Zeytinlikler İçin Direniş Başladı: Maden Yasasına Karşı Halkın Öfkesi!

Türkiye’nin asırlık zeytinlikleri, iktidarın “Maden Kanunu” adı altında sunduğu yeni yasa teklifiyle bir kez daha tehdit altında. 

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda 20 Haziran 2025’te kabul edilen bu teklif, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasının önünü açıyor. “Kamu yararı” ve “enerji güvenliği” gibi muğlak gerekçelerle savunulan düzenleme, gerçekte belirli şirketlerin çıkarlarını koruma amacı taşıyor. Zeytinliklerin taşınması ya da yerine yenilerinin dikilmesi gibi bilimsel dayanağı olmayan önerilerle, doğanın ve köylünün geçim kaynağının yok edilmesi hedefleniyor. 
Bu, AKP iktidarının 20 yıldır zeytinlikleri maden lobisine peşkeş çekme çabasının en son ve en cüretkar adımıdır. Ancak halk, bu talana karşı sessiz kalmıyor. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de yaşayan yurttaşlar, 24 Haziran 2025 Salı günü saat 11.00’de TBMM Dikmen Kapısı önünde bir araya gelerek iktidarı sert bir dille protesto etti. Zeytin üreticisi köylüler, “Topraklarımız, zeytinlerimiz, ormanlarımız, meralarımız, köylerimiz için Ankara’da meclisin önündeyiz. Toprağımızı seviyoruz. İnsanımızı seviyoruz. Bu ülkeyi seviyoruz! Hayatlarımızın maden şirketlerine peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Tüm köylerimizi, tüm halkımızı bu büyük buluşmaya; ortak mücadeleye çağırıyoruz. 
Sözümüzü birlikte söyleyelim!” diyerek ortak mücadele çağrısında bulundu.
Zeytinlikler, Türkiye’nin ekonomik, ekolojik ve kültürel hazineleridir. Dünyada zeytin üretiminde ilk beş ülke arasında yer alan Türkiye, 159 milyondan fazla meyve veren zeytin ağacıyla hem gıda güvenliği hem de karbon yutağı açısından kritik bir role sahip. Ancak, Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin rezerv sahaları gibi alanlarda madencilik faaliyetlerine izin veren bu yasa, köylülerin geçim kaynaklarını ve ekosistemi geri dönülmez şekilde tahrip edecek. Özellikle Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı ve çevresindeki zeytinlikler, yıllardır LİMAK gibi şirketlerin kömür madeni projeleri nedeniyle tehdit altında. İkizköy Muhtarı Nejla Işık’ın, “40 köyün geçimliği ne olacak?” feryadı, iktidarın halkın emeğine ve toprağına nasıl sırt çevirdiğini açıkça ortaya koyuyor. İkizköylülerin TBMM önündeki direnişi, bu feryadın yalnızca yerel bir çığlık olmadığını, tüm Türkiye’yi kapsayan bir yaşam mücadelesine dönüştüğünü gösteriyor.
İktidar, zeytin ağaçlarının taşınabilir olduğunu iddia etse de, uzmanlar bu söylemin bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu vurguluyor.

Greenpeace Türkiye Direktörü Berkan Özyer, “Zeytinlikler, yüzlerce yıllık ekosistemlerdir; taşınmaları mümkün değildir, taşısanız da verim alamazsınız,” diyerek düzenlemenin çevreye vereceği zararı özetliyor. Üstelik, bu yasa sadece zeytinliklerle sınırlı değil; ormanlar, meralar, sulak alanlar ve kültürel SİT alanları da maden şirketlerinin insafına terk ediliyor. ÇED süreçlerini hızlandırarak ve MAPEG’e orman izin yetkisi vererek çevresel denetimleri bypass eden bu düzenleme, Anayasa’nın 56. maddesindeki “sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı”nı açıkça ihlal ediyor. İkizköy’den yükselen ses, bu hak gaspına karşı bir isyanın simgesi haline geldi.

AKP’nin bu doğa düşmanı politikası, Paris Anlaşması’na ve iklim hedeflerine de aykırı. Kömür madenciliği gibi çağ dışı uygulamaları sürdürmek için zeytinlikleri feda etmek, Türkiye’yi iklim krizine karşı daha kırılgan hale getiriyor. Muhalefetin, çevre örgütlerinin ve köylülerin “Zeytinime Dokunma” çığlığına kulak tıkayan iktidar, bir kez daha sermayeyi halkın ve doğanın önüne koyuyor. CHP’li Orhan Sarıbal’ın “Bu bir enerji meselesi değil, vatana ihanettir” sözü, düzenlemenin vahametini özetliyor.

İkizköylülerin TBMM önündeki kararlı duruşu, zeytinlikleri madenlere açan bu yasanın yalnızca ağaçları değil, bir halkın hafızasını, geleceğini ve yaşam hakkını yok etmeye yönelik bir saldırı olduğunu haykırıyor. Köylüler; bu mücadelenin, toprağına ve geleceğine sahip çıkan herkesin ortak direnişine dönüşmek zorunda olduğunu söylüyor.

Meclis önündeki eylemler devam ederken, teklifin görüşmesi önümüzdeki   haftaya ertelendi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı