AYM’nin İptaline Rağmen Yerel İrade Tehdit Altında!

Türkiye, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2023’te iptal ettiği belediye kurma düzenlemesinin ardından AKP’nin belediye yetkileri ile ilgili teklifi tartışmaların odağında. 

AYM’nin, Anayasa’nın 123. maddesine aykırı bulduğu ve belediyelerin kamu tüzel kişiliğini hiçe sayan önceki düzenlemenin gölgesinde hazırlanan bu teklif, iktidarın yerel yönetimler üzerindeki kontrolünü artırma çabası olarak değerlendiriliyor. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na belediye kurma ve kapatma yetkisi veren teklif, muhalefet tarafından, merkeziyetçi bir anlayışla yerel demokrasiyi zedelemekle eleştiriliyor.
Vali Görüşü ve Bakanlık Onayı: Yerel İradeye Pranga
Teklife göre, belediye kurma süreci valinin görüşüyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlanıyor. Bu düzenleme, yerel halkın ve seçilmiş temsilcilerin iradesini bypass ederek, atanmış bürokratların ve merkezi yönetimin karar alma süreçlerinde baskın rol oynamasına yol açıyor. Eleştirmenler, bu sistemin, yerel ihtiyaçlardan çok siyasi çıkarlara hizmet edeceğini savunuyor. Örneğin, 5 bin nüfuslu yerleşim yerlerinde belediye kurulabilmesi, AKP’nin kendi tabanını güçlendirmek için yeni belediyeler yaratma stratejisi olarak yorumlanıyor. Öte yandan, nüfusu 2 binin altına düşen belediyelerin köye dönüştürülmesi, muhalif belediyelerin tasfiyesi için bir araç olarak kullanılabileceği endişesini doğuruyor.
Belediye Kapatma Yetkisi
Teklifin en tartışmalı maddelerinden biri, meskun sahası il veya ilçe belediyesine 5 bin metreden yakın olan belediye ve köylerin tüzel kişiliğinin “genel imar düzeni veya temel altyapı hizmetleri” gerekçesiyle kaldırılarak başka bir belediyeye katılabilmesi. Bu madde, özellikle muhalif partilerin yönetimindeki küçük ölçekli belediyelerin büyükşehir belediyelerine yutularak etkisizleştirilmesi riskini barındırıyor. İmar ve altyapı gibi muğlak kavramların, siyasi kararlar için bir kılıf olarak kullanılabileceği belirtiliyor. Bu durum, yerel yönetimlerin özerkliğini ortadan kaldırarak, merkezi hükümetin yerel siyasete müdahalesini kolaylaştırıyor.
AYM’nin Kararına Rağmen Aynı Zihniyet
AYM’nin 2023’teki iptal kararında, belediyelerin kamu tüzel kişiliğinin Anayasa’ya aykırı bir şekilde ihlal edildiği vurgulanmıştı. CHP’nin başvurusu üzerine verilen bu karar, yerel yönetimlerin bağımsızlığına yapılan müdahalelere karşı önemli bir uyarıydı. Ancak AKP’nin yeni teklifi, AYM’nin çizdiği çerçeveyi dolanarak aynı merkeziyetçi yaklaşımı sürdürüyor. Teklif, yerel yönetimlerin halkın iradesiyle şekillenmesi ilkesini göz ardı ederek, belediye kurma ve kapatma süreçlerini siyasi bir araç haline getiriyor.
Siyasi Hesaplaşma ve Demokrasi Endişesi
Siyasi analistler, teklifin özellikle 2023 yerel seçimlerinde muhalefetin kazandığı belediyelere yönelik bir hamle olduğunu düşünüyor. Nüfus kriterleri ve birleştirme yetkisi, muhalif belediyelerin zayıflatılması veya ortadan kaldırılması için kullanılabilir. Ayrıca, vali ve bakanlık merkezli bir sistem, yerel demokrasinin temel taşı olan halkın seçme ve seçilme hakkını gölgede bırakıyor. Teklifin, iktidarın kaybettiği bölgelerde yeni belediyeler kurarak oy tabanını konsolide etme amacı taşıdığı da sıkça dile getiriliyor.
Yerel Demokrasi Tehdit Altında
AKP’nin yeni belediye teklifi, yerel yönetimlerin özerkliğini ve halkın iradesini merkeze alan bir yönetim anlayışını değil, siyasi çıkarlara hizmet eden bir merkeziyetçiliği yansıtıyor. AYM’nin daha önce iptal ettiği düzenlemenin ruhunu devam ettiren bu teklif, yerel demokrasiye vurulmuş bir darbe olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin demokratikleşme yolunda ilerlemesi için, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve bağımsızlığının korunması gerektiği açık. Ancak bu teklif, tam tersine, merkezi hükümetin yerel siyasete müdahalesini derinleştiren bir adım olarak tarihe geçebilir.
Kulislerde ise şu soru dillendiriliyor: İktidar, yerel demokrasiyi güçlendirmek yerine neden kontrolü sıkılaştırmayı tercih ediyor?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı