Barajlar Boşalırken Kirlilik Artıyor: İktidarın Tekil Çözüm Israrı Türkiye'yi Kurutuyor
Su Kaynaklarının Yüzde 63'ü Kirli! 'Çok Tesis Yaptık' Savunması Yetmiyor, Asıl Sorun Koordinasyonsuzluk.
Türkiye, kişi başına düşen 1.519 m³ suyla “su sıkıntısı çeken” ülkeler arasında yer alıyor. Kuraklık ve iklim değişikliği kadar, AKP hükümetinin yıllardır sürdürdüğü hatalı politikalar ve yetersiz hukuk sistemi de su krizinin büyümesinde etkili. Uzmanlara göre sorun, yalnızca doğa kaynaklı değil; yönetimsel ve yasal zafiyetlerden de kaynaklanıyor.
Ulusal Su Politikası Yok
Türkiye’de su yönetimi, birbiriyle uyumsuz birçok yasa ve kurum arasında bölünmüş durumda.
Dağınık Yasalar: Su yönetimi 6 farklı kanunla düzenleniyor (örneğin 167 Sayılı Yeraltı Suları Kanunu, 6200 Sayılı DSİ Kanunu). Bu parçalı yapı uygulamada karmaşa yaratıyor.
Kurumlar Arası Çatışma: Çevre Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve DSİ arasında yetki kavgaları yaşanıyor. Planlar kağıt üzerinde kalıyor.
Popülist Yaklaşım: AKP yönetimi, ekolojik denge yerine kısa vadeli talep odaklı çözümlere yöneliyor.
Uzman Görüşü: Prof. Dr. Lütfi Akça, TBMM’de yaptığı konuşmada, “Bakanlıkların ayrı ayrı politikaları var ama ülkenin bir su politikası yok” diyerek sorunun altını çizdi.
Kirlilik Artıyor, Denetim Zayıf
Su kaynaklarının yalnızca %37’si temiz. Arıtma tesisleri ve denetim mekanizmaları yetersiz.
Arıtma Tesisleri Etkisiz: 2872 Sayılı Çevre Kanunu su kirliliğini önlemeyi emretse de, tesisler alıcı ortamları (göller, dereler) temizleyemiyor.
Sanayi Denetimsiz: Birçok fabrika atık sularını uygun şekilde arıtmadan doğaya bırakıyor.
“Kirleten Öder” İlkesi Uygulanmıyor: AB standartlarına uygun olan bu ilke, Türkiye’de pratikte işlemiyor. Kirliliğin bedelini toplum ödüyor.
Tarımsal İsraf Büyüyor
Suyun %74’ü tarımda kullanılıyor, ancak verim düşük.
Ucuz Su Politikası: 6172 Sayılı Sulama Birlikleri Kanunu’na göre su fiyatları maliyetin altında tutuluyor, bu da israfı artırıyor.
Eski Yöntemler: Hâlâ salma sulama gibi ilkel yöntemler kullanılıyor; modern sistemler yaygın değil.
Plansız Tarım: Suya çok ihtiyaç duyan ürünlerin ekimi yaygın.
Uzman Yorumu: Ziraat Mühendisleri Odası, “Su fiyatları gerçek maliyeti yansıtmalı, aksi halde israf bitmez” uyarısında bulunuyor.
Çözüm Önerileri
Ulusal Su Yasası: Mevcut dağınık mevzuat tek bir kapsamlı yasada toplanmalı.
Gerçekçi Fiyatlandırma: Su, ekonomik değeriyle fiyatlandırılmalı.
Modern Sulama Zorunluluğu: Damlama ve yağmurlama sistemleri teşvik değil, zorunlu hale getirilmeli.
Gri Su ve Yağmur Suyu: Kentlerde suyun geri dönüşümü yasal zorunluluk olmalı.
Altyapı Reformu: Belediyeler, kayıp ve kaçak su oranlarını azaltmak için altyapıyı yenilemeli.
Bireysel Tasarruf Yeterli mi?
Vatandaşların tasarruf çabaları önemli ancak tek başına yeterli değil. Çünkü sistemsel israf ve denetimsizlik, bireysel çabaların etkisini azaltıyor.
Türkiye’nin su krizi, yalnızca doğa koşullarından değil, AKP’nin yıllardır süren hukuki dağınıklığı ve yönetimsel eksikliklerinden kaynaklanıyor. Anayasa’nın 56. maddesi, temiz çevreyi devletin koruma görevi olarak tanımlar. Bu nedenle, gelecek nesillere temiz ve yeterli su bırakmak, siyasi tercihlerle değil, hukuki sorumlulukla yerine getirilmesi gereken bir yükümlülük.
Yorumlar
Yorum Gönder