23 Nisan Utancı: İktidarın Politikalarıyla Çocukhhmmlar Yoksulluk ve Geleceksizliğe Mahkum Edildi

Türkiye, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 105. yılını buruk bir tabloyla karşılıyor. "Yoksulluk En Çok Çocukları Vuruyor" başlığı altında yapılan çarpıcı açıklamalar, ülkenin geleceği olan çocukların derin bir yoksulluk ve umutsuzluk sarmalında kıvrandığını gözler önüne seriyor.

Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı bu anlamlı günde, Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasında "Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski Altında Olan Çocuk" sıralamasında üçüncü sırada yer alması, iktidarın uyguladığı politikaların acı bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Çocuklar Açlıkla ve Yoksunlukla Mücadele Ediyor
Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) son raporu, Türkiye'de 6,5 milyon çocuğun aşırı yoksulluk içinde yaşam mücadelesi verdiğini ortaya koyuyor. Bu vahim tablo, ülkenin dört bir yanındaki çocukların yalnızca açlıkla değil, aynı zamanda temel ihtiyaçlardan yoksunlukla da karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2024 verileri ise durumun ciddiyetini daha da artırıyor. Ülke nüfusunun dörtte birini oluşturan çocukların işgücüne katılma oranının %24,9'a yükselmesi, çocukların oyun oynaması ve eğitim alması gereken yaşlarda ağır ekonomik koşullar altında ezildiğini gösteriyor.
Beslenemeyen, Giyinemeyen, Hayalleri Olmayan Çocuklar
Veriler, çocukların en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşmakta zorlandığını acı bir şekilde ortaya koyuyor. Her dört çocuktan biri protein içeren gıdalara ulaşamazken, et, tavuk ve balık 4,4 milyon çocuk için adeta bir lüks haline gelmiş durumda. Yaklaşık 2 milyon çocuk taze sebze ve meyveye hasret kalırken, 2,2 milyon çocuğun oyuncağı bile yok. Maddi yetersizlikler nedeniyle 4,2 milyon çocuk evinden uzakta bir hafta dahi tatil yapamıyor. Bu yoksunluklar, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini derinden etkiliyor, onları geleceğe dair umutsuzluğa sürüklüyor.
Kötü Politikalar Geleceksiz Bir Nesil
Uzmanlar, bu karanlık tablonun ortaya çıkmasında izlenen ekonomik politikaların en büyük paya sahip olduğunu vurguluyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen gün artarken, yoksulluğun en ağır yükünü çocuklar taşıyor. Milyonlarca çocuk, yalnızca açlıkla değil, aynı zamanda eşitsizlik ve geleceksizlikle mücadele etmek zorunda kalıyor. Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en yüksek çocuk yoksulluğu oranlarından birine sahip olması, uygulanan politikaların iflasının açık bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Çocuk Yoksulluğu Öncelikli Görev Olmalı
Çocuk yoksulluğunun fiziksel ve psikolojik olarak uzun vadeli etkileri göz önüne alındığında, bu sorunla mücadele etmek ülkeyi yönetenlerin öncelikli görevi olmak zorunda. Etkin ve koruyucu politikaların derhal hayata geçirilmesi, çocukların sağlıklı bir şekilde büyümesi ve geleceğe umutla bakabilmesi için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, 23 Nisan'da coşkuyla kutlamamız gereken çocuklarımızın yaşadığı bu derin yoksulluk ve umutsuzluk, Türkiye'nin geleceğini karartmaya devam edecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı