Eski Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer'den Çok Çarpıcı Çözüm Süreci Değerlendirmesi!

Bahçeli’nin Açıklamaları ve Yeni Çözüm Süreci Tartışmaları Gündemde.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 15 Ekim’de terör örgütü PKK’nın tasfiyesi için Abdullah Öcalan’a çağrıda bulunması, Türkiye siyasetinde yankı uyandırmaya devam ediyor. Bu çıkış, Kürt sorununa yönelik yeni bir çözüm süreci tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Geçmişten Gelen Deneyimler

Konu ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunan isimlerden biri de CHP eski Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer oldu.

Mesut Değer, Türkiye’de 2013-2015 yılları arasında yürütülen çözüm sürecinin önemli bir toplumsal deneyim olduğuna dikkat çekti ve o dönemdeki bazı önemli gelişmeleri hatırlattı.

Abdullah Öcalan’ın 21 Mart 2013 Nevruz mesajının barış çağrısı ve PKK’nın Türkiye sınırlarından çekilme kararı olduğunu belirten Mesut Değer,
Akil İnsanlar Heyetinin 
toplumun barış sürecine dair görüşlerini dinleyerek öneriler sunduğunu anımsattı.
Dolmabahçe Mutabakatı sürecinin önemli sembol adımlarından biri olduğunu kaydeden Değer, 
"Ancak Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi, 6-8 Ekim olayları ve hendek siyaseti gibi krizler çözüm sürecinin sona ermesine yol açtı" dedi.
2025: Yeni Bir Yol Haritası mı?
Mevcut tartışmalarda, geçmiş süreçten çıkarılan derslerin ışığında farklı öneriler dile getirildiğini belirten Değer, "Bunlar  
Barış sürecinin toplumun geniş kesimlerini temsil eden, Daha Kapsayıcı Bir Heyetle, aktörlerle yürütülmeli.
Abdullah Öcalan'ın 
İmralı’daki tecridi kaldırılmalı ve müzakerelerde etkin bir rol üstlenmeli.
Anayasal Reformlarla Kürt meselesinin çözümü için yeni bir anayasa yapılmalı.
Bunlar Silah Bırakma Stratejisi çerçevesinde Öcalan’ın çağrıları doğrultusunda PKK’nın silah bırakmasını sağlayacak stratejik adımlar olacaktır" dedi.

Değerlendirmesinde Zorluklar ve Fırsatlar'a da dikkat çeken Mesut Değer 
Yazısında şu bilgileri paylaştı:
"Toplumda çözüm sürecine yönelik farklı görüşler bulunuyor. Bazı kesimler, süreçlerin Türkiye’nin toprak bütünlüğüne zarar vereceğini düşünürken, diğerleri barışın refah ve demokrasiyi güçlendireceğine inanıyor. Bahçeli’nin sert söylemi ise sürecin yönü üzerinde kritik bir rol oynayacak gibi görünüyor.
Sonuç olarak;
2025’te olası bir yeni çözüm sürecinin başarısı, geçmiş hatalardan ders alınmasına ve daha sağlam bir toplumsal uzlaşı zeminine bağlı. Bu süreçte cesur ve kararlı adımların atılması barışa giden yolu açabilir."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı