Anadolu’ya Açılan Kapı Sessiz: Haydarpaşa’nın Hafızası Siliniyor!!
Türkiye'nin simge yapılarından Haydarpaşa Garı, sadece bir bina değil; Anadolu’nun dört bir yanına uzanan demiryolu ağının kalbidir. 1908’de hizmete giren ve Prusya mimarisinin seçkin örneklerinden biri olan gar, I. Dünya Savaşı’ndan Milli Mücadele’ye kadar Anadolu ile İstanbul arasında stratejik bir köprü işlevi gördü. Gurbete gidenlerin son durağı, İstanbul'a gelenlerin ise ilk kapısı oldu.
Ancak bugün Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının geleceği, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “kültür-sanat adası” vizyonu altında belirsizliğe sürükleniyor. Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un projeyi “Sultan II. Abdülhamid’in mirası” olarak tanımlamasına karşın, bu tarihi yapıların asıl işlevi olan ulaşım merkezi kimliğinin geri plana itilmesi ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi.
‘Kültür’ Perdesi Altında Ticarileşme ve Hukuki Belirsizlik
Bakanlığa devredilen her iki gar için başlatılan projeler, “arkeopark, müze, dijital kütüphane” gibi genel başlıklarla tanıtılsa da; projenin ölçeği, bütçesi, ihale süreci ve işletme modeli gibi detaylar kamuoyuyla paylaşılmadı. Bu durum, şeffaflık eksikliği ve rant iddialarını güçlendirdi.
Meslek örgütleri, garların “kültür” başlığı altında ticari kullanıma açılabileceği uyarısında bulunuyor. Protokole göre Bakanlığın bu alanları özel kişi veya şirketlere kiraya verebilmesi, kamusal alanın ticarileşmesi endişesini artırıyor.
AYM Kararı Göz Ardı mı Ediliyor?
Tartışmaların bir diğer boyutu ise hukuk alanında. Anayasa Mahkemesi’nin garları kapsayan “özel proje alanı” düzenlemesini iptal etmesine rağmen, bu karardan önce imzalanan protokoller gerekçe gösterilerek uygulamalara devam edilmesi, hukukçular tarafından “idari dolanma” olarak değerlendiriliyor ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu görüşünde.
Kolektif Hafızaya Müdahale
Haydarpaşa Dayanışması ve benzeri Kent Hakkı Savunucuları, bu sessiz yürütülen sürecin “kolektif hafızaya müdahale” anlamına geldiğini vurguluyor. Onlara göre gar, yalnızca taş ve tuğladan ibaret değil; toplumsal belleğin, göçün, kavuşmanın ve ayrılığın sembolü.
Peki, Şeffaflık Nasıl Sağlanabilir?
Bu tür büyük kamusal projelerde güveni tesis etmenin yolunun şeffaf ve katılımcı bir denetim mekanizmasından geçtiğine dikkat çeken uzmanlar şu önerilerde bulunuyor:
Tüm proje süreçleri ihale, bütçe, kiralama ve kullanım planları kamuya açık hale getirilmeli.
Bağımsız denetim kurulları, meslek odaları ve sivil toplum temsilcileri karar süreçlerine dahil edilmeli.
Proje ilerleme raporları düzenli olarak yayımlanmalı ve kamuoyu bilgilendirilmeli.
Ancak bu şekilde, Haydarpaşa ve Sirkeci gibi ülkenin kolektif belleğinin sembolleri hem korunabilir hem de çağdaş bir işlevle yeniden hayata kazandırılabilir."
Yorumlar
Yorum Gönder