YSK’nın Yetki Krizi: Hukuk Kim İçin Var?Parti Kongrelerinde Çifte Standart!

YSK'nın daha önce parti kongreleri konusunda aldığı kararlara kimse karşı çıkmazken, artık "yetkisiz" olduğu söyleniyor. Hukuk uzmanları, bu hukuki tutarsızlık ve çifte standardın, iktidarın yargı üzerindeki baskısının bir sonucu olduğunu söylüyor.

Türkiye’de siyasi partilerin kongreleri, demokrasinin işleyen kalbi sayılıyor. Ancak son dönemde YSK’nın ve mahkemelerin parti kongrelerine dair verdiği kararlar, hukuk ile siyasetin iç içe geçtiği bir tabloyu gözler önüne serdi. Daha önce kongrelerde kendini görevli gören YSK’ya kimse ses çıkarmazken, bugün aynı kurumun “görevsiz” olduğu savunuluyor. Bu çelişki, iktidarın hukuku araçsallaştırdığı eleştirileri yapılıyor.

Belirsizlik ve Çifte Standart

Siyasi Partiler Kanunu, seçim ve kongre süreçlerini düzenliyor. YSK ise seçimlerin denetiminde yetkili. Ancak kongreler söz konusu olduğunda yetki çatışması ortaya çıkıyor. Bir yanda seçim kurulları, diğer yanda asliye hukuk mahkemeleri devreye giriyor. Bu tablo, kimin yetkili olduğunu belirsiz kılıyor.

Geçmişte sessizlik, bugün itiraz: YSK geçmişte kongrelere müdahil olduğunda kimse ses çıkarmadı. O dönemde sessiz kalanların, bugün “YSK görevsiz” demesi, siyasal tutarlılığı tartışmaya açıyor.

Siyasi araçsallaştırma: Hukuki boşluklar iktidar lehine yorumlandığında, parti içi demokrasinin işleyişi sekteye uğruyor. Mahkeme kararları, kayyum benzeri atamalar ve kongrelerin ertelenmesi, seçme ve seçilme hakkını zedeleyen uygulamalar olarak görülüyor.

Güven Erozyonu

Kurumların farklı kararlar vermesi ve siyasal iklimin bu kararları desteklemesi, toplumsal güveni sarsıyor. Vatandaşın zihninde şu soru beliriyor: “Kurallar herkes için mi geçerli, yoksa güçlü olanın işine geldiği gibi mi uygulanıyor?”

Uzmanlara göre bu tablo, sadece bir partinin iç sorunu değil. Tüm demokrasi kültürünü tehdit eden bir gelişme. Hukuk öngörülemez hâle geldikçe, siyasete duyulan güven azalıyor.

Özetle, siyasi parti kongreleri üzerinden yaşanan bu tartışma, Türkiye’nin demokrasi sınavında kritik bir uyarı işareti niteliğinde. YSK’nın yetkisi konusunda yıllardır süren belirsizlik, artık sadece teknik bir tartışma değil; doğrudan halkın seçme ve seçilme hakkına dokunan bir mesele.
Hukukun belirsizliği, iktidarın işine yarıyor. Ama toplum için bu, güvenin ve demokrasinin kaybı anlamına geliyor

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı

Meclis Kreşinde “Din Eğitimi” Tartışması: Aileler Ayakta!