"Lütufmuş" Gibi Sunulan Bayram İkramiyesinin Gerçek Yüzü!
İktidar, emeklilere bayram ikramiyesini 4 bin TL’ye çıkardığını büyük bir lütufmuş gibi sunuyor. Ancak rakamlar ve hayatın gerçekleri, bu artışın emekliler için bir “müjde” olmaktan çok uzak olduğunu ortaya koyuyor.
2018 yılında bin TL olarak belirlenen bayram ikramiyesi, aradan geçen yedi yılda yalnızca 4 katına çıkarılmış durumda. Peki, aynı dönemde temel ihtiyaçların fiyatları ne kadar arttı? Ekmek 10 kat, et ise 15 kat zamlandı. Bu tablo, emeklilere yapılan artışın, bırakın refah sağlamayı, mevcut alım gücünü bile koruyamadığını açıkça gösteriyor.
Enflasyonu düşük gösterdiği sıkça tartışılan TÜİK’in resmi enflasyon verileri bile gerçek emeklilere verilen zammın bir kayıp olduğunu kanıtlıyor.
Yıllardır düşük maaşlarla geçinmeye çalışan emekliler, artan hayat pahalılığı karşısında temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldi. Bayramda verilen 4 bin TL, bugün bir elektrik faturasını bile ödemeye yetmiyor. Otuz yıl boyunca bu ülkeye emek veren insanlar, emekliliklerinde açlıkla mücadele etmek zorunda mı bırakılacak?
İktidarın bu politikası, emeklilere “sizi düşünüyoruz” mesajı vermekten çok, adeta “idare edin” demeye getiriyor. Oysa bayram ikramiyesi, en azından asgari ücret seviyesine çıkarılarak emeklilerin bir nebze nefes alması sağlanmalı. Milyonlarca emekli, yıllarca çalışıp didindikten sonra hak ettikleri değeri görmek istiyor. Bu düzenleme, ne yazık ki hiçbir yaraya merhem olmuyor; aksine, emeklilerin yaşadığı hayal kırıklığını ve geçim derdini daha da derinleştiriyor.
İktidar, parlak vaatler ve “müjde” sözcükleriyle bu gerçeği örtbas edemez. Emekliler, laf değil, somut iyileştirme bekliyor. Bayram ikramiyesi meselesi, sadece bir rakam oyunundan ibaret olmamalı; bu ülkenin emeklisine yakışır bir yaşam standardı sunmalı. Aksi takdirde, bu politikalar “müjde” değil, emeklilere vurulan yeni bir darbe olarak tarihe geçecek.
Ayrıca, güncel tarih olan 12 Mart 2025’i baz alarak enflasyon oranlarının mevcut durumunu geçmişle kıyaslayan uzmanlar şu bilgileri paylaşıyor:
Bayram İkramiyesi ve Enflasyonun Gerçek Yüzü
2018’de emeklilere bayram ikramiyesi olarak verilen 1.000 TL, 2025 itibarıyla 4.000 TL’ye çıkarılmış durumda. Bu, yedi yılda 4 kat artış anlamına geliyor. Ancak aynı dönemde temel tüketim mallarındaki fiyat artışları çok daha çarpıcı:
Ekmek: 2018’de yaklaşık 1 TL olan ekmek fiyatı, 2025’te 10 TL civarına ulaşmışsa (bölgesel farklar olabilir), bu 10 katlık bir artış demek.
Et: 2018’de kilogramı 40-50 TL olan kırmızı etin fiyatı, 2025’te 600-750 TL bandına yükselmişse, bu da yaklaşık 15 katlık bir zam anlamına geliyor.
Bu veriler, bayram ikramiyesindeki artışın, temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat yükselişlerinin çok gerisinde kaldığını gösteriyor. TÜİK’in resmi enflasyon rakamları bile bu kaybı gizleyemiyor. Örneğin, TÜİK’in 2024 yıl sonu enflasyon oranı %44,38 olarak açıklanmış olsa da (Ocak 2025 verilerine dayanarak), bağımsız kaynaklar (ENAG gibi) bu oranı %83,40 gibi çok daha yüksek bir seviyede hesaplıyor. 2025’in ilk çeyreğinde ise enflasyonun düşüş eğilimine girdiği varsayılsa dahi, Mart 2025 itibarıyla yıllık enflasyonun %40 civarında seyrettiğini öngörebiliriz (TÜİK’e göre). Ancak bu oran, halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmıyor.
Enflasyonun Alım Gücüne Etkisi
TÜİK’in düşük gösterdiği enflasyon oranlarına rağmen, 2018’den 2025’e kümülatif enflasyon (resmi verilere göre) %300-350 civarında bir artışa işaret ediyor. Buna karşılık, bayram ikramiyesindeki %300’lük artış (1.000 TL’den 4.000 TL’ye), enflasyonun altında kalıyor. Daha da önemlisi, emeklilerin maaşları ve ikramiyeleri, asgari ücretin bile gerisinde kalmış durumda. 2025’te asgari ücretin 22.104 TL olarak açıklandığını düşünürsek, 4.000 TL’lik ikramiye bu rakamın yalnızca %18’ine denk geliyor. Oysa emekliler, asgari ücret seviyesinde bir ikramiye talep ediyor; bu da yaklaşık 5-6 kat daha fazla bir artış anlamına gelir.
Gerçek Enflasyon ve TÜİK Verileri Arasındaki Uçurum
TÜİK’in enflasyon sepeti ve hesaplama yöntemleri uzun süredir tartışma konusu. Gıda, konut ve ulaştırma gibi temel kalemlerdeki fiyat artışları, resmi rakamların ötesinde bir gerçekliği işaret ediyor. Örneğin:
Gıda enflasyonu: 2024’te TÜİK’e göre %48,57 iken, dar gelirliler için bu oran %86 civarında hesaplanıyor (DİSK-AR gibi kaynaklara göre).
Faturalar: Elektrik, doğalgaz gibi giderler son yedi yılda 10-15 kat artmışken, 4.000 TL’lik ikramiye bir aylık fatura giderini bile karşılamıyor.
Bağımsız hesaplamalar (ENAG gibi) ve piyasa gözlemleri, yıllık enflasyonun %80-100 bandında olduğunu öne sürüyor. Bu, emeklilerin ve dar gelirlilerin alım gücünün resmi verilere göre bile eridiğini, gerçekte ise çok daha dramatik bir kayıp yaşadığını gösteriyor.
İktidarın Politikalarına Eleştiri
İktidar, bayram ikramiyesindeki artışı “müjde” gibi sunarken, bu artışın enflasyon karşısında bir iyileştirme değil, bir erime olduğu açık. Emekliler, 30 yıl çalıştıktan sonra açlık sınırının altında (2025’te yaklaşık 18.000 TL) yaşamaya mahkûm ediliyor. Merkez Bankası’nın 2025 enflasyon hedefi %21’e revize edilmiş olsa da, mevcut gidişat bu hedefin tutturulmasının zor olduğunu gösteriyor. Yüksek faiz politikaları ve sıkı para politikası uygulanmasına rağmen, yapısal sorunlar (gıda arzı, enerji maliyetleri, döviz kuru) enflasyonu körüklüyor.
Sonuç olarak emekliler ve enflasyonun mağdurları
bayram ikramiyesinin asgari ücret seviyesine çıkarılması talebi, ekonomik gerçekler ışığında makul bir beklenti. Ancak iktidarın mevcut politikaları, emeklilerin değil, büyük sermayenin ve bütçe dengelerinin öncelendiğini gösteriyor. Enflasyon oranları analiz edildiğinde, resmi verilerle halkın yaşadığı gerçek arasındaki uçurum kapanmıyor. Emekliler, bu düzenlemeden “merhem” değil, daha fazla yara alıyor. Gerçek bir çözüm için, enflasyonun şeffaf bir şekilde hesaplanması ve sosyal yardımların alım gücünü koruyacak şekilde düzenlenmesi şart. Aksi halde, “müjde”ler sadece birer aldatmaca olarak kalmaya devam edecek.
Yorumlar
Yorum Gönder