Sanat, Kadın Hakları ve Sosyal Etkileşim: Toplumsal Haklar Sınırlanıyor Mu?

Türkiye’de AKP iktidarının sosyal yaşam üzerindeki etkileri, sadece sosyolojik değil, hukuki açıdan da tartışma konusu. 

Anayasa ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde, bireylerin sosyal ve kültürel hakları belirli standartlarla korunmuşken, bazı uygulamalar bu hakların kullanımını sınırlayabiliyor.

Anayasal Haklar ve Sosyal Etkileşim

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesi “herkesin sosyal güvenlik hakkına” sahip olduğunu belirtirken, 58. maddesi ise “kültürel ve sosyal gelişme haklarını” güvence altına alır. Akademik araştırmalar, yoğun çalışma temposu, ekonomik baskılar ve devlet politikalarının, toplumsal etkileşimi azaltarak bu hakların fiilen kullanımını zorlaştırdığını gösteriyor.

Kültürel Yaşamın Sınırlandırılması ve Hukuk

Sanat ve kültür alanında getirilen düzenlemeler, Anayasa’nın 27. maddesi uyarınca “sanatçının üretim özgürlüğü”nü koruma amacına ters düşebilir. Özellikle izin süreçleri, sansür ve devlet destekli yönlendirmeler, ifade özgürlüğünü sınırlama potansiyeli taşıyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesi de benzer şekilde ifade ve yaratıcı özgürlüğü güvence altına alır. Bu bağlamda, uygulamalar hem ulusal hem de uluslararası hukuki normlarla çelişebilir.
Dijitalleşme ve Kişisel Haklar

AKP döneminde internet ve sosyal medya düzenlemeleri, güvenlik ve denetim gerekçesiyle sıkılaştırıldı. Ancak bu düzenlemeler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin 8. maddesinde güvence altına alınan özel yaşam ve iletişim özgürlüğünü sınırlama potansiyeline sahip. Araştırmalar, dijital platformlarda artan gözetim ve sansürün sosyal ilişkileri olumsuz etkilediğini gösteriyor.

Aile Politikaları ve Eşitlik

Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği, Anayasa’nın 10. maddesi ve CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) çerçevesinde korunur. AKP’nin aile politikaları, kadının iş gücüne katılımını sınırlayan ve geleneksel rolleri pekiştiren uygulamalarla, eşitlik ilkesini fiilen zayıflatabilir. Bu durum, hem ulusal hem de uluslararası hukuki normlarla potansiyel olarak çatışıyor.
Hukuki Değerlendirme

Araştırmalar ve saha verileri, AKP iktidarının sosyal yaşam üzerindeki etkilerini hukuki perspektifle daha net ortaya koyuyor. Sosyal etkileşimlerin azalması, kültürel üretimin sınırlandırılması, dijital gözetim ve toplumsal cinsiyet rollerinin pekişmesi, sadece toplumsal değil, hukuki bir sorun alanı da yaratıyor. Uzmanlar, bu politikaların uzun vadede bireylerin Anayasal haklarını ve uluslararası yükümlülükleri koruma çabalarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı

Meclis Kreşinde “Din Eğitimi” Tartışması: Aileler Ayakta!