Hakaret Suçlarında Yeni Dönem: 1 Mart 2026’da 'Ahmak Davası' Düşebilir!

Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı Sonrası Gözler Meclis’te: Hakaret Davaları Fiilen Para Cezasına Dönüşüyor.

Anayasa Mahkemesi’nin, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK 125) düzenlenen “hakaret suçları” ile ilgili verdiği iptal kararının ardından, kamuoyunun dikkati Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) çevrildi. Karar, özellikle ifade özgürlüğü ve yargı yükü açısından büyük önem taşıyor.

1 Mart 2026 Kritik Tarih

Yüksek Mahkeme, hakaret suçlarına ilişkin mevcut düzenlemenin bazı hükümlerini iptal etti. İptal kararının yürürlüğe girmesi için 1 Mart 2026 tarihine kadar Meclis’in yeni bir yasal düzenleme yapması gerekiyor. Eğer bu süre içinde herhangi bir adım atılmazsa, Cumhurbaşkanına hakaret suçu (TCK 299) hariç tüm hakaret suçları “önödeme” kapsamına girecek.

Bu durumda:
Açılmış davalar hesaplanacak para cezasının ödenmesiyle düşecek.
Henüz dava açılmamış dosyalarda ise savcılıklar dava açamayacak.
Yargıtay’da kesinleşmemiş kararlar da önödeme kapsamında bozulacak.

Hesaplanacak para cezaları ödendiğinde dava "düşecek"

Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, kulislerden.blogspot.com’a yaptığı açıklamada, kararın etkilerinin çok geniş olacağını belirterek şunları söyledi:

“Meclis’te yeni bir düzenleme yapılmazsa 1 Mart 2026’dan itibaren Cumhurbaşkanına hakaret suçları hariç tüm hakaret davaları, hesaplanacak para cezaları ödendiğinde dava "düşecek. Para cezası ise adli sicile işlenmiş olmuyor. Bu önödeme kapsamına girmesi demek, davaların açılmadan kapanması, açılmış olanların da para cezası ödenerek düşmesi demektir. Bu süreç Yargıtay’da kesinleşmemiş kararları da etkileyecek.” diyerek meclisi işaret etti.

Yüzlerce Dosya Etkilenecek

Kararın özellikle kamuoyunda yakından takip edilen ve tartışmalara yol açan davaları da doğrudan etkilemesi bekleniyor. Bunların başında, basında “Ahmak davası” olarak bilinen süreç geliyor. Bu ve benzeri yüzlerce dosyanın, yeni düzenleme yapılmazsa para cezasıyla kapanacağı öngörülüyor.

Ne Anlama Geliyor?

İfade özgürlüğü açısından: Hakaret davalarının büyük bölümünün ceza yargısından çıkması, Türkiye’de uzun süredir tartışılan ifade özgürlüğü alanında önemli bir yumuşama olarak değerlendirilebilir.

Yargı yükü açısından: Mahkemelerin yıllardır yoğun biçimde meşgul olduğu hakaret davalarının önemli bir kısmı, para cezasıyla kapanacağı için yargının iş yükü azalacak.

Siyasi etkiler açısından:
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kapsam dışında bırakılması ise siyasi tartışmaların devam edeceğini gösteriyor.

1 Mart 2026’ya kadar Meclis’in nasıl bir düzenleme yapacağı merakla bekleniyor. Eğer herhangi bir yasal adım atılmazsa, Türkiye’de hakaret davalarının çehresi tamamen değişecek ve ceza davaları büyük ölçüde “para cezası ile kapanan” dosyalara dönüşecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı