İktidarın Adalet Anlayışı: Milletvekiline 320 Bin, Emekliye 14 Bin.

Emekli Milletvekilleri ile Halk Arasındaki Gelir AdaletsizliğiTürkiye’de ekonomik kriz ve yüksek enflasyon, milyonlarca vatandaşın geçim mücadelesini zorlaştırırken, milletvekillerinin ve özellikle hem emekli hem de aktif milletvekili olanların maaşları kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor. 2025 yılı itibarıyla güncellenen maaş rakamları, asgari ücretliler, emekliler ve dul-yetim aylığı alanlarla milletvekilleri arasındaki devasa gelir uçurumunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu durum, iktidarın gelir adaletsizliğine yönelik politikalarını sorgulamak için önemli bir zemin sunuyor.
Maaşlar Arasındaki Uçurum
Rakamlar Ne Diyor?2025 yılı için açıklanan maaşlara baktığımızda, tablo çarpıcı bir eşitsizliği ortaya koyuyor:Hem Emekli Hem Aktif Milletvekili Maaşı: son zamla yaklaşık 380 bin TL.
Emekli Milletvekili Maaşı son zamla 149 bin TL

Aktif Milletvekili Maaşı son zamla 229 bin 676 TL olurken, Asgari Ücret: 22.104 TL
En Düşük Emekli Maaşı ise 14.469 TL
Ortalama Emekli Maaşı: 17.500 TL'ye yükselirken,
Dul ve Yetim Aylığı: Ortalama 8.000-10.000 TL (yaklaşık olarak, SGK verilerine göre değişkenlik gösteriyor)

Bu rakamlar, milletvekili maaşlarının asgari ücretin yaklaşık 9 katı, en düşük emekli maaşının ise 8,5-9 katı olduğunu gösteriyor. Hem emekli hem de aktif milletvekili olanların aldığı toplam maaş ise asgari ücretin 15 katına ulaşıyor. Dul ve yetim aylığı alanlar ise en düşük emekli maaşının bile yarısına yakın bir gelirle yaşamaya çalışıyor.
İktidarın Politikalarına Eleştiri Adaletsizlik ve Ayrıcalık 
Bu maaş farkları, iktidarın sosyal adalet ve eşitlik konusundaki politikalarının yetersizliğini açıkça ortaya koyuyor. Türkiye’de milyonlarca emekli, asgari ücretli ve dul-yetim aylığı alan vatandaş, yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri karşısında geçim sıkıntısı çekerken, milletvekillerine tanınan yüksek maaşlar ve ayrıcalıklar halk arasında büyük bir rahatsızlık yaratıyor.
Ekonomik Kriz ve Emeklilerin Durumu 
Prof. Aziz Çelik’in belirttiği üzere, 2008’de yapılan değişiklikle emekli maaşlarının aylık bağlama oranı düşürüldü ve büyümeden alınan pay sınırlandı. Bu, emekli maaşlarının asgari ücretin bile altına düşmesine neden oldu.  Emekliler, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, emekli milletvekillerinin 149 binTL maaş alması, adaletsizliğin en somut göstergelerinden biri.
Asgari Ücretin Yetersizliği 
Asgari ücret, 22.104 TL ile açlık sınırının biraz altında kalıyor. Milyonlarca işçi, bu gelirle kira, fatura ve gıda gibi temel harcamalarını karşılamaya çalışıyor. Buna karşılık, bir milletvekilinin maaşı, asgari ücretin 9 katına denk geliyor. Avrupa ülkelerinde bu oran 2,6 (İspanya) ile 5,9 (Yunanistan) arasında değişirken, Türkiye’deki 9-10 katlık oran, Avrupa ortalamasını katbekat aşıyor.
Dul ve Yetim Aylıkları
Dul ve yetim aylığı alanlar, genellikle 8.000-10.000 TL arasında değişen gelirlerle yaşamaya çalışıyor. Bu rakamlar, emekli milletvekillerinin maaşlarının onda birine bile ulaşmıyor. İktidarın sosyal yardım politikaları, bu kesimlerin yaşam standartlarını iyileştirmekte yetersiz kalıyor.
Ayrıcalıklar ve Çifte Maaş Tartışması
Hem emekli hem de aktif milletvekili olanların 380 bin TL’ye varan gelirleri, kamuoyunda “çifte maaş” tartışmalarını alevlendiriyor. Milletvekillerinin telefon faturalarının ödenmesi, trafik cezalarından muafiyet ve sağlık harcamalarının karşılanması gibi ek ayrıcalıklar, halkın tepkisini daha da artırıyor. Sosyal medyada, “Milletvekilliği bir meslek değildir, emekli maaşları iptal edilsin” çağrıları yükseliyor.
İktidarın Sorumluluğu 
Adalet Nerede?İktidar, emekli maaşlarını ve asgari ücreti artırırken enflasyon oranlarının gerisinde kalan zamlarla yetiniyor. Örneğin, 2025’te memur ve emekli maaşlarına yapılan %11,54’lük zam, %44,38’lik yıllık enflasyonun çok altında. Buna karşılık, milletvekili maaşları memur maaşlarına endeksli olarak otomatik zam alıyor ve bu artışlar halkın gelirleriyle kıyaslandığında orantısız bir tablo yaratıyor.

Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender’in dediği gibi, “Devleti yönetenler emeklileri bir yük olarak görüyor”. Oysa emekliler, asgari ücretliler ve dul-yetim aylığı alanlar, yıllarca çalışarak ya da hak sahibi olarak bu ödemeleri hak ediyor. İktidarın, bu kesimlerin yaşam koşullarını iyileştirmek yerine, siyasi elitlere yüksek maaşlar ve ayrıcalıklar sunması, sosyal adalet ilkesine ters düşüyor.
Adil Bir Sistem İçin Ne Yapılmalı?
Maaşlar arasındaki bu uçurum, iktidarın önceliklerini ve gelir dağılımındaki adaletsizliği sorgulamayı gerektiriyor. Çözüm önerileri olarak şunlar öne çıkıyor:Milletvekili maaşlarının asgari ücrete oranının düşürülmesi: Avrupa’daki gibi 3-5 kat aralığına çekilmesi, halkın adalet algısını güçlendirebilir.
Çifte Maaş Uygulaması Kaldırılmalı
Milletvekilliğinin bir hizmet olduğu gerçeğinden hareketle, emekli maaşlarının aktif milletvekilliği süresince askıya alınması.
En düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine, dul-yetim aylıklarının ise en az açlık sınırı seviyesine çekilmesi.
Milletvekillerine tanınan ayrıcalıkların kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması ve bu ayrıcalıkların yeniden değerlendirilmesi.

Türkiye’de milyonlarca vatandaş ekonomik zorluklarla mücadele ederken, siyasi elitlerin refah içinde yaşaması, iktidarın halktan kopukluğunun bir göstergesi. Adaletli bir gelir dağılımı için, iktidarın bu uçurumu kapatacak somut adımlar atması şart. Aksi takdirde, sosyal medyada yankılanan “Adalet nerede?” sorusu, halkın öfkesini daha da büyütüyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı