Bir Emekçi Mahallesinde Rönesans
Sokullu Semt Evi sanattan- bilime, ekolojiden-ebiyat ve siyaset söyleşilerine kadar geniş bir yelpazeden oluşan etkinliklerine devam ediyor.
Sokullu Semt Evi, artık bir geleneksel hale getirdikleri etkinliklerini "Bir Emekçi Mahallesinde Rönesans" başlığı ile paylaştı.
Aralık 2022’de başlayan birçok sanatçı, bilim insanı ve mimarın katıldığı etkinliklerimiz artık gelenek halini aldı. Başlarken “Sokullu’da emekçi sınıflara ait bir mekânda bir nüve olarak, bütün mütevazılığı ile bir Rönesans denenmek isteniyor.” demiştik. Denedik ve oldu. Sosyalist Devrim mücadelesi sürerken emekçi halkı kapitalizmin çürümüşlüğünden korumak ve farklı bir kültürün var olduğunu gösterme çabası karşılık buldu. Gerçek anlamda etki yarattı. Bu yazıda o etkinin nasıl yaratıldığını açıklamaya çalışacağız. Sonrasında gerçekleşen ve gerçekleşecek etkinliklere bir göz atacağız.
Sokullu’da Rönesans’ta etkinliklerin dönemsel olarak duyurulmasının öncelikli adımlardan birisiydi. Birkaç etkinliğimizin içeriği veya tarihi değişse de ısrarlı bir şekilde gerçekleştirme becerisini gösterdik.
Etkinliklerin performansla sınırlı kalmayıp, içeriğe ve teorik kısmına odaklanmasını amaçladık. Yani bir müzisyen geldiği zaman dinleti vermekten çok, sanatını söyleşi yöntemiyle açıklamasını istedik. Bu bakış açısı Rönesans’ın temel taşlarından birisiydi.
Birçok alana yöneldiğimiz süreçte etkinliklerle bağlantılı paydaşlar bulmak ikinci önemli adımdı. Hem daha çok insana duyuru yapmamızı hem de konuyla ilgili insanların buluşmasını sağladı. Bu maddi bir sponsorluk değildi. En net deyişle güç birliği yapıldı. Dernek ve oda gibi kuruluşlar, üniversite toplulukları, dergi ve gazeteler, yayın evleri bu anlamda katkı sağladı.
Etkinliklerin birçoğunun ses ve görüntü kaydı alınarak katılım gösteremeyenler için arşivlendi. Bu işlevi yerine getirmek için bir blog sayfası (https://sokulludaronesans.blogspot.com/) açıldı. Yeni etkinlik oldukça eklemeye devam ediyoruz.
Rönesans kavramının burjuvazinin elinden alınıp işçi sınıfı ve emekçi halk adına işlev üstlenmesinde bilim emekçilerinin büyük katkısı var. Günümüzde bilimin sınıflar üstü olduğunu iddia edip kendine konforlu alan yaratmaya çalışanlara inat birçok bilim insanı bu mücadeleyi yükseltiyor. Bu çok kıymetli ve onurlu bir duruş. Bu bağlamda Sokullu’da Rönesans’ta sıkça bilim emekçilerini ağırladık.
İlk etkinliğimizde Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden Dr. Ezgi Altınışık ¨İnsanlık Tarihine Antik DNA’dan Bakmak: Nobel 2022¨ başlıklı bir sunum gerçekleşti. Yeni bulguların da paylaşıldığı bu sunum oldukça ilgi görmüştü. Özellikle Üniversite öğrencilerinin yoğun katıldığı bu etkinlik iyi bir başlangıç anlamına geliyordu.
Doç. Dr. Nevzat Evrim Önal’ın katıldığı bir oturumda onun çokça tekrarladığı “İnsan Bencil Mi?” sunumunu bu sefer aynı adlı kitabı eşliğinde izledik. Kitabın iki bölüme ayrılabileceğini söyleyen Önal sunumunu “Kitap boyunca ateş metaforu etrafında döndüm dolaştım. Ateşin, ocağın insanlığın maddi yaşantısında çok büyük bir önemi var. O büyük önem anlatısına ve gündelik pratiklerine de çok sirayet etmiştir. Ateş başında oturup da hele yalnız değilseniz iyi şeyler hissetmeyeniniz yoktur aramızda. Biz bir kez daha başında oturacak ateşler yakmalıyız. Sokakların köşesinde nöbet tutarken, kent meydanlarında o toplum dediğimiz büyük örgütlülüğün yaşam alanlarını evimizden çıkıp zapt etmeliyiz. Kendi bireysel çıkarlarını topluma dayatan, toplumun zenginliğini rehin almış olanları da bu anti sosyal dayanışları insanlık tarihinde kesin olarak çıkarıp söküp atmalıyız." Sözleriyle tamamlamıştı.
İlerleyen aylarda ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Somel benzer bir alanda “Antik DNA Çalışmaları Tarih Öncesi Anadolu Tarihine Nasıl Katkı Yaptı?” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Sunumun yanında katılımcıların soru yağmuruna tuttuğu Somel etkinlikten oldukça keyif aldığını belirtmiş ve özellikle mahallelinin sorularından anlaşılacağı üzere Antik DNA konusuna duyduğu ilgiden memnun kalmıştı.
Kovid 19 pandemisi döneminde aşı şirketlerine olan güvenin azalmasının yansıması olarak, aşı karşıtlığının tavan yapmıştı. Bilime ve bilim emekçilerine düşmanlık noktasına çekilmek istenen bu tartışmalarda, bilimin savunulmasında en ön safta görev almış Prof. Dr. Esin Şenol’un katıldığı “Türkiye’de Aşının Toplumsal Anlamı ve Aşı Karşıtlığı” başlıklı etkinlikte kolaylaştırıcılık görevini Prof. Dr. Erhan Nalçacı üstlendi.
Rönenans’ın mutfağında da görevde alan Prof. Dr. Erhan Nalçacı ile “Bilim Tarihinin Neresindeyiz?” sorusuna yanıt aradığımız bir etkinlik gerçekleştirdik.
Sınıf mücadelesi gerçekleştirirken sınıfa bilinç taşımak, safını seçmiş aydınla sınıfı buluşturmak ve savrulan aydına hatırlatma yapmak gerekiyor. Tabi bu süreçte sanatla inceltilmemiş toplumsallaşmamış mücadeleler eksik kalabiliyor. Çünkü mücadelelerin şarkıları, şiirleri, romanları olmalı.
Şair Ahmet Telli “Politika ve Poetika” başlıklı bir sunum yaptı. Telli, semt evimizin yakın bir dostu olarak destek olmaya devam ediyor. Ayrıca kurucusu olduğu Bilim Sanat Edebiyat Derneği ile ortaklığımız sürüyor.
Türkiye’de aydın denildiği zaman akla gelen ilk isimlerden birisidir Ruhi Su. Onun hayatının, sanatının ve mücadelesinin anlatıldığı çok iyi hazırlanılmış olan etkinlikte anlatım görevini Oğuz Gemalmaz üstlenirken, dinleti kısmında Ruhi Su geleneğinin en önemli devamcılarından opera sanatçısı Tuncer Tercan yer aldı. En coşkulu geçen etkinliğimizdi diyebiliriz.
Rönesans söyleşi formatının en iyi örneklerinden birisi, "Biri Hiçbiri Binlercesi Albümü Nâzım'ın Manzaralarından bugünün insan manzaralarına müzikli bir bakış”
Başlıklı söyleşiydi. Yapıcılar Müzik Topluluğu adına Çağrı Kınıkoğlu ve Ulaş Özer’in katıldığı etkinlikte kolaylaştırıcılık görevini yazar Emre Falay üstlenmişti. Albümün hazırlanış sürecini ve her bir şarkının anlamının açıklandığı bu etkinlikte parçalardan kısa kısa bölümler dinletildi.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında, ressam İrfan Ertel’in katılımıyla sanatçının iki sergisinin içeriğini inceledik. “ TKP’nin ve Cumhuriyet’in 100. Yılları İrfan Ertel Resim Sergilerinin Anlamı “ başlıklı etkinlikte sergilerin hazırlanış süreci ve sergiye konu olmuş insanların yaşamlarından kesitlere yer veren Ertel, sunumu sonrası kısa bir dinletide gerçekleştirdi.
Yönetmen Çağrı Kınıkoğlu’nun katıldığı “Nâzım’ın Küba Seyahati Belgeseli” gösterimi ve söyleşisi, dünya şairi Komünist Nâzım Hikmet’i belgeseldeki Kübalı tanıklıklarla bir kez daha hatırlamamızı sağladı. Ayrıca belgelselcilik anlamında çok kıymetli bu eseri mahalleli ile buluşturmak da Rönesans’ın üstlendiği bir görevdi.
Büyük bir ses sanatçısı olan Serenad Bağcan’ın katıldığı “Kadın Ses Sanatçısı Olmak” etkinliği büyük ilgi ile karşılanmıştı. Yenilenmiş sahnemizde ağırladığımız ilk sanatçımız olarak bizim için ayrıca anlamlıydı.
Çok zor bir dönemde gerçekleşen bir etkinlikte “Deprem ve Yeniden Yapılaşma” başlığını taşıyordu.6 Şubat Maraş Depremi sonrası gerçekleşen etkinliğin ilk hali “Cumhuriyet Ankara'sının Tahrip Edilmesi” başlığında gerçekleşecekti. Ama depremin yarattı etkiyi ve ihmallerin yarattığı yıkımı ve çaresiz bırakılan halkın durumunu bölgede kısa bir süre önce incelemeler yapmış çok önemli bir isimle konuştuk. Kolaylaştırıcılığını mimar Ali Haydar Alptekin’in yaptığı etkinlikte konuşmacı, Tezcan Karakuş Candan oldu.
Ankara’da bir semt evi olmamız ve Cumhuriyetin Başkenti olması nedeniyle Ankara içerikli etkinlikler gerçekleştirdik. Yönetmen Yasin Semiz’in ve belgesel ekibinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte “Asfaltın Altında Dereler Var!” belgeselini izleyip değerlendirme yaptık.
Ayrıca Ankara içerikli bir etkinlikte Dr. Deniz Altay Baykan'ın katılımıyla “Kasabadan Modernist Başkente Ankara” başlığıyla yapıldı. Sözlerine etkinlik başlığının anlamına vurgu yaparak başlayan Baykan, "Ankara başkent olarak seçiliyor ve modernizm projesinin gerçekleştirilme ve uygulanma mekânı olarak görülüyor. Cumhuriyeti kuran kadroların başkent ile ilgili çeşitli vizyonları var" demişti.
İktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan’ın “Kapitalizme Geçiş Tartışmaları ve Osmanlı Toplumu” başlıklı sunumu Osmanlı toplumuna Marksist bir bakış açısının eşsiz örneklerinden birisi olmuştu.
Bundan sonrasında ilan edilen etkinlikler şu şekilde:
• Doç. Dr. Kaya Tokmakçıoğlu 5 MAYIS PAZAR 15.00
İstanbul’un Toplumsal Mücadeleler Tarihi: Kentsel Mekanın Siyasallığını Düşünmek
• Haluk Polat 19 MAYIS PAZAR 15.00
Cumhuriyet Dönemi Korolarından İşçi Sınıfı Korolarına
• Fide Lale Durak 9 HAZİRAN PAZAR 13.00 SÖYLEŞİ 15.00 MÜZE GEZİSİ
Türkiye Aydınlanma Tarihinde Resim ve Heykel
Yorumlar
Yorum Gönder