak birer yayın değil, aynı zamanda birer kültür ve fikir platformu olduğu zamanlardı. Aynı zamanda bir matbaacı çocuğu olarak, her bir sayının heyecanla beklendiği, matbaa kokusunun taze mürekkeple karıştığı, sayfaların arasında hayatın ta kendisinin olduğu o günler, bugün yok olmanın eşiğine gelen bu sektörün hüzünlü bir hikayesidir. 

Peki, Türkiye'de dergicilik neden bu noktaya geldi?

​Dünya Genelinde Dergi Basımı: Rakamlar Ne Söylüyor?

​Dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde, dergicilik sektörü hala dinamik bir yapıya sahip. Örneğin, Avrupa'da dergi satışları bazı niş( hedef kitle) alanlarda artış gösteriyor. Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde, özel ilgi alanlarına yönelik (hobi, gastronomi, sanat gibi) dergiler yüksek tirajlara ulaşabiliyor. 

Yayıncılar Birliği istatistiklerine göre, 2023 yılında Almanya'daki dergi satışları bir önceki yıla göre %2.5'lik bir büyüme gösterdi. Amerika Birleşik Devletleri'nde ise dijitalleşmenin etkisiyle basılı dergi tirajlarında düşüş yaşansa da, online abonelik modelleri ve dijital yayıncılık sayesinde sektör ayakta kalmayı başarıyor.

​Bu global resme bakıldığında, dergiciliğin tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmadığı, ancak dönüşümden geçtiği görülüyor. Peki, Türkiye bu dönüşümün neresinde?

​Türkiye'de Dergiciliğin Altın Çağından Bugünlere

​Türkiye'de dergiciliğin köklü bir geçmişi var. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren edebiyat, siyaset ve mizah alanında pek çok önemli dergi yayınlandı. Örneğin, Varlık, Milliyet, Sanat ve Kadın dergileri gibi yayınlar, uzun yıllar boyunca Türk kültür ve sanat hayatına yön verdi. 1990'lı yıllar ise dergicilik için adeta bir "altın çağ"dı. Bu dönemde yayımlanan haftalık ve aylık dergiler, geniş okur kitlelerine ulaşıyor, reklam gelirleriyle büyüyen bir endüstri haline geliyordu.
​Ancak 2000'li yıllardan sonra durum değişmeye başladı. İnternetin yaygınlaşması, dijital medya platformlarının yükselişi ve ekonomik dalgalanmalar, basılı dergiciliği derinden etkiledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor:
​2005 yılında Türkiye'de yayınlanan süreli yayın sayısı (gazete ve dergi toplamı) yaklaşık 4.000 civarındaydı.
​2015 yılına gelindiğinde bu sayı 3.000'in altına düştü.
​2023 verileri ise durumun ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında yayımlanan dergi sayısı, 2015'e göre %40'ın üzerinde bir azalma gösterdi.

​Biten Dergiler ve Sebepleri: Yok Oluşun Eşiğindeki Bir Sektör

​Son 10 yılda Türkiye'deki birçok köklü dergi ya kapandı ya da basılı yayınına son vererek sadece dijital platformlarda varlığını sürdürme kararı aldı. Ekonomik zorluklar, kağıt fiyatlarındaki fahiş artışlar, reklam gelirlerinin dijital platformlara kayması ve okuma alışkanlıklarındaki değişimler, bu acı tablonun temel nedenleri arasında yer alıyor.

​Ekonomik Baskı: Kağıt, matbaa ve dağıtım maliyetlerindeki artışlar, dergi yayıncılarını çıkmaza sokuyor. Düşük tirajlarla bu maliyetleri karşılamak giderek imkansız hale geliyor.

​Reklam Gelirlerinin Kaybı: Bir zamanlar dergilerin ana gelir kaynağı olan reklamlar, artık sosyal medya fenomenlerine, arama motoru reklamlarına ve dijital haber sitelerine yöneliyor.

​Değişen Okur Profili: Genç nesil, bilgiye hızlı ve kolay erişimi tercih ediyor. Dergi okuma alışkanlığı, maalesef, hızla kayboluyor. Bu veriler ve gözlemler ışığında, Türkiye'de dergiciliğin ciddi bir krizin içinde olduğu aşikar. Bir zamanlar fikir ve sanatın en önemli platformları olan dergiler, bugün adeta birer "kayıp nesne" haline gelme tehlikesiyle karşı karşıya. Sektör, ayakta kalmak için acil ve yaratıcı çözümlere ihtiyaç duyuyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin zengin dergicilik geleneği, sadece nostaljik bir anı olarak kalacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı