Kayıtlar

Eylül, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dicle Üniversitesi’nde Milyarlık Yemek İhalesi Tartışması: “Adrese Teslim Şartname” İddiası!

Resim
Dicle Üniversitesi’nin üç yıllık yemek ihalesi, “şartname kişiye özel hazırlandı” iddialarıyla gündeme oturdu. İş insanı İsmail Özşanlı rekabetin engellendiğini ve kamu zararı doğduğunu savunurken, üniversite yönetimi “Türkiye’nin en uygun fiyatlı ihalesi olacak” diyerek suçlamaları reddetti. Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nin geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği milyonluk yemek ihalesi, usulsüzlük iddialarıyla tartışma yarattı. Diyarbakırlı iş insanı İsmail Özşanlı, şartnamenin rekabeti engelleyecek şekilde hazırlandığını öne sürerek, “Amaç mevcut firmaya yeniden iş vermek” dedi. “ Kriterler firmaları dışlıyor” Üniversite rektörlüğüne dilekçe sunan Özşanlı, şartnamenin 35. maddesinin kamu ihale mevzuatına aykırı olduğunu savundu. Özşanlı’ya göre, özellikle TSE Sürdürülebilir Güvenli Üretim Belgesi ve Helal Üretim Uygunluk Belgesi gibi kriterler, yemek hizmetiyle doğrudan bağlantılı olmadığı halde puanlamaya dahil edildi. Özşanlı, “Türkiye’de bu belgelere sahip firma sayısı ...

Meclis’te ‘Güncelleme’ Tartışması: Lokanta, Berber ve Lostraya Zam

Resim
TBMM’de milletvekilleri ve çalışanlara hizmet veren lokanta, lostra ve berber gibi işletmelere yapılan zam, meclis içinde tartışma yarattı. Personel, artışın maaşlarıyla uyumsuz olduğu için tepkili. Daha önce 100 lira olan bir saç tıraşı, yapılan zamla 150 lira oldu. Benzer şekilde, diğer hizmetlerin fiyatlarına da neredeyse yarı yarıya zam yapıldığı belirtildi. ​Zamların, yüksek enflasyon gerekçesiyle yapıldığı ifade edilse de, zam oranlarının mevcut enflasyonun çok üzerinde olması dikkat çekti. Personel, kendi maaşlarına yapılan zamların bu oranların çok altında kaldığını belirterek, bu durumun zaten zor olan ekonomik koşullarını daha da ağırlaştırdığını vurguladı. Çalışanlar: "Güncelleme" adı altında yapılan ​bu zamlar, sadece bir fiyat artışından ibaret değil, aynı zamanda yasaların yapıldığı yerde bu kadar rahat zam yapması, ülke ekonomisinin ne durumda olduğunun da bir göstergesidir" sözleriyle tepki gösterdi. Meclis çalışanlarının yoksulluk sınırında y...

Kulis Haberciliğinin Adresi Değişti: İşte O Adres!

Resim
CHP lideri Özgür Özel, Türkiye siyasetinde yalnızca muhalefetin sözcüsü değil; kulislere dair öngörüleriyle siyasetin görünmeyen perdesini aralıyor. Kurultay'dan Yerel Seçimlere Uzanan İsabetli Tahminler Kasım 2023’te yapılan CHP Kurultayı öncesinde delegenin eğiliminin “değişimden yana” olduğunu söyleyen Özgür Özel, nitekim  kurultayı da kazandığını ortaya koydu. Yerel seçimler öncesinde ise CHP’nin birinci parti olacağını ısrarla dile getirdi. 31 Mart 2024’te sandıktan çıkan sonuç, Özel’in bu öngörüsünü doğruladı: CHP, 14 büyükşehir dahil 35 belediyeyi kazanarak tarihî bir başarı elde etti. Bir başka iddiası ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme konusundaydı. “Görüşeceğiz” dediğinde kulislerde kuşkuyla bakılıyordu, ancak 2 Mayıs 2024’te bu görüşme AKP Genel Merkezi’nde gerçekleşti. Ön Seçim Sözü ve Tüzüğe Yansıması Özel, milletvekili adaylarının ön seçimle belirleneceğini açıkladı. Bu söylem, CHP tüzüğünde resmileşerek doğrulandı. Parti içi demokrasi vurgusu, Özel’in ...

İmam Hatipleri Hararetle Öneren Bakan Tekin, Kendi Çocuğunu Koleje Gönderdi!

Resim
AKP’nin önde gelen isimlerinin çocuklarını özel kolejlerde okutması, siyasi İslamcıların yıllardır savunduğu tezlerle uygulamaları arasındaki çelişkiyi bir kez daha ortaya çıkardı. Bu tablo, eğitimde fırsat eşitliği tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Son günlerde gündem, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kendi çocuğunu özel bir kolejde okuttuğu haberleri tepkilere neden oldu. Tekin’in halkı İmam Hatip okullarına yönlendiren söylemlerine rağmen kendi tercihini özel okuldan yana kullanması, kamuoyunda “iki yüzlülük” suçlamalarına yol açtı. İmam Hatip “Modeli” Kendi Evinde Geçerli Değil Bakan Tekin, göreve geldiği günden bu yana İmam Hatip okullarını “örnek eğitim modeli” olarak öne çıkardı. Ancak kızını gönderdiği özel okulun imkanları ile devlet okullarının şartları arasındaki uçurum dikkat çekiyor. 25 kişilik sınıflar, organik tarım uygulamaları, müzik dersleri (gitar, keman, piyano), kapalı yüzme havuzu gibi ayrıcalıklar; devlet okullarında ve özellikle İmam Hatiplerde ...

Sanat da Siyaset te Susturulamaz

Resim
AKP’nin iktidar yıllarına bakıldığında, sanatçıya ya da siyasetçiye farklı muamele yapmadığı açıkça görülüyor. Muhalif olmak, hangi alanda olursa olsun aynı sonuca çıkıyor, yani mahkeme kapılarında süründürülmek, yasaklanmak, linç edilmek. İktidarın İslamcı-milliyetçi çizgisine ters düşen herkes aynı kefeye konuyor. Sanatçı da Siyasetçi de Sanık Kürsüsünde Sanatçı Fazıl Say, attığı tweet yüzünden “dini değerleri aşağılama” iddiasıyla yargılandı. Genco Erkal, paylaşımları yüzünden Cumhurbaşkanına hakaretten dava açıldı. Müjdat Gezen ve Metin Akpınar, bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle gece yarısı ifadeye çağrıldı. Sezen Aksu, bir şarkı sözünden ötürü camilerde hedef gösterildi. Siyaset alanında ise Selahattin Demirtaş yıllardır cezaevinde. Canan Kaftancıoğlu, geçmişteki tweetleri nedeniyle cezalandırıldı. Ekrem İmamoğlu, “ahmak” sözü yüzünden mahkeme kapılarında. Muhalefet liderlerinin neredeyse tamamı, “Cumhurbaşkanına hakaret” davalarına maruz kaldı. Aradaki fa...

CHP'den 24 Ekim'deki Davayı Bitirebilecek Çalışma!

Resim
Mutlak Butlan davası ile ilgili duruşmadan önce örgütlenme sürecini tamamlamak isteyen CHP, davacıların “yetkisiz delege” iddialarını boşa çıkarmayı planlıyor. CHP yönetimi, yıl bitmeden kurultayı toplamak için takvimi sıkıştırdı. 24 Ekim’de Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek davada, partinin önceki kurultaylarının iptali talebi değerlendirilecek. İl Kongreleri Savunmayı Güçlendirebilir Parti kulislerinde, il kongrelerinin 24 Ekim’e kadar tamamlanmasının davaya doğrudan etki edebileceği konuşuluyor. İl yönetimlerinin ve delegasyonun netleşmesi, davacıların “yetkisiz delegeler” veya “usulsüz il yönetimleri” üzerinden yapacağı itirazların önünü kesebilir. Parti kaynakları, örgütlü yapının tamamlanmasının CHP’nin elini güçlendireceğini, mahkeme nezdinde de “parti içi işleyişin işlerliği” algısını kuvvetlendireceğini belirtiyor. Mutlak Butlan İddiaları Zayıflayabilir Dava sürecinde en güçlü ihtimallerden biri, kurultayın “mutlak butlan” gerekçesiyle yok sayılması. A...

Hakaret Suçlarında Yeni Dönem: 1 Mart 2026’da 'Ahmak Davası' Düşebilir!

Resim
Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı Sonrası Gözler Meclis’te: Hakaret Davaları Fiilen Para Cezasına Dönüşüyor. Anayasa Mahkemesi’nin, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK 125) düzenlenen “hakaret suçları” ile ilgili verdiği iptal kararının ardından, kamuoyunun dikkati Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) çevrildi. Karar, özellikle ifade özgürlüğü ve yargı yükü açısından büyük önem taşıyor. 1 Mart 2026 Kritik Tarih Yüksek Mahkeme, hakaret suçlarına ilişkin mevcut düzenlemenin bazı hükümlerini iptal etti. İptal kararının yürürlüğe girmesi için 1 Mart 2026 tarihine kadar Meclis’in yeni bir yasal düzenleme yapması gerekiyor. Eğer bu süre içinde herhangi bir adım atılmazsa, Cumhurbaşkanına hakaret suçu (TCK 299) hariç tüm hakaret suçları “önödeme” kapsamına girecek. Bu durumda: Açılmış davalar hesaplanacak para cezasının ödenmesiyle düşecek. Henüz dava açılmamış dosyalarda ise savcılıklar dava açamayacak. Yargıtay’da kesinleşmemiş kararlar da önödeme kapsamında bozulacak. Hesaplanacak par...

Kürt Seçmen Hamlesi mi, Komisyon Sabotajı mı? TBMM’de Gerilimin Perde Arkası!

Resim
​Ankara'nın siyaset çevrelerinde, sessizce örülen bir plan konuşuluyor. Herkesin gözü önünde cereyan eden "Komisyon Krizi"nin ardında, sadece bir davet değil, ince hesaplanmış bir "masa devirme" operasyonu olduğu iddia ediliyor. TBMM’nin koridorları, iktidarın bir taşla birkaç kuş vurmayı hedeflediği bu "kontrollü kaos" stratejisiyle çalkalanıyor. Hizbullah temsilcisine​ sıradan bir komisyon daveti gibi görünen olay, aslında stratejik bir hamle.  Kulislerde konuşulanlara göre, Hizbullah'ın siyasi kanadından bir temsilcinin, "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"na çağrılması, bir "kapsayıcılık" jesti değil, tam aksine, muhalefeti kışkırtmak için kurulmuş bir tuzak. İktidar, "domuz bağı" cinayetleriyle anılan bir örgütün temsilcisini getirerek, muhalefetin sinir uçlarına dokunmayı ve onları masayı terk etmeye zorlamayı hedeflediği ve esas amacın, komisyonun dağılmasını sağlamak ve bu sayede rapo...

Barış Ertelenemez: İş Kadını Tanaman'dan Güçlü Mesaj!

Resim
Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği Başkanı Özlem Külahçı Tanaman, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına dikkat çekerek, “Barış ertelenemez. Kadınların aktif rol almadığı hiçbir barış kalıcı olamaz. Güvenin olduğu yerde yatırım, yatırımın olduğu yerde üretim ve istihdam vardır” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yürütülen çözüm sürecine ilişkin tartışmalar devam ederken, Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği Başkanı Özlem Külahçı Tanaman’dan dikkat çekici açıklamalar geldi.  Meclis’te kurulan uzlaşı komisyonunun çalışmalarına atıf yapan Tanaman, kadınların sürece aktif katılımının zorunlu olduğunun altını çizdi. Tanaman, Türkiye’nin uzun yıllardır çatışmaların gölgesinde yaşadığını hatırlatarak, “Bu gölge en çok da ekonomiye, üretime ve girişimciliğe zarar verdi. Biz kadınlar biliyoruz ki barış yalnızca silahların susması değildir; toplumun nefes alması, iş dünyasının güçlenmesi, gençlerin geleceğe umutla baka...

Üretici İflasta, Halk Açlıkla Boğuşuyor: AKP’nin Tarım Politikası Çöktü!

Resim
AKP'nin, 23 yıllı aşkın iktidarında uyguladığı tarım politikaları, yüksek girdi maliyetleri, yetersiz destekler ve ithalata bağımlılık nedeniyle tamamen çökmüş durumda. Çiftçiler mazot, gübre ve tohum fiyatlarındaki fahiş artışlarla iflasın eşiğinde boğuşurken, halk artan gıda enflasyonuyla açlık sınırında mücadele ediyor. Ekmek gibi temel gıdalar bile erişilemez hale gelerek ülkeyi dışa bağımlı bir tarım enkazına dönüştürüyor. İktidarın ithalata dayalı tarım politikası ile Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilen bir ülke omaktan çıkalı yıllar oldu. Son 20–25 yılda uygulanan politikalar, özellikle hayvancılıkta derin bir çöküşün işaretlerini taşıdı.  Yem Maliyetleri ve Destek Yetersizliği Son 7 ayda yem fiyatları ortalama %15–17 oranında artarken, çiğ süt fiyatındaki artış sadece %7 seviyesinde kaldı.  2011–2022 döneminde yem fiyatlarının toplamda %963 oranında arttığı istatistiklere yansımıştı. “Karma yem” sektöründeki veriler, etlik piliç yemi,...

Torba Yasayla Hukuk Darbesi: Zeytin Ağaçları Resmen İdam Ediliyor!

Resim
Türkiye’nin binlerce yıllık mirası, uygarlıkların gölgesinde büyüyen ölümsüz zeytin ağaçları, bugün devlet eliyle kurban ediliyor. Çevreciler: “Katliam” sözcüğü hafif kalıyor; bu, açıkça ekolojik soykırım" olarak tepki gösteriyor. İktidar, enerji ve maden şirketlerinin iştahını doyurmak için yasaları hoyratça eğip büküyor. 7554 sayılı torba yasa, adeta bir “hukuk darbesi” niteliğinde, zeytinlikleri koruyan hükümleri devre dışı bırakıyor. Anayasa’nın 56. maddesi “sağlıklı çevre hakkını” garanti altına alırken, iktidar bu hakkı sistematik biçimde çiğniyor. “Ağaçları taşıyacağız” yalanı, kamuoyuna atılmış bir toz bulutundan ibaret. Zira bilimsel raporlar açık: Yüzlerce yıllık zeytin ağacının taşınarak yaşaması neredeyse imkânsız. Yani sökülen her ağaç, geri dönülmez biçimde öldürülüyor. Bu, sadece bir doğa cinayeti değil, aynı zamanda gelecek kuşakların hakkının gaspıdır. Akbelen’de, Soma Yırca’da, Türkiye’nin dört bir yanında köylüler jandarma ablukası altında direnirken...

Hukuk Sınavında Skandal Hata!

Resim
ÖZEL HABER Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu’nun yanlış dediği soru, bilirkişi raporuyla hatalı bulundu; ÖSYM iptal etti, Bakanlık ise sessiz kaldı. Hukuk mesleklerine giriş sınavında (HMGS) vasiyetle ilgili sorulan 30. soru, Türkiye’nin önde gelen hukukçularından Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu tarafından yanlış olduğu gerekçesiyle eleştirilmişti. Kılıçoğlu, hatayı resmi kanallardan bildirerek CİMER üzerinden Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Ancak Bakanlık, bu başvuruyu ciddiyetle incelemek yerine adeta “geçiştirmeyi” tercih etti. Bakanlığın kayıtsız yaklaşımına rağmen Kılıçoğlu’nun bir öğrencisi konuyu yargıya taşıdı. Dava sürecinde bilirkişiler Prof. Kılıçoğlu’nu haklı buldu. Bunun üzerine ÖSYM, söz konusu soruyu iptal etmek zorunda kaldı. Bu gelişme, sınavlarda yapılan hataların yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda idari bir sorun olduğuna dikkat çekiyor. Hukukun en temel alanlarında bile hata yapılmasına rağmen, ilgili bakanlığın sorumluluk almak yerine sessiz kalması tepki topladı....

Piyasalardan İktidara Demokrasi Dersi: Hukuk İşledi, Piyasa İstikrar Kazandı!

Resim
​CHP'nin merakla beklenen kurultay davasından çıkan sonuç, sadece siyaset kulislerini değil, aynı zamanda piyasaları da hareketlendirdi. Mahkemenin, davayı ertelemesiyle birlikte, Borsa İstanbul (BIST 100), dolar ve Euro gibi temel ekonomik göstergelerde önemli değişimler gözlendi. Bu hareketlilik, iktidara yönelik "piyasaların demokrasiden yana bir duruş sergilediği" şeklinde yorumlandı. ​Kurultay Kararının Piyasalara Etkisi ​Sabah saatlerinde 10 bin 357 puan seviyesinde açılan BIST 100, mahkeme kararının açıklanmasının ardından hızla yükselişe geçti ve 11.30'da 10 bin 677 puana ulaştı.  Öğleden sonraki işlemlerde ise bu yükselişini sürdürerek 17.00 itibarıyla 10 bin 935 puana kadar çıktı. Bu artış, siyasi istikrarın ve hukukun üstünlüğünün piyasalar için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Siyasetin geleceğini belirleyen bu tarz kritik kararların, belirsizliği azaltarak yatırımcı güvenini artırdığı görülüyor. Diğer yanda...

Muhalefetten Ortak Çevre Hamlesi: 260 Milletvekili Uzlaştı!

Resim
Muğla başta olmak üzere, Kütahya, İzmir ve Manisa’daki artan maden ruhsatları doğa tahribatını hızlandırınca muhalefet partileri zeytinlikleri talanına karşı birleşti. Bu birliktelik çevre politikalarında yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Türkiye’de son yıllarda artan maden ruhsatı başvuruları, özellikle Muğla Kütahya, İzmir ve Manisa’da zeytinlikler, ormanlık alanlar, tarım arazileri ve su kaynakları üzerinde ciddi baskı oluşturdu. Bölge halkının tepkisi büyürken, muhalefet partileri ve bağımsız milletvekilleri bu soruna karşı ilk kez geniş çaplı bir uzlaşma sağladı. Bu uzlaşma sadece Ege için değil, tüm Türkiye’nin yeşil geleceği için bir dönüm noktası olarak görülüyor. Muhalefet, hükümete maden ruhsatı düzenlemelerinin yeniden ele alınması gerektiği uyarısında bulunuyor. Partiler, maden ruhsatlarının çevresel etkileri, alternatif enerji politikaları ve sürdürülebilir kalkınma stratejilerini kendi içlerinde ele alıyor. Bu adım, Türkiye siyasetinde alışık olu...

Türkiye'nin Demokrasi Sınavı: Sandıkta Kazanılan Liderlik Mahkemede Yargılanıyor

Resim
Ankara, 15 Eylül 2025 – Türkiye bugün yalnızca bir davaya değil, demokrasi tarihinin en kritik virajlarından birine tanıklık ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı’nın iptali için açılan dava, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüyor.  Özgür Özel’in genel başkan seçildiği 4-5 Kasım 2023 kurultayı, “para karşılığı oy kullandırıldığı” iddiasıyla hedefte. Ancak bu dava, basit bir parti içi çekişmeden çok daha fazlası: Toplumdaki genel kanı ise, iktidarın yargıyı kullanarak muhalefeti dizayn etme girişiminin en çıplak hali olarak değerlendiriliyor . Hukuki Zeminin Çöküşü Davacı, eski CHP’li ve eski AKP’li Lütfü Savaş. Avukatı Celal Üregen, kurultayda “organize suç işlendiğini” ileri sürüyor; kurultayın “mutlak butlanla yok sayılmasını”, Özgür Özel ve yönetimin görevden alınmasını ve kayyum atanmasını talep ediyor. Fakat bir hukukçu gözüyle bakıldığında tablo çok net:  Delil yetersiz: Ses kayıtları ve tanık beyanları çelişkili, büyük kısmı...

Köylü Susuz, Meclis’te Tonlarca Su Kanalizasyona Dökülüyor!

Resim
​Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kulislerinde bugün konuşulan ne torba yasa ne de yeni atamalar oldu. Meclis cami avlusunda yer alan süs havuzlarından her hafta 7-8 ton suyun kanalizasyona akıtıldığı ileri sürüldü. ​Edinilen bilgilere göre, bu şaşırtıcı israf, Meclis Destek Hizmetleri Başkan ve Başkan Yardımcısı'nın doğrudan talimatıyla gerçekleşiyor. Bu durum, zaten kuraklık tehdidi altındaki Ankara için büyük bir tezat oluşturuyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ASKİ Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen Kuraklık Acil Eylem Planı Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Ankara’da son yıllarda ciddi yağış eksikliği yaşandığına dikkat çeken Yavaş, su krizine karşı sert tedbirler alınması gerektiğini vurguladı ve plansız, amaç dışı kullanıma müdahale edilmesi gerektiğini ifade etti. Konuyla ilgili Kulislerden.blogspot.com a açıklamalarda bulunan CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, meclis yönetimine çağrıda bulunar...

Sandık Var Ama 12 Eylül İzleri Sürmekte

Resim
Tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen, Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti ve özgürlükler tartışmaları gündemin merkezinden düşmüyor. Son dönemde yaşanan gelişmeler ise, "sivil otoriterlik" kavramının ne kadar geçerli olduğunu yeniden sorgulatıyor. 1980 darbesinde siyasi partiler kapatılmış, liderler gözaltına alınmıştı. Bugün ise doğrudan parti kapatmaları yerine, bazı muhalif belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması, muhalefet liderlerinin yargı süreçleriyle siyaset dışına itilmesi eleştiriliyor. Hukukçulara göre bu uygulamalar, demokratik temsil hakkının zayıflamasına ve siyasal rekabetin daralmasına yol açıyor. Yargının Bağımsızlığı ve Anayasa Tartışmaları Darbe döneminde anayasa askıya alınmış, yeni bir anayasa yapılmıştı. Bugün anayasa hâlâ yürürlükte olsa da, yüksek yargı kararlarının uygulanmaması veya geciktirilmesi “anayasal düzenin fiilen zedelenmesi” olarak yor...

Polis Şiddeti CHP’yi Kritik Eşiğe Getirdi: Stratejik Karar Yolda!

Resim
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşanan polis müdahalesi, yalnızca bir il binasının meselesi olmaktan çıktı; Ankara’da siyasetin tansiyonunu yükseltti. Yaralanmaların ardından gözler, CHP’nin TBMM’deki en kritik platformlardan biri olan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda nasıl bir tutum alacağına çevrildi. Olay, bir kez daha Türkiye’de diyalog siyasetinin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. Şimdi CHP’nin vereceği karar, yalnızca bir taktik değil, siyasetin geleceğini şekillendirecek bir mesaj olacak. Üç Yol, Üç Farklı Türkiye Fotoğrafı 1. Masadan Kalkmak: “Biz Yokuz!” CHP, yaşananları sert bir dille protesto edip komisyondan çekilebilir. Bu adım, tabana güçlü bir mesaj verir: “Bize şiddet uygulayanlarla barış konuşmayız.” Ancak bu karar, diyalog kanallarını kapatmak ve süreci kilitlemekle eleştirilebilir. Bu durumda İktidar cephesi, CHP’yi “barış sürecini baltalamakla” suçlayabilir. 2. Masada Hesap Sormak: “Önce Hesap Verin!” CHP, komisyon topla...

Meclis Başkanlığı Koltuğu Seyirci Koltuğu Değildir!"

Resim
Türkiye siyaseti bir kara gün daha yaşadı. CHP İstanbul İl Başkanlığı’na zorla kayyum atanması sırasında, barışçıl şekilde direnen CHP’li milletvekilleri polis şiddetine maruz kaldı. Biber gazı, tazyikli su ve fiziki darp ile dağıtılan milletvekillerinin çığlıkları ekranlara yansırken, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un tepkisizliği ülke gündemine oturdu. Meclis’in tarafsızlığına ve millet iradesine sahip çıkması gereken bir isim olan Kurtulmuş, Milletvekillerine sessiz kalarak yalnız onların dokunulmazlıklarını değil kendi dokunulmazlığını ve tüm meclisin dokunulmazlığını da savunamamış oldu.  Yaşananları yalnızca izlemekle yetindi. Ne bir kınama, ne bir çağrı… Olayların sıcaklığı içinde sarf edilen tek kelime dahi yoktu. Bu tavır, demokrasiyi savunması gereken makamın tarafsızlık ilkesini tamamen yok saydığı yorumlarına neden oldu. Toplumun geniş kesimlerinden sert tepkiler yükseliyor. Hukukçular, sivil toplum örgütleri ve akademisyenler “Meclis Başkanı, milletin seçil...

“Hukuku Tanımıyorum” Diyenler Bugün CHP'ye Ders Veriyor. Adalet ve Tutarlılık Nerede Kaldı?

Resim
Erdoğan ve Bahçeli’nin geçmişte Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadıklarını açıkça söylemeleri, bugün CHP’ye “hukuka saygı” dersi vermeleriyle birleşince kamuoyunda çifte standart tepkisi büyüyor. Bugün AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’yi hedef alan açıklamalarında yargı kararlarına uymayanlar olduğunu ima ederek, hukuk devletine vurgu yaptı: “Türkiye'de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Mahkeme kararlarını eleştirmek ayrı şeydir; tanımamak ayrı şeydir…” ifadeleriyle CHP’ye hukuk saygısı çağrısında bulundu . Oysa aynı Erdoğan, 2016 yılında Anayasa Mahkemesi’nin Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesine dair verdiği karar hakkında şu sözleri sarf etmişti: “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim, verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum.”  Bu anlayış siyaset çevrelerinde, "Tutarlı olmayan ileri geri tutum, hukuk ve demokrasi adına utanç verici bir...

Meclis Kreşinde “Din Eğitimi” Tartışması: Aileler Ayakta!

Resim
TBMM Çocuk Kreşi’nde son dönemde yaşanan gelişmeler, hem çalışanlar hem de veliler arasında ciddi rahatsızlık yarattı. Yaklaşık iki ay önce göreve başlayan kreş müdürünün, velilere yönelik bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamalar tepkilere neden oldu. Müdür, personel giriş kartlarının artık okutulmayacağını ve velilerin saat 17.00’den sonra kreş bahçesinde bulunamayacağını duyurdu. Asıl tartışma ise ders müfredatına ilişkin. Kreşteki “Değerler Eğitimi” başlığı altına din dersi eğitiminin eklendiği iddia edildi. Birçok veli bu duruma itiraz ederek, “Çocuğumuza din konusunda gereken eğitimi biz kendimiz veririz, bu bizim aile hakkımızdır” diyerek tepkilerini dile getirdi.  Veliler, laik eğitim ilkesinin ihlal edildiğini savunuyor. Kulislerde konuşulanlara göre sadece müfredat değil, personel politikaları da çalışanların tepkisine yol açıyor. TBMM Destek Hizmetleri Başkanlığı’nda temizlik kadrosundan sorumlu başkan yardımcılarının altı ayda bir değiştirildiği, dışar...

Silivri'de Skandal: Baro Odasına Giriş Engellendi!

Resim
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu, Silivri'deki mahkeme salonunda yaşanan bir dizi sorun nedeniyle hükümeti ve Adalet Bakanlığı'nı sert bir dille eleştirdi.  Sosyal medyadan video paylaşımı yapan Kaboğlu, mahkeme salonuna girişte ki İstanbul Barosu'na tahsis edilen odaya bile giremediklerini belirterek, bu durumun adil yargılanma hakkının nasıl ihlal edildiğini gözler önüne serdiğini ifade etti. Kaboğlu, "Duruşmanın yapılacağı Silivri'deki mahkeme salonuna geldim. Ancak İstanbul Barosu'na tahsis edilen odaya bile giriş yapamıyoruz. Bu durum bile adil yargılanma hakkının nasıl zedelendiğini açıkça ortaya koyuyor," dedi.  Eleştirilerinde, baro odasına erişim engellerinin, sadece baro yönetimi değil, aynı zamanda tüm yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini tartışmalı hale getirdiğini vurguladı. Bu gelişmeler, Türkiye'de adalet sistemine dair uzun süredir devam eden tartışmaları yeniden alevlendirdi.  Kaboğlu'nun açıklamaları, ...

102 Yıllık Cumhuriyetin 75’te Donduğu Dönem: Mirası Tüketen Karanlık Süreç!

Resim
Türkiye Cumhuriyeti, 102. yılında ekonomik, sosyal ve demokratik sorunlarla boğuşuyor. 2002’de “yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele” vaadiyle iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 2016’dan itibaren Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) desteğiyle 23 yıllık bir yönetim sergiledi.  Bu süreçte, Cumhuriyet’in sanayi birikimi özelleştirmelerle elden çıkarılırken, ekonomik ve demokratik gerileme dikkat çekti. “Türkiye 75. yılında kaldı” ifadesi, ülkenin 1998’deki kalkınma ivmesini kaybettiğini gösteriyor. Cumhuriyet’in Kazanımları Elden Çıktı Türkiye, 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde sanayi hamlesi başlattı. Sümerbank, Etibank, SEKA, TEKEL gibi kurumlar, ülkenin ekonomik omurgasını oluşturdu. 2002’den itibaren AKP, özelleştirme politikalarını hızlandırdı; 2016 sonrası MHP’nin desteğiyle bu süreç devam etti. Resmi verilere göre, 273 kamu kurumu özelleştirildi ve 63 milyar dolar gelir elde edildi. Ancak bu gelir, yeni yatırımlar yerine büt...

​Demokrasiye Kayyum Darbesi: CHP'ye Yönelik Operasyon ve İktidarın Sandık Korkusu!

Resim
Türkiye, bir kez daha demokrasi ve hukuk arasında sıkışıp kalmış bir dönemeçten geçiyor. İktidarın, CHP'ye yönelik yargısal bir müdahale olduğu iddia edilen hamlesi, sadece bir partinin iç işleri meselesi değil, Türkiye’deki çok partili sistemin ve milli iradenin bizzat kendisine bir saldırı olarak yorumlanıyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) çelişkili kararları ve bir asliye hukuk mahkemesinin partinin il yönetimini görevden alıp kayyum ataması, iktidarın muhalefeti siyasi ve hukuki yöntemlerle dizayn etme çabasının en somut kanıtı olarak tarihe geçiyor. ​Kayyum Ataması: Yargının Siyasallaştığı O An ​Siyaset Bilimci ve Anayasa Hukukçuları: Bir siyasi partinin yönetiminin, bir asliye hukuk mahkemesi kararıyla değiştirilmesi, Türk hukuk sisteminde eşi benzeri görülmemiş bir skandaldır. Seçim yasası ve siyasi partiler kanunu, partilerin kongre ve kurultay süreçlerini müstakil ve bağımsız bir yapı olan YSK’nın denetimine bırakır. Bu yasal çerçeve, siyasi partileri yürütmeni...

İstanbul’da Hayvan Kıyımı Endişesi: Sokaklardan Kediler Yok Oluyor!

Resim
İstanbul’un simgesi hâline gelen kediler, şehrin ruhunu ve tarihini yansıtan sessiz tanıklar. Ancak son günlerde, bu dostlarımızın gizlice toplatıldığı iddiaları gündemi sarstı.  İstanbul Valiliği’nin sokak hayvanlarının toplanmasına yönelik talimatını eleştiren Hayvan Haklarını Koruma Federasyonu (HayFed) yasada olmamasına rağmen kedilerin de “güvenlik sorunu” gerekçesiyle toplatıldığını, belediyelerin yetersiz bakımevlerine gönderilen hayvanların ölüm riskiyle karşı karşıya bırakıldığını belirtti ve “Bu kanuna aykırıdır. Bugün bu talimata sessiz kalan herkes, yarın yaşanacak vahşetin ortağıdır” eleştirisinde bulundu. Kediler Nereye Gidiyor? Son haftalarda kedi nüfusunun yoğun olduğu semtlerde belirgin bir azalma gözleniyor. Mahalle sakinleri, gece vakti araçlara konan kedilerin nereye götürüldüğünü bilmiyor. Bu durum, sosyal medyada hızla yayılan görüntülerle birlikte “Sokak köpeklerinden sonra sıra kedilere mi geldi?” endişesini büyütüyor. Bir Kültürel Miras Tehliked...

Meclis Kampüsü’nde Asfalt Sürprizi: Merkezi Yönetim Yerel Yönetimi Dışlıyor Mu?

Resim
Yıllardır Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından yürütülen Meclis kampüsü içindeki yol asfaltlama çalışmaları, son dönemde dikkat çekici bir değişiklikle Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) sorumluluğuna geçtiği gözlemlendi. Bu durum, şehirde asfaltlama politikalarında beklenmedik bir dönüşümün sinyali olarak yorumlanıyor. Özellikle ABB’nin CHP yönetiminde olması ve KGM’nin devreye girmesi, akıllara çeşitli sorular getiriyor.  Edinilen bilgilere göre, ABB’ye bu konuda herhangi bir başvuru yapılmadığı belirtiliyor; bu da siyasi veya idari bir tercih değişikliğinin izlerini taşıyor. Bu gelişme, birçok açıdan farklı senaryoları gündeme getiriyor. İşte konuşulan o senaryorlar: KGM’nin devreye girmesi, merkezi hükümetin Ankara’daki altyapı projelerinde daha aktif rol alma isteğini gösterebilir. Meclis kampüsü gibi stratejik bir bölgenin asfaltlama işlerinin KGM’ye devredilmesi, güvenlik ve erişim kolaylığı gibi nedenlerle bağlantılı olabilir....