Sağlık Sistemi Alarm Veriyor: Halka Randevu Yok, Müteahhide Kira Var
Bu yılın ilk dört ayında şehir hastanelerine yapılan harcama 42,5 milyar lirayı aştı. Aynı dönemde Türkiye genelindeki 8 binin üzerinde Aile Sağlığı Merkezi'ne (ASM) ayrılan kaynak ise 36 milyar lirada kaldı.
Türkiye sağlık sistemi, bir yanda artan bütçe yüküyle, diğer yanda temel hizmetlere erişimde yaşanan krizlerle çelişkili bir tablo sergiliyor. 2025’in ilk dört ayında yapılan kamu sağlık harcamalarının dağılımı, bu çelişkiyi rakamlarla ortaya koyuyor.
Bütçenin %13’ü Yalnızca 18 Hastaneye Gitti
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılı başından nisan sonuna kadar yapılan toplam harcamanın yaklaşık %13’ü yalnızca 18 şehir hastanesine yönlendirildi. Bu dönemde şehir hastanelerine ödenen 42 milyar 580 milyon lira, Bakanlık bütçesi içerisindeki en büyük kalemlerden biri haline geldi.
Karşılaştırmak gerekirse, Türkiye genelindeki 8 binin üzerindeki Aile Sağlığı Merkezi için ayrılan kaynak yalnızca 36 milyar lira oldu. Yani şehir hastanelerine yönlendirilen bütçe, tüm birincil basamak sağlık hizmetlerinin toplamından daha fazla.
Halka Randevu Yok, Hastanelere Döviz Garantisi Var
Vatandaşın en çok şikâyet ettiği konuların başında randevu bulamama, doktor yetersizliği ve devlet hastanelerindeki yoğunluk geliyor. Buna rağmen kamu bütçesinin önemli bir bölümü, hasta garantili şehir hastanelerine aktarılan kira ve hizmet ödemelerine gidiyor.
Bu hastanelerin birçoğu, kamu-özel iş birliği (KÖİ) modeliyle inşa edildi. Bu modelde devlet, özel şirketlere kira ödemesini döviz üzerinden garanti ediyor. Döviz kuru arttıkça bu ödeme yükü de büyüyor. Böylece sabit bütçeyle yönetilmeye çalışılan sağlık sisteminin diğer ayakları özellikle aile sağlığı merkezleri, ilçe hastaneleri ve tıp fakülteleri ciddi kaynak sıkıntısı yaşıyor.
Rakamlar Ne Anlatıyor?
Harcama Kalemi Tutarı (Ocak–Nisan 2025) aralığı ise şöyle:
18 Şehir Hastanesine Ödeme 42,5 Milyar TL Bütçenin %13’ü
8.000+ Aile Sağlığı Merkezi (ASM) 36 Milyar TL Tüm ülke genelinde ASM Başına Ortalama Kaynak ~4,5 Milyon TL Personel, donanım dahil
Şehir Hastanesi Başına Ortalama ~2,36 Milyar TL Sadece kira ve hizmete gitmiş.
Yatırım Binalara Değil, Sağlık Hizmetine Olmalı?
Kamu sağlık harcamalarında öncelik sıralaması son yıllarda sık sık tartışma konusu oluyor. Artan şehir hastanesi yükü, randevu sistemiyle boğuşan halkın yaşadığı erişim sorunlarını daha da görünür kılıyor. Tıp fakülteleri ve devlet hastaneleri uzun süredir kaynak, ekipman ve personel eksikliği ile çalışıyor.
Bu noktada uzmanlar, sağlık bütçesinin daha adil ve hizmet odaklı dağıtılması gerektiğini vurguluyor. Yalnızca bina yapımına ya da kira ödemelerine değil, doktor istihdamı, aile hekimliği sisteminin güçlendirilmesi, koruyucu sağlık hizmetleri ve teknolojiye yatırım yapılmasının, kamu sağlığı açısından çok daha verimli sonuçlar doğuracağı belirtiliyor.
Modelin Sorgulanması Şart
Hasta garantili şehir hastaneleri modeli, başlangıçta kamu yükünü hafifletmek amacıyla kurgulansa da, bugünkü tablo sürdürülebilirlik açısından soru işaretleri yaratıyor. Sayıştay raporlarında yer alan usulsüzlük bulguları, yüksek kira ödemeleri ve kaynak verimsizliği gibi noktalar, modelin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Mevcut sistemde kamu kaynaklarının büyük bölümü kira ve hizmet bedellerine harcanırken, vatandaş sağlık hizmetine ulaşmakta zorlanıyor. Bu durum, sağlık sisteminde hizmetin öncelikli değil, yapının öncelikli hale geldiği bir modele işaret ediyor.
Bütçe Nerede Kullanılmalı?
Sağlık sistemi, yalnızca bina yapmakla değil, o binalarda kaliteli, erişilebilir ve sürdürülebilir sağlık hizmeti sunmakla güçlenir. Şehir hastanelerine yapılan milyarlarca liralık harcamalar, kamuoyu nezdinde giderek daha fazla sorgulanıyor. Kaynakların halk sağlığını doğrudan etkileyen alanlara yönlendirilip yönlendirilmediği ise, önümüzdeki dönemin en kritik politika başlıklarından biri olacak.
Yorumlar
Yorum Gönder