Hukukun Sesi TBMM'de Yankılandı: Atalay Kararı Yasal Zeminde!
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararının hüküm kısmı, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın talimatıyla CHP Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Sibel Suiçmez tarafından resmen okundu.
Bu adım, AYM’nin kararının yasal geçerliliğini ve bağlayıcılığını bir kez daha vurgulayan önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti.
AYM Kararının Yasal Bağlayıcılığı
Anayasa Mahkemesi, Can Atalay’ın seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş, bu karar Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayıcı nitelikteydi. AYM’nin bu kararı, Atalay’ın milletvekilliği statüsünün tanınması ve tahliye edilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Ancak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM kararına uymaması ve Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için TBMM’ye yazı göndermesi, ciddi bir anayasal kriz yaratmıştı. TBMM’de kararın okunması, bu krize karşı anayasal düzeni savunan bir hamle olarak değerlendiriliyor.
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Genel Kurul’da AYM kararını okutarak, Anayasa’nın üstünlüğünü ve hukukun gereğini yerine getirdi. Karaca’nın bu adımı, AYM kararlarının bağlayıcılığını TBMM çatısı altında resmen tescil eden bir hareket olarak hukukçular ve muhalefet partileri tarafından takdirle karşılandı. Ancak, kararın okunmasının ardından Genel Kurul’un kapatılması ve Meclis tutanaklarına bu kısmın yansıtılmaması, AKP’nin kararın resmiyet kazanmasını engelleme çabası olarak yorumlandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kararın okunmasını “Anayasa’ya, İçtüzük’e ve teamüllere aykırı” olarak nitelendirerek, Karaca ve Suiçmez’i kınadığını ve haklarında Anayasa ile İçtüzük’ten kaynaklanan yetkilerini kullanacağını açıkladı. Kurtulmuş, kararın okunmasını “hukuken yok hükmünde” saydığını belirtirken, bu davranışın TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e saygısızlık olduğunu iddia etti. Ancak, Kurtulmuş’un bu açıklamaları, AYM kararlarının bağlayıcılığını göz ardı ettiği ve anayasal bir yükümlülüğü yerine getiren Karaca’yı hedef aldığı gerekçesiyle eleştirildi.
Hukukçular, Kurtulmuş’un “hukuken yok hükmünde” ifadesinin, Anayasa’nın 153. maddesine aykırı olduğunu vurguluyor. Anayasa’ya göre, AYM kararları kesin olup, tüm devlet organlarını bağlar. Karaca’nın, AYM kararını Genel Kurul’da okutması, bu anayasal zorunluluğun bir gereği olarak görülüyor. Kurtulmuş’un, Karaca ve Suiçmez’e yönelik disiplin süreci başlatma tehdidi ise, muhalefetin anayasal haklarını kullanmasını engelleme girişimi olarak değerlendiriliyor.
AKP’nin Tutumu ve Anayasal Kriz
AKP, Can Atalay’ın milletvekilliği sürecinde AYM kararlarına uyulmaması yönünde tutum almış ve Yargıtay’ın kararını desteklemişti. Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için daha önce TBMM’ye gönderilen Yargıtay kararı, AYM’nin hak ihlali kararına rağmen Genel Kurul’da okunmuş ve vekilliği düşürülmüştü. Bu süreç, AKP’nin AYM kararlarını tanımama politikasının bir parçası olarak görülmüştü. 16 Nisan 2025’te AYM kararının okunması, AKP’nin bu tutumuna karşı muhalefetin anayasal zeminde verdiği bir yanıt oldu.
Muhalefet partileri, özellikle CHP, DEM Parti ve TİP, Karaca’nın kararını “anayasal bir zafer” olarak nitelendirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, daha önce Kurtulmuş’u AYM kararlarına uymaya çağırarak, “Meclis, anayasal düzene sahip çıkmalıdır” demişti. TİP ise, Atalay’ın derhal tahliye edilmesi ve milletvekilliği görevine başlaması gerektiğini vurguladı.
Hukukun Üstünlüğü Vurgusu
TBMM’de AYM kararının okunması, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve anayasal düzenin korunması açısından kritik bir adım olarak görülüyor. Gülizar Biçer Karaca’nın, Genel Kurul’da bu kararı okutarak anayasal bir yükümlülüğü yerine getirdiği, hukuk devleti ilkesine sahip çıktığı belirtiliyor. Ancak, AKP’nin tutumu ve Kurtulmuş’un açıklamaları, anayasal kurumlar arasındaki gerilimi derinleştiriyor.
Hukukçular, AYM kararlarının uygulanmasının bir seçenek değil, anayasal bir zorunluluk olduğunu hatırlatıyor. Can Atalay’ın durumu, yalnızca bir milletvekilinin hakları değil, aynı zamanda Türkiye’nin anayasal düzeninin geleceği açısından da bir sınav niteliği taşıyor.
TBMM’nin, AYM kararına uygun hareket ederek Atalay’ın tahliyesini sağlaması, hukukun üstünlüğünü teyit edecek bir adım olarak bekleniyor.
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını Genel Kurul’da okutması, anayasal bir hakkın ve hukukun gereğinin yerine getirilmesi anlamına geliyor. Bu adım, AKP’nin AYM kararlarını görmezden gelme politikasına karşı muhalefetin güçlü bir duruşu olarak tarihe geçti.
Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca bağlayıcı olan AYM kararının uygulanması, Türkiye’de hukuk devletinin yeniden tesisi için bir dönüm noktası olabilir.
Önce girilen, ancak Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un açıklamalarından sonra kaldırılan tutanaklar, başta hukukçular olmak üzere, kamuoyundan gelen tepkiler sonrası tekrar yayınladı. TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca ve muhalefet parti yöneticileri, bu işin peşini bırakmayacaklarını ve gerekli hukiki adımları atmaya devam edeceklerini söyledi.
Yorumlar
Yorum Gönder