Toprak Unuttu, Çiftçi Küstü: AKP’nin Tarımda 22 Yıllık Tahribatı!
AKP’nin 22 yıllık neoliberal tarım politikaları Türkiye’yi kendine yetemez hale getirdi. Buğday 25 gram altından 3 grama düştü, çiftçi tarladan koparıldı!
Türkiye tarım sektörü, tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. 22 yıllık AKP iktidarı boyunca uygulanan neoliberal politikalar, çiftçiyi üretimden koparırken, tarım arazilerini ranta kurban etti ve ülkeyi temel gıda ürünlerinde bile kendine yetemez hale getirdi.
Çiftçilerin yurdun dört bir yanına yayılan tepkisi bu yıkımın en net göstergesi.
Buğdayın Altınla İmtihanı: 25 Gramdan 3 Grama!"
2000 yılında 1 ton buğday 25 gram altın ederken, 2024’te bu rakam 3 grama kadar geriledi. Bu çarpıcı düşüş, AKP’nin tarım politikalarının acı reçetesini gözler önüne seriyor. Üretim maliyetleri yükseltilip, çiftçinin tarladaki ürün fiyatları baskılanırken, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Çaykur gibi kamu kurumları maliyetin altında alım fiyatları açıklayarak çiftçiyi adeta tarladan kovdu. Fiskobirlik, Pankobirlik, Marmarabirlik ve Trakyabirlik gibi tarım satış kooperatifleri ise işlevsizleştirilerek üreticinin lehine fiyat düzenleme sürecinden dışlandı.
Çiftçi Kooperatifleri Yerine Holdingler!
Tarım Kredi Kooperatifleri, siyasi atamalarla çiftçiye destek olmaktan uzaklaşıp bir holding gibi yönetilmeye başlandı. Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ise çiftçi dostu olmaktan çıkarak, arazilerine ve üretim araçlarına el koyup icra yoluyla satışa çıkaran bir kuruma dönüştü. Tarımsal kredilerin oranı düşürüldü, şeker fabrikaları ve tekel gibi Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) özelleştirildi, tütün piyasası ise tamamen yabancı şirketlerin insafına terk edildi.
Özelleştirmeler Tarımı Sermayeye Teslim Etti
Et Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Yem-San gibi kurumların kapatıldığı özelleştirme furyası, büyük tüccarları, çok uluslu şirketleri ve zincir marketleri fiyat belirleyici konuma getirdi. Üretici üretirken kaybederken, tedarik zincirindeki tekelci yapılaşma tüketicinin gıdaya daha pahalıya ulaşmasına yol açtı. Hububat, bakliyat, buğday, arpa, ayçiçeği, mısır ve pamuk gibi ürünlerde kendine yeterli olan Türkiye, yanlış politikalarla ithalata mahkum edildi.
Reform Masalları ve Değişmeyen Gerçekler
Her yeni tarım bakanı “reform” vaadiyle sahneye çıksa da, ana politikada hiçbir değişiklik olmadı. AKP’nin tarım stratejisi iki temel üzerine kurulu: Kamu yönetimini tarım sektöründen çekip üreticiyi sanayici, tüccar ve ihracatçı ile baş başa bırakmak ve KİT’leri özelleştirerek alanı sermayeye teslim etmek. Desteklerin kısılması, kamunun düzenleme yetkisinin kullanılmaması ve girdilerle ürünlerde dışa bağımlılığın sürdürülmesi, bu neoliberal yıkımın yapı taşları oldu.
Arz-Talep Dengesi Çöktü, Çiftçi de Tüketici de Kaybediyor
Tarımsal üretim planlaması kavramı içi boşaltılmış bir söyleme dönüşürken, uzun vadeli ve çiftçinin kâr edeceği gerçek bir planlama yapılmadı. Üretim azaldıkça istihdam daraldı, tüketici gelirleri eridi. Enflasyonun yükü, suçlu olmadığı halde üretici ve işçilere yüklendi. Tüketici, raflardaki ürünü bile alamaz hale gelirken, talep daraldı ve bu da üretimi daha da baltaladı. Zincirleme bir çöküşle karşı karşıya olan tarım sektörü, AKP’nin 22 yıllık mirası olarak tarihe geçti.
AKP’nin Tarımda da Sınıfta Kaldı!
Çiftçilerin yurdun dört bir yanındaki eylemleri, AKP iktidarının tarımı getirdiği noktayı açıkça ortaya koyuyor: Ranta açılan tarlalar, kâr getirmeyen ürünler ve üretimden koparılan bir çiftçi topluluğu. Türkiye, tarımda kendine yeterliliğini kaybetmiş, gıda güvenliği tehlikeye atılmış bir ülke konumuna düşürüldü. İktidarın neoliberal tarım politikaları, çiftçiyi de tüketiciyi de bitiren bir sistem yarattı. Bu durum ise AKP iktidarının diğer sektörlerde olduğu gibi tarımda da sınıfta kaldığının en somut kanıtı olarak görülüyor!
Yorumlar
Yorum Gönder