İtibar Zor Kazanılır, Kolay Kaybedilir: Sabiha Gökçen'deki Bağış Kutuları ve İktidarın Kızılay Karnesi!
Yıllarca Türk halkının gözünde yardımlaşma ve dayanışmanın sembolü olmuş Kızılay, son dönemde peş peşe gelen skandallarla adeta bir itibar erozyonuna uğradı. Depremzedelere çadır satması, bağışlanan konserveleri birilerine peşkeş çekildiği iddiaları, liyakatsiz atamalar ve şeffaflık sorunları... Tüm bu gelişmeler, Kızılay'a duyulan güveni derinden sarstı.
Peki, Kızılay'ı bu hale getiren neydi? Elbette ki bu durumun birden çok sebebi var. Ancak göz ardı edilemeyecek en önemli faktörlerden biri, iktidarın Kızılay'a yönelik yaklaşımı oldu. Kurumun bağımsızlığını zedeleyen siyasi müdahaleler, yandaş kayırmacılığı iddiaları ve denetim mekanizmalarının yetersizliği, Kızılay'ın kurumsal yapısını zayıflattı. "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" anlayışının Kızılay gibi hayati bir kuruma sirayet etmesi, sonuçları ağır olan bir tablo ortaya çıkardı.
Sahi, iktidar yetkilileri bu bağış kutularına hiç dikkatle baktılar mı? Belki de bakmışlardır ve Kızılay kutusundaki boşluk, onlara bir şeyler fısıldıyordur: Halkın güveni kayboluyor. İtibar, tıpkı bir kum saati gibi, yavaş yavaş ama kesin bir şekilde tükeniyor.
Unutulmamalıdır ki Kızılay, sadece bir yardım kuruluşu değil, aynı zamanda milletimizin vicdanının da bir yansımasıdır. Bu vicdanın yaralanmasına seyirci kalmak, geleceğimize yapılan en büyük kötülüklerden biridir. İktidarın acilen Kızılay'ın itibarını yeniden tesis edecek adımlar atması, şeffaflığı sağlaması, liyakati ön plana çıkarması ve kurumu siyasi müdahalelerden arındırması gerekmektedir. Aksi takdirde, Sabiha Gökçen'deki o boş bağış kutusu, sadece bir kurumun değil, tüm bir milletin kaybettiği güvenin acı bir sembolü olarak hafızalarımıza kazınacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder