Bekir Bozdağ'ı örnek veren Serdaroğlu, Erdoğan ve Bahçeli'ye," yarın ikinizi satacaklar" diye seslendi
"AKP-MHP-HÜDA PAR gibi Cumhuriyet, Demokrasi ve Atatürk düşmanı partilerin adaylarına asla ve asla oy vermemeliyiz. Önce ülkeyi kurtaralım, Belediyeler daha sonra!
İnanın bunlardan kötüsü olamaz…" diyerek Cumhur ittifakını sert bir dille eleştirdi.
Serdaroğlu, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, Bekir Bozdağ'ı örnek göstererek, "Yarın ikinizi de satacaklar" diye seslendi.
Serdaroğlu'nun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama şöyle:
"AKP Genel Başkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli, lütfen dikkatle okuyunuz!
Bekir Bozdağ; 59 yaşında. 6 Dönemdir Milletvekili. AKP Grup Başkan Vekili, Başbakan Yardımcısı, Adalet Bakanı görevlerinde bulundu. Şu an TBMM Başkan Yardımcısı…
Bu kişi, 29 Temmuz 2016 günü (51 yaşında iken) TBMM’de aynen şu konuşmayı yaptı;
“Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz. Ama değerli bir insandır. Bu ülkenin Milli Manevi değerlerine saygılı nesiller yetiştirmek için hizmetini yapıyor. Ona çete diyemezsiniz.”
Aynı kişi 28 Şubat 2024 günü (59 yaşında iken) TBMM’de aynen şu konuşmayı yaptı;
“Ben FETÖ ile mücadele eden adamım. Onları lağıma attım. Fethullah Gülen terörist başıdır.”
Adı geçen kişinin DOĞRU Parti nezdinde zerrece kıymeti yoktur.
Bu dönekliği, ikili konuşması onun karakterini belirtmekte ve FETÖ’yu attım dediği LAĞIMDA yıllarca onlarla birlikte yaşadığının kabulüdür.
Bir diğer gerçekte şudur. Bu ödlek ve dönek tipler, ilerde mutlaka yargılanacaklarını bildiklerinden, şimdiden kendilerini garantiye almak için, köklerini ve sahiplerini satacak karakterde olduklarının işaretlerini verirler.
Erdoğan ve Bahçeli'nin en yakınındakiler itirafçı olacak
Yaşayanlar görecektir ki, AKP-MHP-HÜDA PAR ortaklığı, iktidardan düştüğü an Türkiye yeni bir “İtirafçı” dönemine girecektir. En çok suçlananlar Erdoğan ve Bahçeli olacaktır. Hiç şüphesizdir ki, itirafçı ve ihbarcıların tamamına yakını bu iki Genel Başkanın en yakınındaki kişilerden oluşacaktır.
AZİZ Türk Milleti;
22 yıldır görmediğimiz, yaşamadığımız ihanet çeşidi kalmadı.
İhanetin, kötülüğün, ilkelliğin, hırsızlığın, görgüsüzlüğün, ahlaksızlığın binbir çeşidinin yansımasını hem devlet kurumlarında hem de kademe kademe toplumun her kesiminde gördük yaşadık.
Çocuk tecavüzcülerinin, kadın katillerinin siyaset ve yargı tarafından korunduklarını, şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarının Yunan’a peşkeş çekildiğini, milyonlarca ipini koparan serserinin ülkemize doldurulmasını, Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’e devlet katında ve tarikat-cemaat yobazlarının ağzından en ağır hakaretlerin yapıldığını gördük.
Tüm bunlar olurken, Siyasi Partilerin (İktidar-Muhalefet), Yüksek Yargının, Ordunun yönetim kademesinin, bürokrasinin büyük bir kesiminin ihanete ortak olduğunu, bir kısmının ise sessiz kaldığını gördük. Görmedik mi? Gördük ve kayıt altına aldık.
AKP-MHP-HÜDA PAR gibi Cumhuriyet düşmanı partilere asla oy vermeyin
Şimdi önümüzde tarihi bir fırsat var. 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri!
Yetki de sorumluluk da sizde.
Bu seçim, belediye hizmetlerini hangi partinin adayından daha iyi hizmet alacağımızın seçimi değildir. Bu seçim, ülkemizi bu hale getiren küreselci çetenin Türkiye’deki işbirlikçilerinin kolunun kanadının kırılması gereken bir seçimdir. Bu bilinçte olmamız ve çevremize bu anlayışı yaymak zorundayız.
Mutlaka sandığa gidip oy kullanmalıyız, kullandırmalıyız. Oyların bölünmesine izin vermemeliyiz.
AKP-MHP-HÜDA PAR gibi Cumhuriyet, Demokrasi ve Atatürk düşmanı partilerin adaylarına asla ve asla oy vermemeliyiz. Bu küresel çetecilerin karşısında hangi aday güçlüyse, ona yüklenmeliyiz.
İstanbul’da İmamoğlu’na, Ankara’da Yavaş’a, Bursa’da Bozbey’e, Adana’da Karalar’a, Muğla’da Aras’a vs oy vereceğimiz gibi!
Yobazların, Eşbaşkanların, Küresel Çetenin elemanlarının adaylarına oy vermeyeceğimiz gibi!
Haa, oy vereceğimiz adayların içinde, gönlümüze uymayan adaylar yok mu? Elbette var!
Bu seçim Türkiye'yi kurtarma seçimidir
Ama bu seçim “Ehemmi mühime tercih etme seçimidir. Türkiye’yi kurtarma seçimidir. Bu defa, bu duvarı mutlaka yıkmalıyız.
Önce ülkeyi kurtaralım, Belediyeler daha sonra!
İnanın bunlardan kötüsü olamaz…
Degüstatörün önüne üç kadeh şarap koyup, hangisinin en kötü olduğunu söylemesini istemişler.
Degüstatör, ilk kadehi tatmış ve “En kötüsü bu” demiş!
Diğerlerini tatmadın ki diye sormuşlar!
Degüstatör; “İnanın ki dünyada bundan kötüsü olamaz” demiş.
İnanın bunlardan daha kötü yönetim olamaz…"
Yorumlar
Yorum Gönder