Türkiye'nin Müze Envanteri Delik Deşik: Milyonluk Kayıp Eserlerin Peşinde Kim Duracak?


Türkiye'nin dört bir yanındaki müzelerden gelen "kayıp eser" haberleri, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko'nun konuyla ilgili Meclis'e sunduğu araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedilirken, şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında ciddi soru işaretleri doğurdu. 
Kanko'nun açıkladığı rakamlar, sadece maddi değil, aynı zamanda paha biçilmez kültürel bir yok oluşa işaret ediyor. Zeugma'dan Batman'a, Mimar Sinan'dan Devlet Resim ve Heykel Müzesi'ne uzanan bir "kültür soygunu" ağı... Peki, milyonlarca dolarlık bu paha biçilmez miras neden buharlaştı ve sorumlular kim?

Müzelerdeki Karanlık Gölge: Kültürel Mirasımız Tehdit Altında

CHP'li Kanko, Meclis kürsüsünden yaptığı sarsıcı konuşmada, Türkiye'nin kültürel belleğinde derin yaralar açan kayıp eser iddialarını bir bir sıraladı. Zeugma Müzesi'ndeki 9 milyon dolar değerindeki 10 eserden, Mimar Sinan Üniversitesi'nde kaybolan 404 esere; Devlet Resim ve Heykel Müzesi'ndeki 250 milyon dolarlık 302 tablodan, Batman Müzesi'nden buharlaşan 10 milyon liralık altın sikkeler... Bu liste, sadece bir ihmalin değil, organize bir yağma düzeninin ipuçlarını veriyor. Kanko, bu durumu "kültür ve tarih soygunu" olarak tanımlayarak, yetkilileri acilen göreve çağırdı.

Geçmişten Günümüze Suskunluk Zinciri

Bu iddialar ne yazık ki yeni değil. Geçmişte de benzer kayıp ve sahtecilik haberleri gündemi meşgul etmişti. 2021 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Müzesi'ndeki 404 kayıp eser ve 42 sahte eser iddiası ile Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde kaybolan tabloların bir bekçinin trajik intiharıyla ilişkilendirilmesi, buzdağının görünen yüzüydü. Topkapı Sarayı'ndan Dolmabahçe'ye kadar uzanan söylentiler, halılardan altın objelere kadar pek çok paha biçilmez eserin akıbetinin belirsizliğini koruduğunu gösteriyor. 
Ancak her seferinde, kapsamlı bir soruşturma ya da kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadan, olaylar bir şekilde örtbas edilmişti. Bu durum, mevcut "red" kararının ardındaki niyetleri daha da şüpheci kılıyor.
AKP ve MHP'den Şeffaflığa Ret: Hesap Vermekten Mi Kaçınılıyor?
Kanko'nun "Müzelerde kayıp tarihi eserler araştırılsın" önergesinin AKP ve MHP'nin oylarıyla reddedilmesi, kültürel mirasımızın geleceği adına alarm zillerini çaldırdı. Bu karar, akıllara "Hükümet, kayıp eserlerin ortaya çıkmasını neden istemiyor?", "Bu durum, daha büyük bir skandalın üzerini örtme çabası mı?" gibi kritik soruları getiriyor. Kanko, bu tutumu "kültürel mirasımıza ihanet" olarak nitelendirirken, eserlerin kaybolmasının yetmiyormuş gibi, skandalın üstünün kapatılmaya çalışıldığını vurguladı.
Kültür Bakanlığı Nerede? Sessizlik Endişe Verici!

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un Bolu Kartalkaya faciasındaki tutumu ve kayıp eser iddiaları karşısındaki sessizliği  tepkilere neden oluyor. 
Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkım kararı gibi eleştirel adımlar da Bakanlığın kültürel mirasa yönelik stratejisini sorgulatıyor. Uzmanlar, müzelerin güvenlik sistemlerinin, envanter kayıtlarının şeffaflığının ve eserlerin korunmasına yönelik acil ve radikal reformların hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Kimse Hesap Vermiyor: Gelecek Nesillere Borcumuz Ne Olacak?

Türkiye'nin müzelerindeki kayıp eser skandalları, sadece geçmişimize değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakacağımız mirasa da büyük bir darbe vuruyor. Prof. Dr. Kanko'nun haykırışı, milyonların ortak çığlığı haline geldi: "Kimse hesap vermiyor!" AKP ve MHP'nin önergeyi reddetmesi, bu karanlık tabloyu aydınlatma umudunu zayıflatıyor.

Sosyal medya üzerinden tepki gösteren bazı tarihçiler; Kültürel mirasların korunması, şeffaf bir denetim sistemi ve sorumluların acilen hesap vermesi, sadece bir görev değil, aynı zamanda gelecek nesillere olan bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyor. Aksi takdirde, Türk halkının kendi tarihini koruyamayan, kültürel varlıklarına sahip çıkamayan bir millet olarak anılacağı uyarısında bulunuyor ve
bu kültürel skandalın üzerine bir an önce gidilmesi  çağrısında bulunuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı