Gençler Neden Susmuyor?
Bugünlerde sokaklarda, kampüslerde ve sosyal medyada yankılanan bir ses var: Öğrencilerin sesi. Bu ses, ne bir isyankâr gürültü ne de boş bir şikâyet; bu, geleceğin sahiplerinin, yani gençlerin, haklı taleplerini duyurma çabası. Peki, neden bu kadar önemli? Çünkü öğrenciler, sadece kendi geleceklerini değil, hepimizin yarınlarını şekillendirecek bir mücadele veriyor.
Üniversite kapılarında yükselen bu hareket, aynı zamanda ekonomik zorluklar, eğitimdeki eşitsizlikler ve gençlerin sesinin duyulmaması gibi kronikleşmiş sorunlara da bir tepki olarak görülmelidir.
Barınma hakkı için yurt isteyen, geçim derdiyle boğuşurken burs talep eden, özgürce düşüncelerini ifade edebilmek için alan arayan öğrenciler, aslında hepimizin adına bir şey söylüyor: Bu düzen böyle gitmez! Ve işte tam da bu noktada, muhalefet devreye giriyor. Öğrencilerin bu cesur duruşu, yıllardır iktidarın görmezden geldiği yaralara parmak basan muhalefetin söylemleriyle örtüşüyor. Gençlik, adeta muhalefetin en doğal müttefiki haline geliyor.
Kimileri bu eylemleri “kaos yaratma çabası” olarak yaftalamaya çalışsa da, gerçek bambaşka. Öğrenciler, kaos değil, adalet istiyor. Beton yığınlarına dönüşen kampüsler yerine, nefes alabilecekleri alanlar; günü kurtaran çözümler yerine, kalıcı iyileştirmeler talep ediyorlar.
Muhalefet ise bu talepleri sahiplenerek, gençlerin yalnız olmadığını gösteriyor. Onların sloganları, muhalefetin vaatleriyle birleştiğinde, ortaya umut verici bir tablo çıkıyor: Değişim mümkün.
Elbette, bu yolda engeller var. Baskılar, tehditler, hatta kimi zaman gözaltılar…
Ama gençlik, tüm bu zorluklara rağmen pes etmiyor. Çünkü biliyorlar ki, susmak, teslim olmaktır. Ve muhalefet, bu direnci gördükçe, daha güçlü bir şekilde öğrencilerin yanında duruyor. Bu dayanışma, sadece bugünü değil, yarını da kurtaracak bir enerjiye dönüşüyor.
Sonuç olarak, öğrencilerin eylemleri bir başkaldırıdan çok daha fazlası; bu, bir umut hareketi. Ve muhalefet, bu umudu büyütmek için elinden geleni yapmalı. Çünkü gençlik konuşuyorsa, hepimiz dinlemeli; gençlik yürüyorsa, hepimiz o adımlara eşlik etmeliyiz. Gelecek, onların ellerinde şekilleniyor. Bizler de o geleceğin bir parçası olmak istiyorsak, şimdi onların yanında olmalıyız.
Taa ki "her şey çok güzel" olana kadar.
Yorumlar
Yorum Gönder