Kayıtlar

Ağustos, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye’yi Krize Sürükleyen Sistem: Halkın Sorunları Çığ Gibi Büyüyor!

Resim
Türkiye uzun süredir " Partili Cumhurbaşkanlığ ı" sisteminden kaynaklı derin bir yönetim krizinin pençesinde. İktidar, ülkenin temel sorunlarını çözmek yerine günü kurtaran, popülist adımlarla gerçekleri perdelemeyi tercih ediyor. Ekonomi, her geçen gün vatandaşın sırtında daha büyük bir yük haline geliyor. Enflasyon durdurulamıyor, maaşlar eriyor, işsizlik rekor kırıyor. Gelir dağılımındaki uçurum, yoksulluk sınırında yaşayan milyonların hayatını dayanılmaz kılıyor. Gençler iş bulamıyor, umutlarını yurt dışında arıyor. Eğitim sistemi sürekli değişen sınavlar, yetersiz müfredat ve liyakatsiz atamalarla çıkmazda. Sağlık hizmetleri yoğunluk nedeniyle çökme noktasına geldi; hastalar günlerce randevu bulamıyor. Hukukun üstünlüğü ve adalet duygusu zedelenmiş durumda. Yargı bağımsızlığı tartışmalı, ifade özgürlüğü baskı altında. Toplumsal kutuplaşma derinleşiyor, muhalif sesler susturulmaya çalışılıyor. Göç yönetimi ise plansız ve kriz boyutunda. Milyonlarca mültec...

Zafer Bayramı’na Senfonik Bir Dokunuş: Müziğin Evrensel Dilini Gençlerle Buluşturan Maestro Cem Mansur

Resim
Dünyaca ünlü orkestra şefi Cem Mansur, müziği toplumsal barışın ve birlikte yaşamın dili olarak yorumluyor. Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası ile sahneye çıkacağı Laodikeia Antik Tiyatrosu’nda, Zafer Bayramı coşkusu bu kez senfonik tınılarla yankılanacak.” Türkiye’nin dünyaca tanınan orkestra şeflerinden Cem Mansur, yalnızca sahnedeki performansıyla değil, sanatın toplumsal rolüne yaptığı katkılarla da adından söz ettiriyor. Onun için müzik, yalnızca bir estetik deneyim değil; toplumsal barış, çeşitlilik ve birlikte yaşam için güçlü bir araç. Küçük Yaşta Başlayan Yolculuk Şef Cem Mansur’un müzik serüveni çocuk yaşta başladı. Londra Kraliyet Müzik Koleji’nde aldığı eğitim ve Sir Colin Davis gibi ustaların yanında geçirdiği yıllar, onu dünya çapında saygın bir maestroya dönüştürdü. Geniş repertuvarı, klasik eserlerin yanı sıra çağdaş besteleri de kucaklayarak farklı dinleyicilere ulaşmasını sağlıyor. “ Bir Orkestra Toplumun Küçük Bir Modelidir” Cem ...

30 Ağustos: Bir Ulusun Ayağa Kalkışı ve Bugünümüzü Sorgulatan Devrimci Miras

Resim
30 Ağustos, takvim yapraklarında bir bayramdan ibaret değildir; o gün, bir ulusun zincirlerini kırıp ayağa kalktığı gündür. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Dumlupınar’da yalnızca bir savaş kazanmadılar, Anadolu’nun kaderini değiştirdiler. Bu zafer, emperyalizme boyun eğmeyen bir halkın, “ya istiklal ya ölüm” diyerek topyekûn ayağa kalkışının simgesidir. Fakat bugün, bu büyük zaferi yalnızca tören meydanlarında kutlamakla yetiniyor, onu bir resmi protokol rutini hâline getiriyoruz. Zaferin taşıdığı devrimci ruh, halkın omuz omuza verdiği o bağımsızlık ateşi, günümüz siyasetinin dar ve kutuplaştırıcı hesaplarının gölgesinde giderek sönüyor. Cumhuriyetin Manifestosu 30 Ağustos, salt bir askeri başarı değil, Cumhuriyet’in ilk haykırışıdır. Misak-ı Millî’nin kağıt üzerindeki sözden gerçeğe dönüşmesi bu zaferle mümkün oldu. Lozan’da Türkiye’nin bağımsızlık davasını kazanması, Dumlupınar’da yaratılan moral üstünlükle sağlandı. Bugün bu mirasın üzerine inşa edilen laik, ...

RTÜK'ten Haber Alma Hakkına Müdahale: Tele1 Sus(turul)uyor

Resim
Türkiye'de Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) özellikle muhalif yayın organlarına yönelik uyguladığı ağır yaptırımlar,  toplumun birçok kesiminde tepkilere neden oldu. Son olarak özgür ve bağımsız bir kanal olan Tele1 televizyon kanalına verilen bir haftalık ekran karartma cezası, basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti tartışmalarını yeniden alevlendirdi. RTÜK'ün bu kararları, sadece bir cezalandırma eylemi olmanın ötesinde, toplumun farklı kesimlerinde ciddi endişelere yol açan bir sansür mekanizması olarak görülüyor. ​Eleştirel Yayıncılığın Önüne Çekilen Engeller ​RTÜK, kanunla belirlenmiş görev tanımına göre yayınların denetlenmesi, etik kurallara uygunluğun sağlanması ve toplumsal ahlakın korunması gibi önemli misyonlara sahip. Ancak son yıllarda alınan kararlar, kurumun bu temel işlevinden uzaklaşarak, siyasi iktidarın hoşuna gitmeyen yayınları susturma aracı haline geldiği eleştirilerine neden oluyor.  Özellikle Tele1, Halk TV, Sözcü gibi muhalif olarak...

CHP Lideri Özel 'den Bakan Tunç'a: Türkiye’de Hukuk İktidara Yakın Olanlara Ayrıcalıklı mı Uygulanıyor?

Resim
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç hakkında sert eleştiriler içeren bir soru önergesi verdi. Özel, 19 Mart 2025’te yaşanan ve “demokrasiyi hedef alan sivil darbe girişimi” olarak tanımlanan olay sonrası, başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere birçok belediye başkanı ve bürokrat hakkında yürütülen soruşturmaların: Demokrasiye, adalete ve ekonomiye zarar verdiğini, masumiyet karinesinin ihlal edildiğini, 163 gün geçmesine rağmen iddianame hazırlanmadığını, delil olmadan tutuklamaların devam ettiğini vurguladı. Özel, sürekli, "Türkiye bir hukuk devletidir” diyen Bakan Tunç'a çarpıcı ve düşündürücü sorular yöneltti. “ İkili Hukuk Sistemi” İddiaları Özel, iktidara yakın isimler ile muhalifler arasında farklı hukuk uygulamaları olduğunu öne sürdü ve şu örnekleri sıraladı: İBB soruşturmalarında bazı avukatlar Adalet Bakanlığı izni olmadan tutuklanırken, toplumun birçok kesiminde tepkilere neden olan AKP eski MKYK üyesi avukat Mücahit Birinci hakkında izin a...

TBMM’de Gazze Zirvesi: Söz Hakkı ve İçtüzük Krizi Kapıda

Resim
Muhalefet partilerinin talebi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gazze’deki gelişmeleri görüşmek üzere toplanıyor. Ancak toplantının nasıl yürütüleceği şimdiden tartışma konusu oldu. Konuşma Süreleri Muhalefet partileri, hükümete verilen süre kadar kendilerine de söz hakkı verilmesini istiyor. Ayrıca Meclis’te grubu olmayan partilere de söz hakkı tanınmasını talep ediyor. Usul Tartışması Oturum açıldığında ilk olarak usul tartışması yapılması bekleniyor. Muhalefet, geçtiğimiz hafta 209 milletvekilinin imzasıyla yapılan olağanüstü toplantı çağrısının dikkate alınması gerektiğini hatırlatacak. Anayasa Vurgusu CHP, Anayasa’nın 93. maddesi ile İçtüzüğün 7. maddesine göre milletvekillerinin beşte birinin imzasıyla toplantı çağrısı yapabileceğini hatırlatıyor. Muhalefete göre, TBMM Başkanı’nın yürütme organının talebiyle yaptığı çağrı, milletvekillerinin bu hakkını ortadan kaldıramaz. Görüşmelere Devam Önergesi Toplantının sonunda “görüşmelere devam” önergesi gündeme gelecek. ...

Özelleştirme Treniyle Kamu Varlıkları Yok Pahasına Satılmaya devam ediyor!

Resim
AKP iktidarı, Türkiye’nin kamu varlıklarını adeta yağmalayan bir özelleştirme dalgasına imza atıyor. 1986’dan bugüne yapılan özelleştirmeler 160 milyar TL’yi aşarken, bunun 157 milyar TL’si AKP döneminde gerçekleşti. Bu tablo, iktidarın ülkenin ortak hazinesini milletin elinden alıp sermaye gruplarına teslim ettiğini çıplak biçimde ortaya koyuyor. Sümerbank’tan TEKEL’e, SEKA’dan Türk Telekom’a kadar ülkenin en stratejik kurumları ya yok edildi ya da yok pahasına satıldı. Türk Telekom’un yüzde 55’lik hissesi Oger Grubu’na satılırken, 2008’de geri kalan pay da halka arz edildi. Her özelleştirmede olduğu gibi, Telekom’un borç yükü halkın sırtına yıkıldı, şirketin kasası boşaltıldı, milyarlarca dolar buhar oldu. Sosyal Tesisler de Sermayeye Peşkeş Çekildi Özelleştirmeler yalnızca sanayi devleriyle sınırlı kalmadı. Halkın ortak kullanımına açık sosyal tesisler, tatil köyleri ve oteller de bir bir elden çıkarıldı. Foça Tatil Köyü’nün 131 milyon TL, Çelik Palas Oteli’nin 45 milyon...

Ülkelerin Yatırım Tercihleri Geleceklerini mi Yansıtıyor!!!

Resim
​Çin'in uzay araştırmaları için yaptığı büyük teleskop ile İstanbul'daki Çamlıca Camii'nin maliyeti, ülkelerin paralarını nereye harcadığına dair önemli bir örnek sunuyor. Çarpıcı iki örnek sosyal medyada gündem oldu. ​Teleskopun Maliyeti ve Amacı Görsele göre, Çin'in uzaydaki en büyük teleskobu 180 milyon dolara mal olduğu belirtiliyor. Bu devasa araç, uzayı incelemek, yeni gezegenler bulmak ve evren hakkında bilgi edinmek için yapıldı. Bu yatırım, Çin'in bilime ve teknolojiye ne kadar önem verdiğini gösteriyor. ​Caminin Maliyeti ve Amacı Öte yandan, İstanbul'daki Çamlıca Camii 290 milyon dolara yapıldı. Sabah namazına sadece 28-35 kişi gibi az sayıda insanın geldiği camide 152 personelin çalıştığı basına yansımıştı. Bu durum, caminin maliyetinin çok yüksek olduğunu ve kullanımına göre personel sayısının fazla olduğunu gösteriyor. Bu iki örnek, iki farklı yaklaşımı ortaya koyuyor: ​Çin, geleceğe, bilime ve teknolojiye yatırım yaparken, ​Türkiy...

Muhalefetten Gazze İçin Acil Genel Görüşme Çağrısı!

Resim
Türkiye Büyük Millet Meclisi, muhalefet partilerinin ortak imzasıyla 29 Ağustos Cuma günü saat 14.00’te olağanüstü toplantıya çağrıldı. CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, Yeni Yol ve TİP’li milletvekilleri, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının Meclis gündemine alınmasını isterken İYİ Parti'nin imzasının olmadığı dikkat çekti. Muhalefet, hazırladığı genel görüşme önergesinde, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 62 binden fazla insanın öldüğünü, bu ölümlerin yüzde 30’unu çocukların, yüzde 20’sini kadınların oluşturduğunu vurguladı. Ayrıca 140 bine yakın yaralı bulunduğu, yüz binlerce evin yıkıldığı, camilerin, kiliselerin ve okulların hedef alındığı belirtildi. Milletvekilleri, yaşananları “büyük bir insanlık katliamı” olarak nitelendirdi ve hükümetin İsrail karşısında aldığı tavrı yetersiz buldu. Daha önce İsrail’le ticaretin kesilmesi gibi önerilerin reddedildiğini hatırlatan muhalefet, Türkiye’nin Gazze’ye yaptığı yardımların etkisinin de sorgulanır hale geldiğini ifade...

Kılıç, Hutbe ve Bütçe: Diyanet’in "Yeni Rolü”!

Resim
Şimdiye kadar hiçbir kamu kurumuna verilmemiş ve dudak uçuklatan bütçe. Tartışmaların odağında yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın rakamlarla, kronolojiyle, uzman görüşleriyle "yeni rolü." 97 milyarlık harcamadan 130 milyarlık bütçe teklifine… Diyanet, devasa kaynaklarıyla birçok bakanlığı geride bırakırken; tartışmalı hutbeler, erken yaşta din eğitimi ve siyasallaşan söylemleriyle laiklik ve kamu vicdanı açısından Türkiye’nin en tepki çeken kritik kurumlarından biri haline geldi. AKP döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı, hem bütçesinin ölçeği hem de toplumsal-siyasal tartışmalardaki ağırlığıyla devletin en görünür kurumlarından biri hâline geldi.  Kurum 2024’te 97,26 milyar TL harcama yaptı; 2025’te teklif edilen/öngörülen bütçe 130,1 milyar TL ile bir dizi bakanlığın önüne geçti. Bu yükseliş, laiklik ve kamu yönetimi açısından sert eleştirileri beraberinde getirirken, Ali Erbaş’ın hutbeleri ve sembolik çıkışları (Ayasofya’da kılıç, LGBTİ+ karşıtı h...

Siyasette "Son" Bahar Pazarlığı!!!

Resim
​TBMM'de kurulan ve adına "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" denilen yeni yapı, kulislerde fırtınalar estiriyor.  Bu Komisyonun, milli dayanışma ve kardeşliğin  tesis edilmesi yanında ekonomi yönüyle de çok daha fazla bir görev üstlendiği, siyasetin bütün taşlarını yerinden oynatacak bir pazarlığın merkezi haline geldiği konuşuluyor.  Kulislerdeki en sıcak gündem ise, bu komisyonda AKP'nin, silah bırakma ve infaz düzenleme önerisi yanında, CHP ve MHP'nin demokratikleşme beklentisi üzerinden birlikte hareket ettikleri söyleniyor. ​Söylentilere göre, bu "özel" komisyonun en önemli işlevi, cezaevlerindeki bazı kritik isimler için bir yol haritası çizmek. Listenin başında, uzun süredir gündemde olan Abdullah Öcalan'a ev hapsi yoluyla serbestlik verilmesi yer alıyor. Ancak bu radikal adımın yaratacağı siyasi sarsıntıyı dengelemek ve muhalefeti de sürece dahil etmek için, adaletsiz ve haksız yere 5 aydır Silivri'de tutulan ...

Eğitimde Laiklik Krizi: Düzce'deki Liseden Gelen Kurallar Olay Yarattı!

Resim
​Düzce'deki Turgut Özal Anadolu Lisesi'nde yeni kayıt döneminde dağıtılan "okul kuralları" kitapçığı, sadece bir yerel olay olmaktan çıkıp, Türkiye'nin eğitimdeki temel değerlerine yönelik bir tartışmayı alevlendirdi. Söz konusu kurallar, özellikle kız ve erkek öğrencileri ayrıştıran ve öğrencilerin özel yaşam alanlarına müdahale eden maddelerle dikkat çekerken, bu durum muhalefetten sert tepki aldı. ​Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Düzce Milletvekili Talih Özcan, bu kuralların "laik ve çağdaş eğitim sistemine aykırı" olduğunu vurgulayarak, olayın bir okul yönetiminin bireysel hatası olmadığını, aksine "Anayasa'daki laiklik ilkesine ve Cumhuriyet'in temel kazanımlarına bir saldırı" olduğunu savundu. Özcan'ın bu çıkışı, son yıllarda eğitim kurumlarında sıkça gündeme gelen, çağdaş pedagojiye aykırı uygulamaların bir yansıması olarak yorumlandı. ​Eğitim uzmanları, okulların "fikri hür, vicdanı hür" bireyler yetiş...

Diyanet’in İkiyüzlülüğü: Lüks ve İsraf Haram Dendi, Ama Erbaş Ailesi Lüks İçinde Yaşıyor!

Resim
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, geçtiğimiz haftalarda hutbesinde halka “tatiller lüksten uzak olmalı” mesajı verdi. Ancak bu hutbenin, Erbaş’ın lüks bir tatil beldesinde hazırlanmış olduğu ortaya çıktı. Halkın açlık sınırının altında yaşadığı, emeklilerin ve gençlerin çaresizliğe mahkûm edildiği bir dönemde, Diyanet’in bu çifte standardı büyük tepki çekti. Üstelik bu skandal bununla sınırlı değil. Diyanet yıllardır lüks ve israfın dinimize aykırı olduğunu vurgularken, Ali Erbaş’ın kızının sosyal medyada sergilediği şatafatlı yaşam tarzı kamuoyunun gözünden kaçmadı. Bir yandan vatandaşlara “israftan kaçının, kanaatkâr olun” diye hutbe verilirken, diğer yandan Erbaş ailesinin paylaşımları, Diyanet’in söylemlerini boşa çıkarıyor. Ali Erbaş’ın hac ziyaretlerinde zaman zaman Kızıldeniz’e yüzmeye gittiği de öğrenildi. Vatandaşa sabır ve mütevazı yaşam öğütleyenlerin, kendilerinin en lüks imkânlardan yararlanması artık sadece bir ikiyüzlülük değil; aynı zamanda halkın dini duygu...

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

Resim
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde güvenlik uygulamalarında dikkat çeken değişiklikler yaşanıyor.  15 Temmuz darbe girişiminin karşısında, canı pahasına görev yapan ve aralarında 20 yılı aşkın meclis kampüsünde hizmet vermiş  deneyimli polisler, Ankara Emniyet Müdürlüğü üzerinden farklı birimlere gönderildi. İçlerinde emekliliğine yalnızca birkaç ay kalanların da bulunması dikkat çekti. Koltuk Değişimi, Görev Değişiklikleri Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un eski Koruma Müdürü Murat Çelik’in, Meclis Koruma Daire Başkanlığı görevine getirilmesi sonrası, güvenlik biriminde köklü bir kadro hareketliliğini beraberinde getirdi. Deneyimli personelin yerine,  yeni mezun olmuş güvenlik görevlilerinin meclis kampüsünde hizmet içi eğitimden geçirildiği görüldü. “ Bizi Tanımıyorlar” Rahatsızlığı Yeni güvenlik görevlileriyle ilgili yaşadıkları sıkıntıları dile getiren meclis personeli, deneyimli polislerin kurum içi işleyişi ve çalışanları yakından tanıdıklarını belirterek, ...

Manda Yoğurdundan Kanal İstanbul’a: İklim Krizinin Sessiz Alarmı!

Resim
İklim krizinin gölgesinde kalan büyük bir gerçek var: Türkiye’nin geleceğini tehdit eden devasa projeler, yalnızca ekonomiyi değil; binlerce yıllık kültürü, geleneksel gıdaları ve yaşamsal su kaynaklarını da yok oluşa sürüklüyor. Bu tehlikenin en çarpıcı örneği ise Anadolu’nun kadim zenginliklerinden biri olan manda yoğurdu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı sofralarında dahi yer bulan manda yoğurdu, aslında iktidarın çevreye karşı duyarsızlığının sembolüne dönüşmüş durumda. Çünkü uzmanlar, iklim değişikliği nedeniyle artan kuraklık ve su kıtlığının manda yetiştiriciliğini bitirme noktasına getirdiğini, bu gidişle sofralardaki manda yoğurdunun tarihe karışabileceğini söylüyor. Kanal İstanbul: Bir Ekolojik Felaketin Eşiği İktidar ise bu uyarıları dikkate almak yerine, çevreye daha fazla yük bindirecek “mega projeler”e yöneliyor. Kanal İstanbul, bunun en bariz örneği. Uzmanlar bu proje hayata geçince yaşanacakları şöyle özetliyor: "Marmara Denizi’nin ekolojik dengesini bozacak, İs...

Özgürlüğün Bedeli: Gazetecilik Avrupa’da Meslek, Türkiye’de Mücadele!

Resim
Gazetecilik Avrupa’da iş, Türkiye’de risk. Haber uğruna verilen mücadelenin hikâyesi. Gazetecilik, demokrasinin nefes borusu. Haber olmazsa toplum susar, bilgi olmazsa yurttaş körleşir. Ancak aynı mesleği yapan gazetecilerin kaderi, bulundukları ülkeye göre bambaşka çiziliyor. Avrupa’da gazetecilik bir meslek; Türkiye’de ise çoğu zaman bir mücadele. Avrupa’da Güvence, Türkiye’de Baskı Avrupa Birliği ülkelerinde gazeteciler, anayasal güvenceler ve bağımsız yargının koruması altında çalışıyor. Haber kaynaklarını açıklamaya zorlanmıyor, siyasi iktidarlarla aralarına mesafe koyabiliyor, sendikaları sayesinde iş güvencesine sahip oluyorlar. Almanya’da bir muhabir şunları anlatıyor: “Bizde en büyük tartışma, haberi önce internet sitesinde mi yoksa ertesi gün gazetede mi yayınlayacağımız oluyor. Baskı dediğimiz şey, editoryal çizgiyle sınırlı. Kimse işini kaybetme korkusuyla haber görmezden gelmek zorunda kalmıyor.” Türkiye’de tablo daha karanlık. Uluslarar...

​Çeşme'de Vekil Çocuklarından Zorbalık İddiası: Ayrıcalık mı, Sorumsuzluk mu?

Resim
​İzmir'in Çeşme ilçesinde, çoğunluğu milletvekili ailelerinin yaşadığı Günkent Sitesi'nde yaşanan olumsuzluklar gündem oldu. Aralarında milletvekili çocukları ve torunlarının da olduğu bir grup ergen gencin zorbalık yaptıkları ileri sürüldü. Site yönetimi, artan şikayetler üzerine önlem almakta zorlanıyor. ​Artan Şikayetler ve Zorbalık Olayları ​Site sakinlerinin ifadelerine göre, 12-13 yaşlarındaki bir grup çocuk, diğer çocuklara karşı zorbalık yapıyor ve site içinde huzursuzluk yaratıyor. Şikayetler ise şöyle: Çocukların bisikletleri çalınıyor, oyuncakları zarar görüyor. Gruplaşan çocuklar, akranlarına karşı sözlü ve psikolojik baskı uyguluyor, küfür ve hakaret ediyor. Bazı evlerin pencere panjurlarına yumruk atıldığı, binalara su balonu, yumurta ve taş atıldığı belirtiliyor. ​Çocukların motorlu bisiklet, ATV ve hatta otomobil kullanarak hız limitini aştığı, kazalara davetiye çıkardığı ifade ediliyor. Site Yönetimi Çaresiz ​Site yönetimi, durumla ilgil...

“Yerli ve Milli” Nutukları Atan AKP, Türkiye’nin Zenginliklerini Sessiz Sedasız Yabancılara Teslim Ediyor!!!

Resim
Milli Servet Yağması. 2014’te 138 olan yabancı sermayeli maden şirketi, 2023’te 649’a çıktı. Devletin aldığı pay %1–4 arasında kalırken, kâr yabancı şirketlere ve yerli ortaklara akıyor. Türkiye’nin yer altı kaynakları, son 20 yılda adım adım yabancı şirketlerin ve onların yerli ortaklarının kontrolüne geçti. 2014 yılında 138 olan yabancı sermayeli maden şirketi sayısı, 2023’te 649’a yükseldi. Yani neredeyse 10 yılda beş kat artış yaşandı. Bu artış, sadece rakamlardan ibaret değil; ülkenin milli kaynaklarının nasıl elden çıkarıldığının, “kalkınma” adı altında nasıl sermayeye devredildiğinin en somut göstergesi. AKP, Madencilik Yasaları İle Yabancıya Davetiye Çıkarıyor  1985’ten bu yana birçok kez değiştirilen 3213 Sayılı Maden Kanunu, AKP iktidarı döneminde adeta yabancı şirketlere “kırmızı halı” serilerek yeniden düzenlendi. Atatürk döneminde milli bir anlayışla kurulan MTA ve Etibank gibi kuruluşların misyonu, bugün “serbest piyasa” adı altında yabancı tekellere devre...

Sağlık Bakanlığı Çetelerin Oyuncağı mı Oldu?

Resim
Depremde ölen doktorların isimleri kullanılarak 585 bin kapsül uyuşturucu ilacın piyasaya sürüldüğü iddiası, Türkiye sağlık sisteminde büyük bir e-imza skandalını ortaya çıkardı. Ankara kulisleri, Türkiye'nin sağlık sistemini sarsacak yeni bir skandalla çalkalanıyor. Yenidoğan Çetesi ve sahte diplomalı doktor krizinin etkileri devam ederken, şimdi doktorların e-imza döken cihazlarının çalındığı ve binlerce sahte reçeteyle yüz binlerce kapsül uyuşturucu ilaç piyasaya sürüldüğü iddiaları gündeme geldi. Kulislere göre, İzmir Tire, Çeşme, Karşıyaka gibi yerler ile İstanbul Çam Sakura ve İstanbul Eğitim Araştırma dahil 18 hastanede doktorların cihazları çalındı. Bu sayede 1301 sahte reçete düzenlendi ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli ilaç usulsüz temin edildi. Depremde Ölen Doktorların İsimleriyle Reçete Yazıldı! İddialar hırsızlıkla sınırlı değil. Bazı reçeteler, depremde ölen doktorların isimleriyle; bazıları ise izinli veya görevde olmayan hekimler adına düzenlendi. Kulisl...

Rumence Dil Günü Ankara’da: Türkiye ve Romanya Arasında Kültürel Köprü

Resim
Ankara Üniversitesi TÖMER’de düzenlenecek 1. Uluslararası Rumence Dil Sempozyumu, iki ülke arasındaki dostluğu dil, kültür ve sanatla pekiştirmeyi hedefliyor. Ankara Üniversitesi TÖMER Müdürü Prof. Dr. Timur Gültek ve Romanya Ankara Kültürlerarası Dostluk Derneği (ARKADD) Başkanı Adina Vasilica Çelik'in öncülüğünde, Ankara Üniversitesi TÖMER, 22 Ağustos’ta “1. Uluslararası Rumence Dil Sempozyumu”na ev sahipliği yapacak. “Rumence: Romanya ve Türkiye Arasında Bir Kültürel Köprü” başlığıyla gerçekleştirilecek etkinlikte, akademisyenler, öğrenciler ve sanatçılar bir araya gelecek. Romanya Büyükelçiliği heyetinin de onur konuğu olacağı sempozyum, Anıtkabir’de çelenk sunumuyla başlayacak. Gün boyu sürecek paneller, akademik oturumlar ve Rumence müzik dinletileriyle devam edecek. Etkinlik, Rumence’nin ulusal kimliğini tanıtmayı ve Türkiye-Romanya ilişkilerini kültürel açıdan daha da güçlendirmeyi amaçlıyor.

Türkiye’de Siyasi Tutuklamalar: Özgürlükler Kısıtlanıyor

Resim
Türkiye’de siyasi tutuklamaların artması, ifade özgürlüğü ve demokratik hakların ciddi biçimde kısıtlandığı yönünde ki endişeleri güçlendiriyor. Türkiye’de muhalif siyasetçiler, gazeteciler, avukatlar ve aktivistler yıllardır cezaevinde tutuluyor. Aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (153 gün), HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş (3209 gün), iş insanı Osman Kavala (2848 gün), avukat Can Atalay (1213 gün) ve gazeteci Fatih Altaylı (58 gün) gibi isimlerin de bulunduğu onlarca kişi, tartışmalı suçlamalarla hapis hayatı yaşıyor. Siyasi Davalar, Tartışmalı Suçlamalar Uluslararası insan hakları örgütleri, bu davaların büyük bölümünün “hukuki değil siyasi” olduğu görüşünde. İmamoğlu’nun 2028 seçimlerinde iktidara karşı güçlü bir rakip olarak görülmesi, tutuklamasının siyasi motivasyon taşıdığı yorumlarını güçlendiriyor. Avukatı Mehmet Pehlivan’ın da sadece müvekkilini savunduğu için cezaevinde olması, yargının muhalefeti sindirme aracı haline ge...

Diyanet’in Skandal Hutbesi: Kadınlar "Kul Hakkı" Tehdidiyle Mirastan Vazgeçmeye Zorlanıyor!

Resim
AKP iktidarının, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kullanarak kadınların eşit miras hakkını hedef alması, toplumun farklı kesimlerinden büyük tepki topluyor. Diyanet’in 15 Ağustos 2025 tarihli Cuma Hutbesi'nde yer alan ifadeler, mevcut yasalara ve anayasal düzene aykırı olduğu gerekçesiyle sert bir dille eleştiriliyor. ​Diyanet’in Hutbesi ve Anayasa İhlali ​Diyanet'in hutbesinde, "Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır" ve "kız çocuklarının da Allah'ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır" gibi ifadeler kullanılması, mevcut yasalara doğrudan bir meydan okuma olarak değerlendiriliyor.  Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasası, Medeni Hukuk ve çeşitli yasalarla güvence altına alınan eşitlik ilkesi ve kadınların miras hakkı, bu ifadelerle açıkça hedef alınıyor. Diyanet, doğrudan Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir kurum olmasına rağmen, Anayasa'ya ve yasalara uymak zorundadır. B...

Dergicilik Ölüyor mu? Türkiye'de Bir "Kültür Endüstrisinin" Hüzünlü Sonu!

Resim
Mürekkep soldu, sayfalar sustu… Bir zamanlar fikirlerin, sanatın ve hayatın nabzını tutan dergiler, bugün raflardan birer birer çekiliyor. Altın çağ çoktan kapandı; Türkiye’de dergicilik, sessizce yok oluşa mı sürükleniyor?" ​Gazetecilik mesleğine yıllar önce Gençlik Dergisi'nde foto muhabir olarak başlayan ve daha sonra Yeni Ulus Dergisi'nde de bir süre çalışan biri olarak, dergiciliğin o pırıltılı dönemlerini bizzat yaşadım. Dergilerin sadece okunacak birer yayın değil, aynı zamanda birer kültür ve fikir platformu olduğu zamanlardı. Aynı zamanda bir matbaacı çocuğu olarak, her bir sayının heyecanla beklendiği, matbaa kokusunun taze mürekkeple karıştığı, sayfaların arasında hayatın ta kendisinin olduğu o günler, bugün yok olmanın eşiğine gelen bu sektörün hüzünlü bir hikayesidir.  Peki, Türkiye'de dergicilik neden bu noktaya geldi? ​Dünya Genelinde Dergi Basımı: Rakamlar Ne Söylüyor? ​Dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde, dergicilik sektörü ha...

Hayatımız Rakamlara Hapsedildi:İnsanlık Sayılardan İbaret Hale Getirildi

Resim
Rakamların gölgesinde kaybolan insanlık. Türkiye’nin istatistiklerle ölçülen hikâyeleri ve unutulan yıllar. Sayılarla Ölçülen Adaletsizlik Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), 2023’te binlerce yaşam hakkı ihlali raporladı. 2025’te de tablo değişmedi: Şubat’ta 17 kadın ve 9 çocuk erkek şiddetiyle öldü. Bu rakamlar, sadece birer istatistik mi, yoksa yitip giden hayatların çığlığı mı? Özgürlükler, ifade hakkı ve adalet, grafiklerdeki eğrilerle mi değerlendiriliyor? İhmallerin Sayısal Bedeli Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği (FİSA)'nin Çocuk Hakları Merkezi, 2022’de 914 çocuğun önlenebilir nedenlerle öldüğünü duyurdu. Eğitimde ise TÜİK’in 2024 verileri, lisans mezunlarının %75’inin iş bulabildiğini gösterse de, 14 çocuk eğitim ortamlarında ihmaller yüzünden can verdi. Çocuklar, başarı oranları ve sınav puanlarıyla mı anılacak, yoksa potansiyelleriyle mi? Kadın Cinayetleri, Bitmeyen Sayılar Bianet, 2023’te 303 kadının erkek şiddetiyle öldürüldüğün...

​Faşizme Direnen Usta: Bertolt Brecht'in Ölüm Yıldönümü

Resim
14 Ağustos, sanatını faşizme karşı bir direniş kalkanı olarak kullanan büyük yazar Bertolt Brecht'in ölüm yıl dönümü. Yalnızca Almanya'nın değil, tüm dünyanın sanat ve düşünce tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan Brecht, eserleriyle adaletsizliğe ve baskıya karşı duruşun sembolü haline geldi. ​Brecht, sadece oyunlar yazmakla kalmadı, aynı zamanda tiyatroya getirdiği yeniliklerle seyirciyi pasif bir izleyici olmaktan çıkardı. Onun Epik Tiyatro'su, izleyiciyi düşünmeye, sorgulamaya ve eleştirmeye davet ederek sanatı bir bilinçlenme aracı haline getirdi. ​" Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya da hiç birimiz " dizeleriyle toplumsal dayanışmanın ve birliğin önemini vurgulayan Brecht, sanatıyla faşizmin yükselişine karşı güçlü bir ses oldu. Sürgün yıllarında bile kalemini susturmadı; tüm baskılara rağmen inandığı değerleri savunmaktan vazgeçmedi. Brecht'in Sözleri Siyasette Yankılanıyor ​...