New York Kızardı, Ankara Karardı

Kapitalizmin kalesi ABD'nin New York kenti, tarihinin en sarsıcı siyasi dönüşümünü yaşıyor.
Oyların %50,4’ünü alan 34 yaşındaki demokratik sosyalist Zohran Mamdani, kentin yeni belediye başkanı oldu.
Wall Street’in desteklediği eski vali Andrew Cuomo %41,6’da kaldı.
Bu sonuç, sadece bir seçim değil Amerikan kapitalizmine karşı yükselen isyanın işareti.

Kapitalizmin Kalbinde Çatlak

New York yıllardır sermayenin merkezi, eşitsizliğin vitriniydi.
Evsizlik, borç ve iklim kriziyle boğuşan halk, sonunda başka bir yol aradı.
Mamdani, “uygun konut, ücretsiz ulaşım, yeşil dönüşüm” vaatleriyle bu öfkeye ses oldu.
Genç, Müslüman ve sosyalist kimliğiyle sistemin üç tabusunu aynı anda kırdı.

Erdoğan’ın Zor Duruşu

Mamdani’nin Müslüman kimliği Ankara’da da dikkatle izlendi.
Mamdani’nin temsil ettiği anlayış; kamucu, eşitlikçi, anti-emperyalist bir çizgi. 
Oysa Erdoğan, uzun süredir serbest piyasa ekonomisini “İslami değerlerle” harmanlayan, kapitalist düzenle uyumlu bir siyaset izliyor.
Bu nedenle Mamdani’nin yükselişi, Erdoğan için ilham verici bir gelişmeden daha çok, rahatsız edici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Kulislerde, iktidar yanlıları, “Batı’da bir Müslüman’ın başarısı” diye gurur duyuyor, ama diğer yanda bu başarının dayandığı sosyalist idealler, kendi ekonomik sistemini sorgulatıyor.

Washington’da Panik, Ankara’da Sessizlik

ABD’de ise durum tam tersi.
Trump, seçim gecesi “Radikal İslamcı Kominist New York’u ele geçirdi!” diyerek öfke kustu.
Wall Street’te panik başladı, medya Mamdani’yi hedef aldı.
Amerikan sağında, İslamofobi ve sınıf korkusu birleşti.
Erdoğan'ın bu tablo karşısında ne yapacağı ise merak konusu...
Ne Batı’yla tam olarak ters düşmek istiyor, ne de Batı içindeki bu “Müslüman sol dalgayı” açıkça destekleyebiliyor.
Sonuçta ne tam bir dost, ne de tam bir karşıt olabildiği bir gri alanda sıkışıyor.

Bir Dönemin Aynası

Mamdani’nin zaferi, sadece bir belediye seçimi değil.
Kapitalizmin kendi iç çelişkilerinin patladığı, yeni bir dönemin habercisi.
Erdoğan içinse bu, kolay çözülemeyen bir denklem.
Çünkü Batı’yla ekonomik olarak bağlı, ama ideolojik olarak ondan kopmak istiyor.
Şimdi Batı’nın içinden yükselen bu “Müslüman sosyalist” rüzgâr, o dengeyi iyice zorlaştırıyor.
New York’un bu kırılma anı, sadece Amerika’yı değil, Erdoğan’ın dünyaya ve ABD’ye bakışını da değiştirecek gibi görünüyor.
Sistem sarsılıyor hem Batı’da, hem Doğu’da.
Ve bu kez değişim, dünyanın finans başkentinden başlıyor.

ABD’de siyasi denklem hızla değişiyor. Batı yakasının en kuzeyindeki önemli sanayi ve kültür merkezi Seattle’da da seçim heyecanı yaşanacak. Üstelik bu kez sahnede sosyalist bir kadın aday var. Minneapolis’te de bir başka Müslüman sosyalist adayın yarışa girmesi, bu dalganın tesadüf olmadığını gösteriyor. Boeing fabrikalarının bulunduğu, yoğun işçi sınıfının ve entelektüel bir halkın yaşadığı Seattle’dan umut, değişim rüzgârı artık Pasifik kıyılarında da esiyor.

Erdoğan "Müslüman" diyor, Trump "terörist" halk ise "yeter" diyor. 
Saat işliyor. 
Ankara kararırken, New York ve paylaşımsız bir dünya ise kızaracak gibi görünüyor!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı

Meclis Kreşinde “Din Eğitimi” Tartışması: Aileler Ayakta!