TSK’nın Genetiğiyle Oynanıyor, KAAN Maket Kaldı: Mecliste Savunma Depremi
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Savunma Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmeleri, muhalefet ile iktidar arasında tansiyonun en yüksek olduğu oturumlardan birine dönüştü. Muhalefet milletvekilleri, TSK’nın siyasallaşması, personel haklarının erozyona uğraması, asker ölümlerindeki ihmal iddiaları ve savunma sanayi projelerindeki şeffaflık eksikliklerine dikkat çekerken; özellikle “yerli ve milli” olarak lanse edilen KAAN savaş uçağı üzerindeki eleştiriler gündemi sarstı.
CHP Komisyon Sözcüsü ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, savunma bütçesinde sunulan projelerin gerçeklikten koparıldığını savunarak, Milli Savunma Bakanı’na sert çıktı. Ağbaba, KAAN’ın siyasi propaganda amacıyla “uçuyor, uçuyor” diye tanıtıldığını ancak uçağın hâlâ motoru dâhil birçok kritik bileşeninin yabancı ülkelere bağımlı olduğunu ifade etti. “Yerli ve milli denilen uçak, hangarda maket hâline dönmüş durumda. Motoru yok, teknolojisi dışa bağımlı, ama bizlere gövde gösterisi satılıyor.” sözleri komisyonda tartışma yarattı.
“TSK’nın Genetiğiyle Oynanıyor”
Görüşmelerin odak noktalarından biri, 15 Temmuz sonrası TSK’nın yapısında gerçekleştirilen köklü değişiklikler oldu. CHP milletvekilleri, kuvvet komutanlıklarının Millî Savunma Bakanına bağlanmasının emir-komuta bütünlüğünü bozduğunu, TSK’nın genetiğiyle oynandığı ve “iki başlı” bir yapı oluşturduğunu savundu.
YAŞ’ta sivillerin çoğunluğa geçirilmesi ve rütbe bekleme süresi dolmamış albay ve generallerin “kadrosuzluk” gerekçesiyle emekli edilmesinin, komuta kademesini siyasetin gölgesine ittiği belirtildi. Personel temin merkezlerinin MSB’ye bağlanması da “TSK kadrolaşmasında siyasetin ve dini cemaatlerin etkisini artırdığı” iddiasıyla eleştirildi.
“Bütçenin En Zayıf Halkası”
Bütçe değerlendirmelerinde, emekli astsubay maaşlarının asgari ücret seviyesine gerilemesi ve aktif personelle aralarındaki makasın tersine dönmesi sert eleştirildi. Uzman erbaş ve sözleşmeli er/erbaşların yıllardır verilmediği belirtilen kadro hakkı da yeniden gündeme taşındı. Muhalefet milletvekilleri, “Personel kapı kapı çözüm arıyor, bakanlık ise kulağını kapatıyor" açıklamalarıyla rahatsızlığı dile getirdi.
Lojman yetersizliği ise bütçedeki sermaye giderinin yüzde 17,7 düşmesiyle daha da görünür hâle geldi. Büyük şehirlerde kiraların memur maaşlarını aşması nedeniyle, “TSK personeli lojman bulamadığı için barınma krizi yaşıyor” tespiti komisyonda geniş yankı buldu.
Şehit aileleri ve gazilere ayrılan kaynakların yetersizliği, “kurumsal kayıtsızlık” olarak tanımlanırken, bütçe gerekçesinde bu alana ilişkin hiçbir performans kriteri sunulmaması tepki çekti.
Asker Ölümlerinde İhmal
Gürcistan’da 20 askerin şehit olduğu uçak kazasında, TSK envanterinde hâlâ 1960’lardan kalma C-130’ların kullanılması “ağır bir kurumsal ihmal” olarak tanımlandı. Öte yandan İskenderun’da iki askerin uzun süre güneş altında bırakılmaları sonucu hipertermi nedeniyle yaşamını yitirmesi, komisyonun gündemini sarsan bir diğer başlık oldu.
Muhalefet, “Bu tür olaylar ‘talihsizlik’ diye geçiştirilemez; bu açık bir yönetim zaafıdır” diyerek sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğini savundu.
“Yerli ve Milli Diyorsanız Belgeleri Açın”
Savunma sanayinin büyümesi takdir edilirken, denetimsizlik ve kapalı kapılar ardında yürütülen projeler sert şekilde eleştirildi. Veli Ağbaba, KAAN üzerinden yaptığı değerlendirmede, “Yerli ve milli diyorsanız, geliştirme süreçlerini, maliyetleri, motor anlaşmalarını TBMM’ye açın. Uçağın uçtuğunu söylüyorsunuz ama kendi motoru yok; bu halkı aldatmaktır.” ifadeleriyle şeffaflık çağrısı yaptı.
Ağbaba’nın “Damat-kayınpeder diplomasisiyle İHA satışına devlet politikası süsü veremezsiniz” sözleri ise oturumda yeni bir tartışma başlattı.
Yorumlar
Yorum Gönder