Üretici İflasta, Halk Açlıkla Boğuşuyor: AKP’nin Tarım Politikası Çöktü!
AKP'nin, 23 yıllı aşkın iktidarında uyguladığı tarım politikaları, yüksek girdi maliyetleri, yetersiz destekler ve ithalata bağımlılık nedeniyle tamamen çökmüş durumda. Çiftçiler mazot, gübre ve tohum fiyatlarındaki fahiş artışlarla iflasın eşiğinde boğuşurken, halk artan gıda enflasyonuyla açlık sınırında mücadele ediyor. Ekmek gibi temel gıdalar bile erişilemez hale gelerek ülkeyi dışa bağımlı bir tarım enkazına dönüştürüyor.
İktidarın ithalata dayalı tarım politikası ile Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilen bir ülke omaktan çıkalı yıllar oldu. Son 20–25 yılda uygulanan politikalar, özellikle hayvancılıkta derin bir çöküşün işaretlerini taşıdı.
Yem Maliyetleri ve Destek Yetersizliği
Son 7 ayda yem fiyatları ortalama %15–17 oranında artarken, çiğ süt fiyatındaki artış sadece %7 seviyesinde kaldı.
2011–2022 döneminde yem fiyatlarının toplamda %963 oranında arttığı istatistiklere yansımıştı. “Karma yem” sektöründeki veriler, etlik piliç yemi, yumurta yemi, süt yemi ve besi yemi gibi yem türlerinin son 10 yılda %120–%144 arasında değişen oranlarda zamlandığını gösteriyor.
Bu istatistikler, üretici için maliyet baskısının nasıl katlanarak arttığını açık biçimde ortaya koyuyor.
Et Tüketimindeki Durum
OECD verilerine göre 2023’te Türkiye’de kişi başına düşen kırmızı et tüketimi 11,7 kg olarak gerçekleşti.
Üretimdeki artışa rağmen nüfus artışı ve fiyatların yükselmesi sebebiyle kişi başına düşen et üretimi 2023'te 19,57 kg iken, 2024’te 17,31 kg’ye geriledi.
Et fiyatlarındaki artışlar sadece üretici için değil, tüketici için de ciddi bir kriz anlamına geliyor. Örneğin, “Et fiyatları son beş yılda %1.230 oranında arttı” gibi ifadeler kamuoyuna yansıyor.
Asgari ücretle satın alınabilecek et miktarı yıllar içinde belirgin şekilde düştü. 2005 yılında asgari ücretle alınabilen et miktarı 40 kg iken, 2023’te bu miktar yaklaşık 28 kg’a gerilemiş durumda.
İthalata Bağımlılık ve Üreticinin Durumu
Yem ithalatı ve ithal yem kaynaklı maliyetler, üreticinin rekabet gücünü zayıflatıyor. Yerli yem ve yem bitkisi üretimi teşvik edilmediği, destekler yeterince yönlendirilmediği için üreticiler büyük gider kalemleriyle yalnız bırakılmış durumda.
Kırsaldan göç, genç nüfusun tarımdan hayvancılıktan uzaklaşması ve küçük üreticilerin iflas etme riskinş artırıyor. Çünkü maliyetler (yem, enerji, işçilik) hızla yükselirken satış fiyatları ve destek mekanizmaları bunu karşılayamıyor.
Acil Müdahale ve Politika Değişikliği Gerekli
Bu veriler iktidarı uyarıyor ve uzmanlar acilen yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
1. Yem maliyetleri kontrol altına alınmalı, yerli yem bitkisi üretimi ve kaba yem kaynakları desteklenmeli.
2. Çiğ süt ve et fiyatları, üretim maliyetlerindeki artışlara paralel şekilde üreticiye yansıtılmalı; adil bir fiyatlama mekanizması kurulmalı.
3. İthalat çözümleri, geçici ve sınırlı kalmalı; uzun vadeli bağımsızlık için yerli üretim artırılmalı.
4. Destek politikaları sadeleştirilmeli, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ayakta kalmasını sağlayacak şekilde planlanmalı; kırsal nüfusun tarım-hayvancılıkla bağları korunmalı.
Yorumlar
Yorum Gönder