CHP'den Türkiye Varlık Fonu çağrısı: Acilen yasal değişiklik yapılmalı
CHP'nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyelerinin hazırladığı Ek Görüş Raporunda, Türkiye Varlık Fonu’nun tasfiye edilene kadar denetiminin meclis adına Sayıştay tarafından yapılması ve denetim raporunun TBMM’de ayrıntılı olarak görüşülmesi için acilen yasal değişiklik yapılması gerektiği vurgulandı.
Toplam 136 sayfadan oluşan raporu Kulislerinden.blogspot.com'a özetleyen CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın Türeli, Fonun denetimiyle ilgili eksiklikleri, yapılması gerekenleri dile getirirken, fon yönetiminin sadece Cumhurbaşkanına verilmesinin de sakıncalarını ortaya koydu.
Fonda şok edici rakamlara ulaşmış paralel bir bütçenin oluştuğuna dikkat çeken Türeli,
Cumhurbaşkanının yetkilerine vurgu yaparak, "AKP'li Erdoğan, Cumhurbaşkanı şapkasını takıyor, belli yetkileri kullanıyor; ondan sonra geçiyor öbür tarafa, hem karar verici hem uygulayıcı hem denetleyici. Böyle bir şey, böyle bir ucube durum hiçbir yerde olmaz. Türkiye Varlık Fonu'nun buna bağlı alt fonlar, şirket ve alt şirketler; kurulma, yönetilme, kaynak tahsisi-finansman, denetlenme açısından tamamen Cumhurbaşkanına bağlı hale getirilmiştir. Bu görevlerin aynı kişide birleşmesi hem yönetim hem de denetim açısından idare hukuku prensiplerine göre çok ciddi bir sakatlık yaratmaktadır.
Türkiye Varlık Fonu; Türkiye’nin son dönemde etkisine girdiği otokratik yapının ve merkeziyetçi siyaset anlayışının sembol yapılarından biri haline gelmiştir. Türkiye Varlık Fonu ile Cumhurbaşkanlığı makamı arasındaki ilişkinin bir an önce sonlandırılması gerekir" dedi.Kamu bankaları neden sermaye ihtiyacı duyuyor?
Fonda yer alan kamu bankalarının sermaye desteği ihtiyacının nedenlerinin ortaya konulmadığını söyleyen Türeli, "Raporda ikraz 2, ikraz 3, ikraz 4 adı altında yapılan kamu bankalarının sermaye yapılarının güçlendirilmesi ile ilgili işlemlerin ve bunların hazine tarafından ihraç edilen vadesi ve faiz oranı farklı, Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS)’lerle finanse edildiği ifade edilmesine karşın, söz konusu denetim raporunda bunlarla ilgili olarak kamu bankalarının neden sermaye desteğine ihtiyaç duyduğu, geçmişte hazine ve kamu bankaları arasında gerçekleşen işlemlere Varlık Fonu, alt fonlar Varlık fonu şirketlerinin de dahil edilmesinin analizi yapılmamıştır" eleştirisinde bulundu.
Kamu Bankalarına aykırı görevler veriliyor
Portföydeki Kamu Bankaları normal faaliyetlerinden fon yaratarak karlılıklarını sürdüremeyip sermaye desteği ihtiyacı hissediyorlarsa, bunun nedenlerinin de sorgulanması gerektiğini ifade eden CHP'li Türeli,
"Türkiye Varlık Fonu finansal istikrar sağlamak ve fonları etkin değerlendirmek için kurulmuştur. Eğer portföydeki şirketler sürekli sermaye desteği ile faaliyetlerini yürütebiliyorsa, fonun bünyesi çok kırılgan demektir veya portföydeki şirketlerin faaliyetlerinde bir sakatlık söz konusudur. Ancak bilinen bir gerçeklik de fon bünyesinde olan şirketlerden Kamu Bankalarına bankacılık uygulamalarına aykırı görevler verilmesi ve işler yaptırılmasıdır.
Bankaların verilen görevler nedeniyle ettikleri zararlar dolayısıyla “sermaye yeterlilik rasyoları”nın düşmesine yol açmakta dolayısıyla bankalar öz kaynak katkısı almak zorunda kalmaktadırlar. Bu durumun sorgulanması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
TVF'nin hazine ile ilişkisi açık ve şeffaf değil
Türkiye Varlık Fonu’nun, Türkiye'nin stratejik varlıklarını geliştirmek ve önemli yatırımları için kaynak sağlamak misyonuyla oluşturulduğunu anımsatan Türeli, "TVF
kaynaklarının son dönemde özellikle haberleşme, enerji ve inşaat sektöründeki borçlu şirketleri kurtarmak için kullanılması, kurumun asıl faaliyet amacı hakkında soru işaretlerine neden olmuştur.
Türkiye Varlık Fonu’nun hazine ile ilişkisi açık ve şeffaf değildir. Türkiye Varlık Fonu bütçe açığı için bir perdeleme işlevi görme işlevine sahiptir. Türkiye Varlık Fonu’nun yaptığı borçlanmalar Merkezi Bütçesinde ve hazine hesaplarında gözükmemektedir" dedi.
Fon, kamu maliyesi ve idari yönden sakıncalar içeriyor
Fonun, kamu maliyesi ve idari bakımdan ciddi sakıncalar doğuracağını söyleyen CHP'li Türeli, "Türkiye Varlık Fonuna bağlı bir alt fon, hazinenin Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senedi ihracı olanaklarını dolaylı yöntemle kullanmak suretiyle, kamu bankalarının yapısının güçlendirilmesi işleminde aracılık rolünü üstlenmiştir.
Orta Vadeli Program, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ve Yatırım Programı dokümanlarında, Türkiye Varlık Fonu Şirketi, şirket tarafından kurulan diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Fonun bünyesinde kurulan alt fonlarla ilgili herhangi bir göstergeye ve veriye yer verilmemektedir.
Türkiye Varlık Fonu’nun herhangi bir plan ve programlamaya dayanmayan petrokimya, enerji, madencilik, finans, sigorta, ulaşım sektörleri ile ilgili eylem ve faaliyetlerinin, ilgili asli görevli devlet kurumlarının görevlerine müdahale anlamı taşımakta olduğu kanaatine ulaşılmaktadır.
Türkiye Varlık Fonu özellikle kaynak, denetim ve muafiyete ilişkin noktalarda oldukça geniş yetkilere sahiptir. Bu durumun orta ve uzun vadede kamu maliyesi ve idari bakımdan ciddi sakıncalar ortaya çıkarması kaçınılmazdır" uyarısında bulundu.
Fonla ilgili acil yasal değişiklik yapılmalı
Türkiye Varlık Fonu’nun Sayıştay denetimi başta olmak üzere çoğu hukuki mevzuattan, vergi ve yükümlülükten muaf tutulması ve aynı zamanda gerçekleştireceği yatırım ve işlemlere yönelik somut bir hedefin ortaya konulmadığını belirten CHP'li Rahmi Aşkın Türeli, fonla ilgili yasal değişiklik yapılması çağrısında bulunarak şöyle konuştu:
"Fonun ileride yapacağı faaliyetlerin meşruiyetini ve denetimini zorlaştırmaktadır.
Tamamen kamuya ait varlık ve kaynaklarla oluşturulan ve kamu payı %100 olan, yaklaşık 5,6 triyon TL’lik bilanço büyüklüğüne sahip olduğu ifade edilen ve paralel bir bütçe ve hazine gibi kullanılan Türkiye Varlık Fonu, şirket, alt şirketler ve fonlarının yıllık denetimlerinin, kanunda öngörülen esaslar dikkate alınarak T.B.M.M. Plan ve Bütçe Komisyonunca süresinde icra edilmesi, yasal bir zorunluluk olmasının ötesinde T.B.M.M.’nin denetim işlevinin yerine getirilmesi açısından da önem taşımaktadır.
Sermayesiz-varlıksız TVF, kurulduğu 2016 yılından bu yana bir tasarım hatası olup, ülke ekonomisinin yönetimi ve kamu iktisadi işletmeciliğinde yepyeni paralel bir yapılanmaya işaret etmektedir. Böylesi bir yapılanmaya sahip olan Türkiye Varlık Fonu’nun bir an önce tasfiye edilmesi gereği bulunmaktadır.
Türkiye Varlık Fonu’nun tasfiye edilene kadar denetiminin T.B.M.M. adına Sayıştay tarafından da yapılması ve denetim raporunun T.B.M.M.’de ayrıntılı olarak görüşülmesi için ivedilikle yasal değişiklik yapılması gerekmektedir."
Yorumlar
Yorum Gönder