Manda Yoğurdundan Kanal İstanbul’a: İklim Krizinin Sessiz Alarmı!

İklim krizinin gölgesinde kalan büyük bir gerçek var: Türkiye’nin geleceğini tehdit eden devasa projeler, yalnızca ekonomiyi değil; binlerce yıllık kültürü, geleneksel gıdaları ve yaşamsal su kaynaklarını da yok oluşa sürüklüyor. Bu tehlikenin en çarpıcı örneği ise Anadolu’nun kadim zenginliklerinden biri olan manda yoğurdu.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı sofralarında dahi yer bulan manda yoğurdu, aslında iktidarın çevreye karşı duyarsızlığının sembolüne dönüşmüş durumda. Çünkü uzmanlar, iklim değişikliği nedeniyle artan kuraklık ve su kıtlığının manda yetiştiriciliğini bitirme noktasına getirdiğini, bu gidişle sofralardaki manda yoğurdunun tarihe karışabileceğini söylüyor.

Kanal İstanbul: Bir Ekolojik Felaketin Eşiği

İktidar ise bu uyarıları dikkate almak yerine, çevreye daha fazla yük bindirecek “mega projeler”e yöneliyor. Kanal İstanbul, bunun en bariz örneği. Uzmanlar bu proje hayata geçince yaşanacakları şöyle özetliyor: "Marmara Denizi’nin ekolojik dengesini bozacak, İstanbul’un ormanlarını ve tarım alanlarını yok edecek, Su kaynaklarını tüketerek milyonlarca insanın içme suyunu tehlikeye atacak. Üstelik, finansal açıdan da Türkiye’nin sırtına astronomik bir maliyet yükleyecek."

Doğa Affetmez”

İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Cemal Saydam, kanalın Marmara’daki canlı hayatı yok edeceği konusunda uyarırken, yıllardır çevre mücadelesi veren ve halen cezaevinde bulunan Şehir Plancısı Tayfun Kahraman, projenin İstanbul’un su rezervlerini kurutacağını defalarca dile getirmişti. Ancak iktidar, tüm bu bilimsel verileri siyasi inat ve rant uğruna görmezden geliyor.

Oysa doğa, ne iktidarı ne ideolojiyi tanır. Bugün bilime kulak tıkayanlar, yarın aynı sofrada bırakın manda yoğurdunu, temiz bir bardak su bulmakta zorlanabilir.

Aynı Hata, Aynı Sonuç

Nas dayatmasıyla uygulanan ekonomik politikaların yarattığı kriz ortadayken, şimdi de İstanbul’un can damarı olan su havzaları üzerinde siyasi hesaplarla oynanıyor. “Kanal İstanbul” bir proje değil, tüm toplumu vuracak bir ekolojik kumar.

Çözüm İçin Son Çağrı

Türkiye, iklim kriziyle derinleşen su sorununu artık görmezden gelemez. Siyasi inat uğruna ekosistemi yok etmek, gelecek nesillere bırakılacak en ağır miras olacaktır. Eğer bu gidişat değişmezse, Anadolu’nun binlerce yıllık manda yoğurdu kültürüyle birlikte yaşamın kendisi de tehlikeye girecek.

Unutmayalım: Doğa affetmez. Ve bu kez bedelini hepimiz ödeyeceğiz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı