Ekonomiyi krize sokan AKP halkın arazilerini satıyor

CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, hükümetin son dönemde art arda açıkladığı arazi satışlarına tepki gösterdi.

Deniz Atalar yaptığı yazılı açıklamada; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca 314 arazinin daha satışa çıkarıldığını duyurdu. Ülkede ağır bir ekonomik kriz ve işsizlik varken, en ucuz halleriyle satışa çıkan bu taşınmazlar, kıyılar, tatil yöreleri, koylar ihale ediliyor. Bu ülkenin rant için yağmaladıkları her bir karış toprağın da hesabını soracağız" dedi.
Denize sıfır pek çok araziler satışa çıkarılıyor
Muğla ve İzmir başta olmak üzere turizm bölgelerindeki pek çok denize sıfır arazinin satışa çıkarılmasını eleştiren CHP'li Atalar, “Ülkenin toprakları, birilerinin çıkarlarına kurban edilmemelidir. Plansız arsa satışlarına ve plansız kentleşmeye artık son verilmelidir. Ülkenin hazinesini de boşalttılar ve finanse etme noktasında çaresiz kaldıkları için kıyıda köşede ne kalmış onları bulup satıyorlar. Satarken de, tapu masrafı almadan ve KDV'den muaf bir şekilde adrese teslim satıyorlar.
Sıkıştıkça arazi satan iktidar
Yerel seçimlerden sonra ikinci sırada yer alan AKP, her sıkıştığında başvurduğu satış ekonomisine yeniden yönelmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın web sitesinde yayımlanan ilanlara göre; Muğla, İzmir gibi birçok deniz kenarındaki arsanın yanı sıra Türkiye genelinde birçok arazi satışa sunulmuştur. Bu durum, "Seçim bitti, kasa boşaldı, satışlar başladı" şeklinde yorumlanmaktadır.
Krizi fırsata çevirerek iktidara gelen AKP 
AKP, ekonomik krizi bir şekilde fırsata çevirerek iktidara geldi. Ancak bu satışlar ve derin ekonomik kriz nedeniyle AKP'nin gidişi de gerçekleşecek. AKP iktidarı, devasa bir ekonomik enkaz bırakarak çöküyor.
Arazilerin sahibi halktır 
Bu araziler, ülkemizin ortak varlıklarıdır. Kamu çıkarı olmadıkça bu arazilerin satışının gerçekleştirilmemesi gerekmektedir. Sahibi halktır, hükümet değil! Bu çerçevede, bölge halkının, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınmadan yapılan satışlar, geleceğimiz için tehlikelidir. Bu nedenle, bu satışların şeffaf bir şekilde gerçekleşmesi ve halkın görüşlerinin dikkate alınması önemlidir. Geleceğimizi etkileyen bu kararların, toplumun geniş kesimlerinin katılımıyla alınması ve kamu yararını gözetmesi gerekmektedir."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meclis Personeline Layık Görülen Kıyafetler Bit Pazarında Bile Yok!

Parlamento Güvenliğinde Yeni Dönem Tartışmaları da Beraberinde Getirdi

TBMM Yönetiminden Yandaş Sendikaya Üst Düzey Kadro Kıyağı