Sanat da Siyaset te Susturulamaz

AKP’nin iktidar yıllarına bakıldığında, sanatçıya ya da siyasetçiye farklı muamele yapmadığı açıkça görülüyor. Muhalif olmak, hangi alanda olursa olsun aynı sonuca çıkıyor, yani mahkeme kapılarında süründürülmek, yasaklanmak, linç edilmek. İktidarın İslamcı-milliyetçi çizgisine ters düşen herkes aynı kefeye konuyor.

Sanatçı da Siyasetçi de Sanık Kürsüsünde

Sanatçı Fazıl Say, attığı tweet yüzünden “dini değerleri aşağılama” iddiasıyla yargılandı. Genco Erkal, paylaşımları yüzünden Cumhurbaşkanına hakaretten dava açıldı. Müjdat Gezen ve Metin Akpınar, bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle gece yarısı ifadeye çağrıldı. Sezen Aksu, bir şarkı sözünden ötürü camilerde hedef gösterildi.

Siyaset alanında ise Selahattin Demirtaş yıllardır cezaevinde. Canan Kaftancıoğlu, geçmişteki tweetleri nedeniyle cezalandırıldı. Ekrem İmamoğlu, “ahmak” sözü yüzünden mahkeme kapılarında. Muhalefet liderlerinin neredeyse tamamı, “Cumhurbaşkanına hakaret” davalarına maruz kaldı.

Aradaki fark ne? Yok. İktidar için sanatçı da siyasetçi de aynı “suçtan” yargılanıyor: İktidara biat etmemek.

Sahnede de Meydanda da Aynı Baskı

Sanatçı Kürt müzisyenlerin konserleri defalarca iptal edildi. Rap sanatçıları “uyuşturucuya özendirme” bahanesiyle topluca gözaltına alındı. Muhalif kimliğiyle bilinen sanatçıların konserlerine valilik ve kaymakamlıklar izin vermedi.

Muhalefet partilerinin mitingleri polis barikatlarıyla engellendi. Parti etkinlikleri yasaklandı. Bazı şehirlerde muhalefetin toplantı salonları kapatıldı.

Sanatçıya sahne çok, siyasetçiye meydan çok; ama iktidar için ikisinin de ortak özelliği var: Eğer muhaliflerse, yasaklanmalı.

İslamcı Anlayışın Ortak Paydası

AKP’nin kültür politikasıyla siyaset pratiği aynı zihniyetin ürünü:

Sanatçıya, “dini değerleri aşağıladın” diye dava açılır.

Siyasetçiye, “Cumhurbaşkanına hakaret ettin” denir.
Ama özünde ikisi de aynıdır: İslamcı değerleri ve tek adam iktidarını kutsal bir kalkan haline getirip her türlü eleştiriyi susturmak.

Sanat ta Siyaset te Susturulamaz

AKP’nin gözüyle sanatçı da siyasetçi de aynı yerde duruyor: “Muhalif ve tehlikeli.” Hukuk, bu bakışı meşrulaştırmak için sopa haline getiriliyor. Ama tarihin öğrettiği bir gerçek var: Ne sanat ne siyaset baskıyla yok edilebilir.
Bugün yasaklanan konserler yarın daha gür sesle söylenecek şarkılara dönüşür. Bugün cezalandırılan siyasetçiler, yarın demokrasi mücadelesinin sembolü olur. AKP’nin ortak hedef aldığı sanatçı da siyasetçi de, bu toplumun hafızasında “susturulmak istenen ama susturulamayan sesler” olarak kalacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı