AKP'nin 8. Kongresi ve Erdoğan Sonrası Döneme...
Ankara’da toplanan AKP’nin 8. Olağan Kongresi, yerel seçimlerdeki hezimetin ardından değişim söylemlerinin güçlü bir şekilde gündeme gelemediği bir atmosferde başladı.
Siyaset bilimciler, kongrenin Erdoğan sonrası döneme dair olumsuz işaretler taşıdığını belirtiyor. Partinin oy oranının uzun süredir Erdoğan’ın kişisel oy oranının gerisinde kalması, AKP’nin kurumsallaşma sürecindeki eksikliklerini ve kaybettiği zemini gözler önüne seriyor.
Erdoğan’ın Değişim Söylemi ve Kadro Revizyonu
Aylardır Türkiye’nin dört bir yanında yapılan yerel kongrelerde değişim söylemine odaklanan Erdoğan’ın, hem ekim sonrası döneme uygun kadro değişiklikleri yapacağı hem de bu değişikliklerle iç ve dış kamuoyuna bir yenilenme görüntüsü vereceği düşünülüyor. Ancak, tıpkı önceki kongrelerde olduğu gibi bir birlik ve beraberlik görüntüsünün enerjik bir biçimde verileceği tahmin ediliyor. Parti içindeki önemi giderek azalan ve bundan yakınan parlamento üyelerinin parti yönetimindeki ağırlığının artışı ihtimali de yüksek görünüyor.
Yeniden Refah Partisi’nin Katılmama Kararı ve DEM Parti’ye Davet
Yeniden Refah Partisi, iktidar tarafından kendilerinden kopartılan belediyeleri gerekçe göstererek bu kongreye katılmayacağını açıkladı. DEM Parti’ye davetiye gitmemesi ise toplumun farklı kesimlerine yönelik popülist yaklaşımlar üretme alışkanlığının yeni bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Siyasal alanda gerektiğinde kurulan teması tribünlere karşı yok saymak, tipik bir AKP klasiği olarak görülüyor.
Uluslararası Katılım ve AKP’nin Ruhu
Kongreye 13 ülkeden 16 siyasal partiyi temsilen 31 konuğun ve çok sayıda uluslararası vakıf ve kuruluş temsilcisinin katılacağının açıklanmış olması, dönemin AKP’ye yansıyan ruhunu yansıtması açısından önemli. Ancak, ülkenin genel atmosferi ve AKP’nin yerel seçimlerdeki başarısızlığı, kongreye dair heyecanı biraz daha törpülemiş gibi görünüyor.
Teşkilatların Önemsizleşmesi ve Yönetici Profili
24 yıllık yolculukta AKP’de teşkilatların büyük oranda önemsizleştiği bir noktaya gelindi. Yöneticilerinin önemli kısmı halkla buluşamayacak bir sınıfa mensup. Geçmişleri, sosyoekonomik kökenleri ne olursa olsun bugün çoğu müteahhit, akaryakıt ticareti yapan ya da distribütörlük yapan isimler parti yönetiminde.
Örgüt İçi Gerilimler
Örgüt arasında gerilimler de var. Daha önce hemşehrilik bağlarından kaynaklanan gerilimlerdi. Şimdi anlaşılıyor ki Bilal Erdoğan ve onun vakıflarından gelen ekip ile partinin kendi teşkilatından yetişen ekip arasında bir gerilim var. Özellikle İstanbul için böyle bir gerilimden bahsediliyor. Bu vakıflar, iktidarda koltuk kapma ya da devlette bir makama yerleşmek için bir sıçrama tahtası haline gelmiş durumda.
Sonuç olarak AKP’nin 8. Kongresi, Erdoğan sonrası döneme dair olumsuz işaretler taşıyor. Partinin oy oranının Erdoğan’ın kişisel oy oranının gerisinde kalması, kurumsallaşma sürecindeki eksiklikler ve örgüt içi gerilimler, partinin geleceği ve kalıcılığı açısından endişe verici bir tablo çiziyor. Kongrenin heyecan yaratmaması ve ülkenin genel atmosferi de bu endişeleri pekiştiriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder