MÜSİAD'ın Gerçek Yüzü: İşçiler “Yük”, Kârlar İse “Kutsal”
MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir'in BBC Türkçe’ye verdiği demeçte, 19 Mart sonrası Merkez Bankası’nın 57 milyar dolarlık rezerv kaybını “hızlıca atlatılan bir öksürük” olarak tanımlaması, ekonomik krizin emekçiler üzerindeki yıkıcı etkisini adeta alay edercesine küçümsediğini ortaya koydu.
Türkiye’de resmi enflasyon yüzde 37, mutfak enflasyonu ise yüzde 45’e dayanmışken, asgari ücretin 22 bin 104 TL ile açlık sınırının (25 bin 92 TL) altında kalması, milyonlarca işçinin geçim savaşını gözler önüne seriyor.
Asgari Ücret Gerçeği
Türk-İş’in Mayıs 2025 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 81 bin 891 TL. Asgari ücret ise bunun dörtte biri bile değil. MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir, işçilerin açlık sınırında yaşam mücadelesi verdiği bu tabloyu “yük” olarak görmek yerine, neden sanayicilerin kâr marjlarını koruma derdinde?
Ahlaki Çöküş
MÜSİAD’ın “İslami hassasiyet” iddiası, Özdemir’in emekçileri hiçe sayan bu söylemiyle çöküyor. İnsanca yaşam hakkı, adalet ve hakkaniyet gibi değerler, MÜSİAD’ın lügatında sadece birer süs olduğunu ortaya koyuyor.
MÜSİAD’ın Çifte Standardı
Villalara Zam, İşçilere “Yük”
Özdemir’in asgari ücret zammını “sanayiye yük” olarak görmesi, MÜSİAD’ın emekçilere bakışını netleştiriyor. İşçiler, kâr-zarar tablosunda bir maliyet unsuru. Özdemir’in selefi Mahmut Asmalı’nın, asgari ücret zammının yüzde 25’i geçmemesi gerektiğini savunurken, kendi villalarına yüzde 55 zam yaptığı iddiası hâlâ hafızalarda. Bu çifte standart, MÜSİAD’ın işçilere reva gördüğü muameleyi özetliyor. Sanayiciler lüks içinde yaşarken, işçiler açlık sınırında sürünüyor.
Kâr Hırsı mı, Adalet mi?
Özdemir’in “sanayi kaldıramaz” söylemi, işçilerin geçim derdini hiçe sayıyor. Sanayiciler, işçilerin emeğiyle kâr ederken, neden bu emeğin karşılığı olan asgari ücret zammını “yük” olarak görüyor? MÜSİAD, kâr marjlarını koruma uğruna işçilerin hayatını mı feda ediyor?
Bölgesel Asgari Ücret Tuzağı
Asmalı’nın önerdiği “bölgesel asgari ücret” fikri, Özdemir’in söylemleriyle birleştiğinde, işçilerin daha düşük ücretlere mahkûm edilebileceği bir distopyayı işaret ediyor. Bu, MÜSİAD’ın emekçileri daha fazla sömürme planı mı? Bu soruların yanıtı yok.
Siyasi Kuklacılık
Özdemir’in bu tavrı ve AKP Düzce Milletvekili aday adayı olması, MÜSİAD’ın hükümetle olan göbek bağını bir kez daha hatırlatıyor. Siyaset kulislerinde, "MÜSİAD'ın asgari ücret zammına karşı bu sert duruşu, hükümetin emekçi karşıtı politikalarına dün olduğu gibi bugünde destek verdiğini, işçilerin değil, AKP'li siyasi elitlerin yanında olduğunu gösteriyor şeklinde yorumlanıyor.
Emekçilere İhanet: MÜSİAD’ın Gerçek Yüzü
Özdemir’in “yük” söylemi, MÜSİAD’ın emekçilere ihanetini gözler önüne seriyor. Asgari ücret, işçiler için bir lüks değil, hayatta kalma meselesi. Türk-İş’in verileri, asgari ücretin açlık sınırını bile karşılamadığını kanıtlıyor. Buna rağmen, Özdemir’in zammı “sanayiye yük” olarak görmesi, MÜSİAD’ın işçileri birer “maliyet kalemi” olarak değerlendirdiğini gösteriyor. Bu zihniyet, emekçilerin alın terini hiçe sayarak, sanayicilerin kâr hırsını meşrulaştırıyor.
Emek kesiminin sosyal medya üzerinden MÜSİAD'a yönelik adil ücret talebi ve eleştirileri ise şöyle: Asgari ücret, açlık sınırının değil, yoksulluk sınırının üzerinde olmalı. Emekçilerin insanca yaşama hakkı, sanayicilerin kâr hırsının önüne geçmeli.
Vergi Adaleti:
İşverenlerin vergi yükünden şikâyet ederken, asgari ücret üzerindeki vergilerin kaldırılması neden tartışılmıyor? İşçilerin net gelirini artırmak, MÜSİAD’ın gündeminde neden yok?
Toplumsal Sorumluluk
MÜSİAD, “İslami hassasiyet” iddiasını taşımak istiyorsa, emekçilerin hakkını savunmalı. Aksi takdirde, bu söylem sadece bir maske olarak kalacak.
MÜSİAD’ın Emekçi Düşmanlığı Tescillendi
Burhan Özdemir’in “öksürük” benzetmesi ve asgari ücret zammını “yük” olarak görmesi, MÜSİAD’ın emekçi düşmanı yüzünü bir kez daha ifşa etti. İşçilerin geçim mücadelesini hafife alan bu söylem, milyonlarca emekçiye hakaret niteliğinde. MÜSİAD, sanayicilerin kârını koruma derdindeyken, işçilerin açlık sınırında yaşamasına seyirci kalıyor. Özdemir’in bu skandal sözleri, emekçilerin öfkesini ateşlerken, MÜSİAD’ın toplumsal adaletten ne kadar uzak olduğunu kanıtlıyor.
Emekçiler, bir “öksürük” değil, insanca yaşam için adil bir ücret talep ediyor. MÜSİAD’ın bu talebe kulak tıkaması, sadece işçilere değil, toplumsal vicdana da ihanet.
Emek kesimi MÜSİAD, emekçilerin yanında mı, yoksa kâr hırsının esiri mi? sorusunun yanıtını şu cümlelerle ortaya koyuyor: Özdemir İşçiler “yük”, kârlar ise “kutsal” anlayışında. Bu zihniyet değişmedikçe, MÜSİAD’ın emekçi düşmanı olduğu gerçeği asla değişmeyecek."
Yorumlar
Yorum Gönder