Proje Okullarında Hukuksuz Sürgün: Eğitim İdeolojik Kıskaca Alınıyor!
Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı, adeta başarısız denemeler mezarlığına dönmüş durumda. Aynı iktidarın temsilcisi olmasına rağmen her gelen AKP'li bakan, selefinin politikalarını yerle bir etmeyi, kendi uygulamalarını ise bir "devrim"miş gibi sunmayı marifet sayıyor.
Son olarak koltuğa oturan Yusuf Tekin ise, bu tahribat yarışında zirveye oynuyor. Eğitimi bilimsel temelinden koparan, laikliği tartışmaya açan ve şimdi de proje okulları adı altında binlerce öğretmeni keyfi bir şekilde sürgün eden Bakan Tekin, tarihe kara bir leke olarak geçiyor.
Çanakkale Fen Lisesi'nden Bursa Anadolu Lisesi'ne, Trabzon Lisesi'nden Ankara Atatürk Lisesi'ne kadar ülkenin köklü eğitim çınarları, bir gece ansızın gelen kararlarla sarsıldı. Bu okullarda yıllarca emek vermiş, öğrencilerine ışık olmuş binlerce öğretmen, hiçbir gerekçe gösterilmeden görevlerinden alındı. Yerlerine yapılan atamalar ise aynı keyfilik ve hukuk tanımazlıkla, liyakat gözetilmeksizin gerçekleştirildi. "Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları" adı altında oluşturulan bu proje okulları, iktidarın Milli Eğitim Bakanı'na tanıdığı sınırsız yetkiyle adeta birer "arka bahçe"ye dönüştürülüyor. Bu durum, ancak ve ancak "kindar ve dindar bir nesil" yetiştirme hedefiyle açıklanabilir.
Peki Sayın Bakan Yusuf Tekin, atama kılavuzlarını, takvimlerini ve mevzuatı neden hiçe sayıyor? İlişik kesme işlemleri hangi keyfi kriterlere göre başlatıldı? Maalesef, her geçen gün eğitimin temeline bir dinamit daha yerleştiren Bakan Tekin, şimdi de 2 bin 300 proje okuluna yapacağı atamalarla yeni fay hatları oluşturuyor. "Milli" kelimesini taşıyan iki bakanlıktan birinin başında oturan Sayın Tekin, eğitimi millilikten uzaklaştırıp bakanlığı kendi çiftliği gibi yönetiyor. Atatürkçü, cumhuriyetçi, laik öğretmenlerle derdi olan Sayın Bakan'ın bu değerlerle sorunu olduğu aşikar. Hukuk dışı ve ayrımcı bu atamaların altında yatan da işte bu ideolojik saplantı.
Öğretmenlerin %11'lik komik zamma karşı demokratik haklarını kullanarak iş bırakma eylemine katılmalarını cezalandırmak ise kabul edilemez. Bu öğretmenlerin en doğal hakkıdır ve anayasal güvence altındadır. Eğer Sayın Bakan bu haklarını kullanan öğretmenleri cezalandırmaya kalkarsa, karşısında halkın iradesini bulacaktır.
Unutulmamalıdır ki, bilimsel ve laik eğitim bu ülkenin vazgeçilmezidir ve bu değerlere yapılan her saldırı, Türkiye'nin geleceğine vurulan bir darbedir. Proje okulları adı altında yürütülen bu keyfi uygulamalar derhal durdurulmalı, öğretmenlere yönelik bu hukuksuz sürgünlere son verilmelidir. Aksi takdirde, eğitim sistemimiz telafisi güç yaralar almaya devam edecektir.
Editörden
Yorumlar
Yorum Gönder